Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın
Yüksel, Kara
deniz'in
Karasu sahiline inşa edilen
limanın yanlış yer seçimi ve son olarak yapılan hatalı mahmuzlar sebebiyle, bu yaz insanların
Karadeniz'de boğulacağını iddia etti.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)
Sakarya İnşaat Mühendisleri Odası tarafından Seçkin Otel'de düzenlenen 'Kıyı Mühendisliği Çalıştay'ında konuşan Yüksel, bu yaz Karasu Karedeniz sahilinde insanların boğulacağını belirterek çalıştayı izleyen Sakarya Valisi Mustafa Büyük'ü uyardı. Karasu sahiline yapılan limanın yanlış yer seçimi ve ardından yine plansız yapılan mahmuzların kıyı
erozyonuna sebep olduğunu ve denizde akıntı oluşturduğunu ifade eden Yüksel bu yaz insanların Kaarsu'da boğulacağını iddia etti. Yüksel, "Sayın valiye, sayın kaymakama sesleniyorum. Bu yaz Karasu'da insanlar boğulacak. Şimdiden önleminizi alın." dedi.
Toplantı arasında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Yüksel, Karasu'nun dünyanın harika plajlarından birisine sahip olduğunu, yine bu plajın arkasında da dünyada nadir bulunan su basar orman olarak nitelendirilen Acarlar Longozu'nun bulunduğunu söyledi. Yüksel, "Bu plaj Sakarya Nehri'nin
doğusunda ve batısında uzanmakta ve bu plajda ciddi erozyon başlamış durumdadır. Bu erozyonun bir nedeni Sakarya Nehri'nden alınan kum ve diğeri ise burada inşa edilmiş olan limandır. Bu iki nedenden dolayı Karasu doğu sahilinde erozyon başlamış ve evler yıkılmaktadır, daha da yıkılacaktır. Buna önlem olarak önce mahmuzlar inşa edilmiş, bu mahmuzlar erozyonu daha da hızlandırmıştır." diye konuştu.
Karasu sahilinde deneme yanılma yöntemi uygulandığı, yapılan çalışmaların bilimsel verilere dayanmadığının altını çizen Yüksel açıklamasını şöyle sürdürdü: "Şimdi açık deniz dalga kıranları inşa edilmektedir. Açık deniz dalga kıranlarının çalışıp çalışmayacağını bilemiyoruz, bunu iyi araştırmak gerekir. Fakat bunları yaparken bu tip yapıların insanların yaz aylarındaki yüzmeleri sırasında boğulmalarına neden olacaktır. Çünkü bu dalgakıranlar
doğal akıntılar oluşturmakta ve bu akıntıları yönlendirmektedir. Dolayısıyla bu akıntılar insanların yaz aylarında, özellikle dalgalı havalarda boğulmalarına neden olacaktır. İnsanlar uyarılmalıdır."
LONGOZ DA YOK OLACAK
Sakarya Nehri'nin doğusunda erozyon başladığını ve evlerin yıkıldığını belirten Yüksel, bu erozyonun sürmesi halinde dünyaca ünlü Acarlar Longozu'nun da yok olacağını vurguladı. Bunun büyük bir felaket olacağını ve dünyada yankı uyandıracağını belirten Yüksel şunları kaydetti: "Ancak bundan
ders almıyoruz. Sakarya Nehri'nin batısında korunması gereken dünya harikası Acarlar Longozu'nun sahilinde yeni bir ÇED raporuna izin verilmiştir. Bu ÇED raporuyla birlikte burada bir
takım firmalar liman inşaatına ve endüstriyel tesisin inşaatına başlayacaktır. Eğer bu yapılırsa ilk önce aynen Sakarya Nehri'nin doğusunda gördüğümüz gibi kıyı alanlarını kaybettiğimiz gibi, buradaki kıyı alanlarını ve dünya harikası olan kumulları ve plajı kaybedeceğiz. Aynı zamanda Acarlar Longozu'nun da kısa sürede yok olduğunu göreceğiz. Bu çok ciddi bir tehlikedir, dünya felaketidir. Bütün dünyada da bu yankı uyandıracaktır. Biz de bilim insanları olarak bütün bilim çevrelerine bu problemi yansıtacağımızı buradan söylüyorum."
Sakarya nehrinde 400'e yakın kum ocağının olduğunu, kum alımının denetlenmesi ve
kontrol altına alınması gerektiğini anlatan Yüksel "Kesinlikle kumalımının azaltılması gerekiyor. Bir kere Sakarya Nehri doğal kumunu kıyıya taşıyamıyor. Kıyı alanındaki yanlış planlamalardan vazgeçilmeli. Çünkü bir başka Karasu Türkiye'de yok. Bunu yapmamız gerekiyor." dedi.
"KARADENİZ' DE BİR FELAKETTE TAZMİNAT ÖDELEK ZORUNDA KALIRIZ"
Yüksel, çalıştaydaki konuşmasında Karadeniz'de Türkiye'nin petrol aradığını, ancak risk değerlendirmesi ve yönetmeliğinin olmadığını savundu. Yüksel, "Karadeniz'de petrol arıyoruz. Soruyorum. Karadeniz'de petrol ararken hiç risk değerlendirmesi yapıldı mı? Yönetmeliği var mı? Bakın ABD nasıl bir felaket yaşadı. Dünyanın en büyük platformlarından birisi
İstanbul boğazından geçti ve şu anda Karadeniz'de petrol arıyor. Bir felaket yaşansa ne olur biliyor musunuz? Bütün bu zararları karşıladığımız gibi komşu Karadeniz ülkelerine tazminat ödemek zorunda kalırız. Dehşet boyutlarda. Hiçbir risk değerlendirmemiz, yönetmeliğimiz yok." şeklinde konuştu.