Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği(MÜSİAD) Bursa Şubesi'nin konuğu olan Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, akademik kariyerinde ele aldığı Abdülhamit'i ve Abdülhamit dönemini katılımcılara aktardı. Toplantının açış konuşmasını yapan MÜSİAD Bursa Şube Başkanı Hasan Çepni, iş adamlarının tarihi çok iyi bilmeleri gerektiğini söyledi. Çepni, "Komşu ülkelerde ve yakın coğrafyada yaşananları iyi analiz edebilmek için geçmiş tarihi iyi öğrenmemiz gerekiyor. MÜSİAD'ın düzenlediği kültürel faaliyetler kapsamında ülkemizin yetiştirdiği önemli bir tarihçi hocamızı üyelerimizle buluşturuyor olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz." diye konuştu. Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma ise MÜSİAD Bursa Şubesi üyelerine Osmanlı tarihini anlattı. Osmanlı devletinin bünyesinde bir batılılaşma dayatıldığını ifade eden Prof. Dr. Sırma, "Devlet gerilemeye başlayınca bu geriliğin sebebi olan batıya öğrenciler gönderildi. Buradaki amaç giden öğrencilerin ve elçilerin batıyı öğrenip öğretmesi ve gerekli tedbirlerin alınması düşüncesinin olmasıydı." dedi. Avrupa'ya gönderilen elçilerin ve öğrencilerin batıyı gerektiği gibi öğrenemediklerini vurgulayan Prof. Sırma, bugün üniversitelerde başörtüsüne yapılanlara benzeterek gidenlerin hepsinin şekilde kaldığını anlattı. Prof. Dr. Sırma, şöyle konuştu: "Ne zaman biz batıya benzemek istedik o zaman parçalandık. Ben Batı'da Viyana'da yaşıyorum ama ben bir Avusturyalı gibi değilim, onlar Hıristiyan olarak ben de Müslüman olarak kendi şahsiyetimi koruyorum ve beraber yaşıyoruz. Önemli olan kimsenin kimseye karışmamasıdır. Ama orada bir milliyetçilik başlarsa, parçalanmalar başlar." AKILLI BİR DENGE SİYASETİ YÜRÜTÜLDÜ Abdülhamit döneminin üzerinde yoğunlaşan ve akademik olarak Abdülhamit ile ilgili üç tezi bulunan Prof. Dr. Sırma, Sulan Abdülhamit dönemine değindi. İslam'ı ayırıp milleti ırkıyla, milletiyle ölçmeye başlandığında herkesin kendi milletini oluşturmaya başlayacağını savunan Prof. Dr. Sırma, buna karşı Sultan Abdülhamit'in uyanarak parçalanmış olan İslâm âlemini birleştirmek istediğini anlattı. Sırma, şunları kaydetti: "Sultan Abdülhamit barışı olmazsa olmaz şart olarak kabul ediyordu. Abdülhamit'in bir sözü var. Hiçbir savaştan galip çıkmaz. Galip çıkan da aslında çok şey kaybetmiştir. Büyük devlet kendini savaşa sokmayan devlettir. Abdülhamit bu noktada akıllı bir siyaset yürüttü. Devletin 33 sene denge siyaseti ile yönetilen bir devletin büyük bir siyasetin eseri." TARİH GÜNÜMÜZE EKSİK YANSITILIYOR Günümüzde eksik de olsa tarihe bir rağbet olduğunu belirten Prof. Dr. Sırma, tarihe olan ilginin belli bir ideolojiyi savunmak amacıyla ilgi duyulmasının doğru olmadığını dile getirdi. Gerçekte tarih ne ise onun ortaya çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Sırma, sözlerini şöyle tamamladı: "Esefle şunu görüyorum, bazı televizyonlarda tarih programları yapılırken, diyelim ki Sultan Abdülhamit'in bazı yönleri var ki hiç bahsedilmiyor, toplumun öğrenmesinde hiçbir fayda olmayan yönleri anlatılıyor. Hiç kimse Sultan Abdülhamit'in İslam Birliği siyaseti ile emperyalist batıya karşı olan mücadelesinden bahsetmiyor." Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, toplantının sonunda arzu eden okuyucularına kitaplarını imzaladı.