Fırat Üniversitesi Rektörü Fevzi
Bingöl, hakkında çıkan '
fişleme' yaptığı yönündeki iddiaları yalanladı. Fevzi Bingöl, 2001-2004 yılında yürüttüğü
rektörlük görevi esnasında, doktora yapan Ahmet Baylar hakkında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gönderdiği
raporun 'fişleme' olarak yorumlandığını; ancak gönderdiği raporun ilk satırında Ahmet Baylar'a neden kadro verilmediğinin açık bir şekilde yazıldığını söyledi.
Bingöl, açıklamasında,
Cumhurbaşkanlığına gönderilen 21.12.2001 tarihli yazıda, Ahmet Baylar'ın üniversitede sürekli bir kadroya neden atanmadığının açıkça izah edildiğini belirtti.
Bingöl, "2547 sayılı
kanunun 50/d maddesine göre üniversitede görevli olan araştırma görevlileri doktoralarını tamamladıklarında üniversite ile ilişikleri kesilmektedir. Bu nedenle doktora çalışmasını tamamlayan ve doktor unvanını alan Ahmet Baylar'ın 22.03.2003 tarihinde üniversitemizle ilişiği, ilgili kanunlar ve mevzuat çerçevesinde kendiliğinden kesilmiştir. İlişik kesme tarihinden önce o sıralarda Üniversitemize bağlı
Tunceli Meslek Yüksekokulu'nda açılan ve müracaat edebileceği kadroya müracaat etmeyerek, bir anlamda muhtemel kadro alma tercihini kullanmamıştır.'' şeklinde konuştu.
Ahmet Baylar'ın, döneminde
Fırat Üniversitesi'ne bağlı Tunceli Meslek Yüksekokulu'nda açılan kadroya müracaat etmeyip Fırat Üniversitesi'nde kadro ilanını beklediğini kaydeden Rektör Bingöl, üniversitelerde kadroların, kişilere göre değil, bölümlerin ihtiyacına göre ilan edildiğini vurguladı.
Fevzi Bingöl, Ahmet Baylar'ın kadro almak için müracaatından sonra, ilgili birimin
yöneticisi veya
yönetim kurulunca oluşturulan jürilerin değerlendirmesi ve hazırladıkları rapor doğrultusunda işlemler yapıldığını aktardı. Bingöl, kadro için Dr. Ahmet Baylar ve Dr. Nihat Kaya'nın müracaat ettiğini belirtti. Fevzi Bingöl, süreci şöyle anlattı: ''Adı geçen anabilim dalının (Hidrolik Anabilim Dalı) yardımcı doçent ihtiyacı, Rektörlük tarafından Yüksek
öğretim Kurulu'nun onayına sunulmuş, alınan onay 20.07.2003 tarihinde ilan edilmiştir.
İlan edilen kadroya Dr. Ahmet Baylar ile Dr. Nihat Kaya müracaat etmişlerdir. Mühendislik Fakültesi Dekanlığı'nca oluşturulan bilimsel jürilerden 2 tanesi Dr. Nihat Kaya'nın 1 tanesi ise Dr. Ahmet Baylar'ın atanmasının uygun olduğu görüşünü bildirmişlerdir. Bunun üzerine ilan edilen kadroya Dr. Nihat Kaya atanmıştır. Bilimsel jürilerin seçilmesi ve raporların hazırlanmasında Rektörlüğün herhangi bir müdahalesi söz konusu olmamıştır.''
Kadroların şahsa verilmeyeceğinin altını çizen Fırat Üniversitesi Rektörü Fevzi Bingöl, Ahmet Baylar'ın atanmasının yapılmamasının eşinin başörtülü olmasıyla hiçbir alakası olmadığını dile getirdi.
"YÖNETİCİ, KANUNU UYGULAMAK ZORUNDADIR"
Fırat Üniversitesi Rektörü Fevzi Bingöl, Köşk'e gönderdiği raporda, Ahmet Baylar'ın eşinin raporda 'başörtülü' olduğu ifadelerini kullanmasının nedenini, 28
Şubat kararlarına bağladı. 28 Şubat kararlarından sonra üniversiteler türbanlı girmenin kesinlikle
yasak olduğunu anımsatan Fevzi Bingöl, ''Bu durum İdare Mahkemesi,
Anayasa Mahkemesi ve İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile de kesinleşmişti.
Yükseköğretim Kurulu yetkilileri tarafından, rektörlüklerden bu
mahkemelerin kararlarının uygulanması ısrarla istenmekteydi. Türbanla sorunu olmayan, kişilerin
giyim kuşamında serbest olmasını isteyen birisi olarak, mahkemelerin kararlarının kapsamı dışında olan insanlarla hiçbir bir sıkıntım olmamıştır.'' dedi.
Rektörlük görevini yürüttüğü sıralarda, rektör yardımcısı, bir kısım dekanlar, enstitü müdürleri,
yüksekokul ve meslek yüksekokulları müdürlerinin eşleri ve o tarihler arasında atamalarını yaptıkları birçok öğretim elemanının eşlerinin başörtülü olduğunu ifade eden Bingöl, ''Ayrıca eğitimleri gereği türbanla derslere girmesi gerektiğine inandığım
İlahiyat Fakültesi kız öğrencilerine de hiçbir kısıtlama getirilmemiştir.'' şeklinde konuştu.
Ahmet Baylar'ın eşi Müfide Baylar'ın, bölüm başkanı, dekanlık ve Rektörlüğün tüm öğrencilere duyurmuş olduğu mahkemelerin kararlarına rağmen, derslere türbanla girmeye devam ettiğinin belirten Fevzi Bingöl, hoşlarına gitmese de mahkeme kararlarını uygulamak zorunda kaldıklarını dile getirdi. Bingöl, şöyle devam etti: ''Bir taraftan idareciler olarak mahkeme kararlarını hoşumuza gitmese de uygulamamanın suç olduğunu biliyor, diğer taraftan da öğrencilerimizin bu konu ile ilgili olarak ceza almalarını veya eğitimlerini aksatmasını istemiyorduk. Müfide Baylar'ın o dönemde araştırma görevlisi olan Ahmet Baylar'ın eşi olduğunu bilen bölüm ve dekanlık yetkilileri, Ahmet Baylar'a mahkeme karalarından bahsederek, eşine bu kararları iletmesini istemişler ve zarar görmemesi için iyi niyetli bir yaklaşım göstermişlerdir. Ancak yönetimin bu iyi niyetli yaklaşımı maalesef
cevap bulmamış.
Yargı kararlarına açıkça muhalefet edilmiştir.''
"FİKRİM, KANUN VE MEVZUATLA PARALELLİK GÖSTERMİYOR"
Devlet damı kimliğine sahip her yöneticinin, benimsemese de kanun ve mevzuatı uygulamak zorunda olduğunu söyleyen Bingöl, başörtüsü konusunda şahsi fikrinin, dönemin kanun ve mevzuatıyla paralellik göstermediğini de kaydetti.
Bingöl, bu konudaki hassasiyetinin, geçmiş dönemde yürütülen uygulamalara bakılınca anlaşılabileceğini savundu. Ahmet Baylar'ın eşinin, kanuna ve uygulamalara açıkça muhalefet etmesine rağmen
mezun olabildiğinin altını çizen Rektör Bingöl: ''Cumhurbaşkanlığı'na yazılan yazıdaki son cümle ise Ahmet Baylar veya herhangi bir kişiyi değil; kanun, mevzuat ve mahkeme kararlarını uygulamak istemeyen, onları yok sayan, tanımayan kişiler için kullanılmış genel bir ifadedir. Bugün de kanun, mevzuat,
mahkeme kararı tanımayan kişi veya kişiler hakkındaki kanaat bundan başka olamaz. Cumhurbaşkanlığı Makamı'ndan gelen yazılara verilen gizli olmayan cevapları 'fişleme' diye nitelendirmek olayı çarptırmaktan başka bir şey değildir. Verilen bilgiler, ilgili yazılara cevap niteliğinde olup hepsi resmi kayıtlarda yer almıştır. Ahmet Baylar, dini
inanç ve kanaatlerinden ve eşinin başörtüsünden dolayı değil, kanun ve mahkeme kararlarına uymamasından dolayı eleştirilmiştir. Nitekim dönemimde eşi başörtülü olan çok sayıda yönetici ve öğretim elemanı atamam böyle bir yaklaşım içinde olmadığımın en bariz örneğidir. Bu konudaki hassasiyetimi sorgulamak veya sınamaya kalkmak hiç kimsenin haddi değildir.''
Fırat Üniversitesi Rektörü Fevzi Bingöl'ün, 2001 yılında doktora yapan Ahmet Baylar'ın araştırma görevlisi kadrosuna 'eşi başörtülü' diye karşı çıktığı ve bu durumu, dönemin
cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'e, 'bu tür insanların üniversitemizde hizmetine ihtiyaç duyulmadığı kanısındayım' yönünde rapor hazırladığı iddia edilmiş ve bu durum kamuoyunda geniş yer bulmuştu.