Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın, büyükler için olduğu kadar çocuklar açısından da ramazan ayının önemli olduğunu belirterek, ''
Ramazanı
aile içi
iletişime vesile yapmak için dolu dolu yaşayabiliriz'' dedi.
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlk
öğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazanı birey, aile,
toplum olarak dolu dolu yaşamak için yapılabilecek çok şey olduğunu söyledi.
Büyükler için olduğu kadar çocuklar açısından da ramazan ayının önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aydın, ''
Ramazan ayını dolu dolu yaşamak için, ramazan ayı gelmeden önce evde bir
tatlı telaş yaşanmalı ve bu telaş çocuğun dikkatini çekmelidir. Böylece çocuk, bu değişimi görmeli ve merak etmelidir. Çünkü merak öğrenme için önemlidir'' diye konuştu.
Son yıllarda ailelerin sorunlarının arttığını, bunun en önemli nedenlerinden birinin de iletişim kopukluğu olduğunu vurgulayan Aydın, şöyle konuştu:
''Gittikçe evlerimiz otele dönmeye başladı. Evde herkes kendi başına, kendi işiyle meşgul duruma geldi. Annelerimizin çoğu mutfakta dizi, babalarımız salonda haber seyrederken, oğlumuz
futbol ya da bilgisayarla, kızımız müzikle meşgul olmaya başladı. İşte bu gibi nedenlerle ramazanı aile içi iletişim için bir fırsata dönüştürebiliriz. Ramazanı aile içi iletişime vesile yapmak için onu dolu dolu yaşayabiliriz. Bu nedenle ramazanı ailece dolu dolu yaşamak için ciddi ciddi düşünüp, konuşup, planlayabiliriz. Çünkü aile içi iletişimde, sevinç ve üzüntüleri birlikte yaşama, birlikte yeme içme, birlikte sohbet, birlikte
gezi gibi hayatı paylaşan etkinlikler çok önemlidir.''
-''RAMAZAN AYINI AİLECE HİSSETMELİYİZ''-
Ramazan ayını ailece hissetmek ve özellikle çocuklara yaşatmak için bir aile toplantısı yapıp, bu ayda nelerin yapılacağı, nelerin yapılmayacağının konuşulabileceğini belirten Prof. Dr. Aydın, şöyle devam etti:
''Teravih namazının nerede kılınacağına, ne zaman kimlerin
iftara davet edileceğine, birlikte Kur'an veya kitap okunabileceğine, zekat ve fitrelerin nasıl, kime verileceğine istişare yaparak birlikte karar verebiliriz. Ramazan ayının farkını, evimizde yaptığımız bazı değişikliklerle çocuklara hissettirebiliriz. Ramazan heyecanını artırmak için, ihtiyaç olan ramazan alışverişlerini eşimiz ve çocuğumuzla beraber yapabiliriz. Bunun yanında ramazan ayının hatırasına çocuğumuza, eşimize, kendimize, büyüklere yeni giyecekler, ayakkabılar ya da sembolik basit hediyeler alarak bu
mübarek ayın daha anlamlı yaşanmasını sağlayabiliriz.''
Ramazan ayının sahuruyla, iftarıyla,
teravihiyle bereketli bir ay ve müjdeler yüklü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aydın, ''Şurası muhakkak ki, oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen makbul bir duası vardır' hadisinde önemi vurgulandığı gibi ramazanda dualarımızı artırabiliriz. Örneğin iftarda aile bireyleri her gün biri olmak üzere içinden geldiği şekilde bir iki cümlelik dualar yapabilirler. Bu dualarda bazen kendimize bazen de akraba ve dostlarımızla birlikte tüm müminler için isteklerde bulunabiliriz'' dedi.
-İFTAR VE SAHURDA GÜLERYÜZLÜ OLMAK-
İftar ve sahurların ramazanın önemli unsurlarından olduğunu bildiren Prof. Dr. Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Mümkün olduğunca iftar ve sahurda ailece bir arada oluyoruz. Ancak iftar ve sahurda olabildiğince neşeli, sevinçli, güler yüzlü olmaya gayret etmeliyiz. Ramazan aynı zamanda paylaşma ayıdır. Maddi ve manevi nimetleri paylaşmaya gayret etmeli bu konuda çaba sarf etmeliyiz. Bir kuruma iftarlık para bağışlamanın yanında mutlaka kendimizden daha düşük gelirli ailelerle iftar yapmaya gayret etmeliyiz. Aynı şekilde ailece iftar çadırlarına gidip
yoksul kimselerle iftar yapabiliriz. Birlikte iftar yapmanın ya da iftar vermenin iki amacı vardır, biri fakiri doyurmak diğeri dostluk ve kardeşliği pekiştirmektir. Bu nedenle, ramazan ayında komşular, yakın dost ve akrabalar ile iftar ve sahurlarda bir araya gelerek dostlukların artmasını sağlayabiliriz. Bu davetlerin organizesini çocuklar da dahil tüm aile bireyleri yüklenebilirler. Aynı şekilde sadece çocuklarımızın arkadaşları için de iftarlar hazırlayıp, onlara hediyeler vererek arkadaşlıkların ve ramazan bilincinin pekişmesine
yardımcı olabiliriz. Burada iki hususu hatırlatmak istiyorum. Çağrılan davetlere biz de karşılık vermek zorundayız korkusuyla bazen katılmıyoruz. Diğer yanlışımız da iftar davetine son dakikalarda gidip adeta yemek yiyip kalkıyoruz. İmkanlar ölçüsünde iftarlarda sohbete de zaman ayırmaya çalışmalıyız.''
İftar davetlerinde israf konusunda da hassasiyet gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Aydın, ''Bir sevap işlerken bazen harama kadar varan bir başka yanlışa yani israfa sebep olan aşılığa kaçmamalıyız. Çünkü iftar sofralarında ailemizle, dost ve akrabalarımızla bir bayram havası estirmek, hepimizi pahalı yiyeceklerden daha çok mutlu eder'' ifadelerini kullandı.
-''HUZUR AYINDA OLDUĞUMUZU ÇEVREMİZE HİSSETTİRMELİYİZ''-
Ramazanın Kur'an ayı olduğu için ailece birlikte
hatimler yapılabileceğini veya hatim programlarına katılınabileceğini anlatan Prof. Dr. Aydın, şunları söyledi:
''İmkanlar ölçüsünde teravih namazlarının coşkusunu camilerde birlikte yaşamalıyız. Ramazan ayı boyunca dini programlara ailece beraber katılabilir, bu ayın maneviyatına uygun
gazete, televizyon,
radyo ve internet gibi basın yayın organlarından yararlanabiliriz. Peygamber Efendimizin özellikle ramazan ayında sadakayı çoğaltmamızla ilgili tavsiyeleri vardır. Bu doğrultuda ailece akraba ve komşu ziyaretlerine,
yardıma muhtaç kimselerin evlerine giderek hem yardımlaşmanın hem de sılayı rahim zevkini yaşayabiliriz. Hep birlikte yoksullara yardım paketi dağıtabiliriz. Böylece ihtiyaç sahibi olanları da unutmamız gerektiğini, birilerine yardım etme görevimizi yerine getirmiş oluruz.
Oruç sabır ve hoşgörü eğitimi olduğu için, ailemizde, oruçlu iken daha sabırlı ve hoşgörülü davranarak, hal ve hareketlerimizle huzur ayında olduğumuzu çevremize hissettirmeliyiz.''
Ramazanda sahur ve iftarın yanında
teravih namazı da olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Aydın, ''
Sahurda bereket, iftarda hayır ve meleklerin duası, teravihte ise geçmiş günahların bağışlanacağı müjdesi vardır'' diye konuştu.
Teravih namazlarını imkan ölçüsünde camilerde cemaatle ailece kılmanın önemli olduğunu bildiren Prof. Dr. Aydın, ''Bazı kardeşlerimiz, kendi evlerinde veya
küçük bir grupla teravih namazı kılarak camiye gelmemektedir. Elbette tek başına da teravih kılmakta bir sakınca yoktur. Ancak topluca, camilerde kılınan namazların ayrıca bereketi ve huzuru vardır'' dedi.
(DOĞ-İSA-HMD)04.08.2011 11:21:02