Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası (
Diyanet-Sen) Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, ''adım adım yaşanan
sivilleşme hareketlerine
protokol listesinin de eklenerek
darbe ürünü protokol görüntülerinden ülkemizin temizlenecek olması umut verici bir gelişme'' olduğunu bildirdi.
Bayraktutar, basında yer alan protokol sıralaması haberlerine ilişkin olarak yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin en büyük ihtiyacının ve gelişiminin ön şartının
demokratikleşme olduğunu belirtti.
Türkiye'de yaşanan siyasal krizlerin bir yönüyle
demokrasinin zayıflığını ve oturmamışlığını, diğer yönüyle de demokrasinin zafiyete uğratılmaya çalışıldığı durumlarda sistemin hastalıklar ürettiğini gösterdiğini ileri süren Bayraktutar, şunları kaydetti:
''Demokrasilerin en vazgeçilmezlerinden birisi de hiç şüphesiz sivilleşmedir. Son dönemlerde ülkemizde demokrasi ve sivilleşme adına güzel gelişmeler yaşanmaktadır. Adım adım yaşanan sivilleşme hareketlerine protokol listesinin de eklenerek darbe ürünü protokol görüntülerinden ülkemizin temizlenecek olması umut verici bir gelişmedir. Yeni protokol düzenlemesi ile kurumumuz olan
Diyanet İşleri Başkanlığının yerinin
Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyetin ilk yıllarında uyguladığı protokol esas alınarak sıralamada ilk onda yer almasının planlanması ülkemiz ve demokrasimiz adına sevindiricidir. Diyanet-Sen olarak arzumuz, kurumumuzun protokolde ilk 5'te yer almasıdır. Askeri darbeler sonucu protokoldeki yeri en gerilere bırakılan başkanlığımızın yeri AB normları esas alınarak düzenlenecek. Aslında olması gereken olacak. Yani bir zamanlar Mustafa Kemal Atatürk'ün uyguladığı ve AB normlarında uygulanan protokol, askeri protokol molasının ardından yeniden uygulanmaya konulacak. Ülkemiz adına hem sevindirici hem de şimdiye kadar geciktiği için üzücü bir gelişme diye düşünüyorum.''
Bayraktutar, demokrasiyi yaşaması ve yaşatması gereken kurumların sadece yasama ve yürütme organları olmaması gerektiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:
''Devletin tüm kurum ve organları demokratik süreci sekteye uğratmayacak ve onu evrensel normlara ulaştıracak bir hassasiyetle hareket etmelidir. İdeal olan, seçimlere ve belli kurumlara indirgenmiş mekanik bir demokrasi değil idari,
toplumsal ve siyasal tüm alanlara yayılmış organik bir demokrasidir. Böyle bir ortamın oluşması ise tek tek tüm bireylere, bizim gibi sivil toplum örgütlerine, siyasal partilere ve diğer kurumsal yapılanmalara bağlıdır.''
-''DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ HAK ETTİĞİ KONUMA GELMESİ GEREK''-
Türkiye Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (Diva-Sen) Genel Başkanı Hüseyin Demirci de yazılı açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla beraber
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde kurulan ilk iki anayasal kurumdan birisinin
Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu hatırlattı.
Atatürk döneminde yeterli ilgi ve desteği gören Diyanet İşleri Başkanlığının zaman içerisinde aşamalı olarak ihmale uğratıldığını öne süren Demirci, şunları kaydetti:
''Kurulduğu yıllarda faaliyet alanları açısından, eğitim ve bilim çalışmaları açısından, birlik ve beraberliğin tesisi açısından Diyanet İşleri Başkanlığı ve personeli hep ön sıralarda yer almıştır. Atatürk dönemind
e devlet protokolünde üçüncü sırada temsil edilen Diyanet İşleri Başkanlığı bu günlerde 57. sıraya gerilemiş bulunuyor. Hatırlanacak olursa önceki Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali
Bardakoğlu da bu konuya atıfta bulunmuş ve
diyanetin protokolde hak ettiği yere gelmesi gerektiğini vurgulamıştı. Biz de Diva-Sen olarak Diyanet İşleri Başkanlığının hak ettiği konuma gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yüzde 99'u
Müslüman olan ülkemizde anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığının protokolde de kahir ekseriyetin temsilcisi olarak ilk sıralara gelmesi gerektiğini düşünüyoruz.''
(ORC-İÇR-HAN)06.09.2011 12:44:54