Melikşah
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reşit Özkanca, son yıllarda araştırma yapan
bilim adamı sayısında artış olmasına karşın Türkiye'deki bilim adamı sayısının nüfusuna göre çok az olduğunu açıkladı. Özkanca,
Avrupa'da nüfusu en az olan
ülkelerden birisi olan Belçika'nın en fazla araştırmacıya sahip ülke konumunda olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Reşit Özkanca, Türkiye'de son yıllarda teknoloji ve yenilik alanında önemli ilerleme elde edildiğini aktardı. Özkanca, başarının bilim, teknolojik ve yenilik performans kriterlerine bakıldığında iyi görüleceğini anlatarak, "
Yatırım oranları bilimsel ve
Ar-Ge çalışmalarına ayrılan payını mukayese edildiğinde, 1998 ile 2010 yılı rakamları arasında
uçurum var. 1998 yılında 2 milyar TL'lik Ar-Ge'ye ayrılan
bütçe var. 2009 yılında 8.5 milyar TL oldu.
Avrupa Birliği ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (
OECD) ülkelerinin toplam artışının 4 katı. Fazla değil ama artış hızı olarak çok fazladır. Yurtiçi gayri safi milli hasılaya bakıldığında yine bu oranın 1998 yılında 0.37. Bütçe içerisinde payı. Bugün 2009 yılı değerlendirmesine göre 0.85 olmuştur." dedi.
Özel sektörin yavaş olmasına karşın Ar-ge araştırmalarının içerisine girdiğini anımsatan Özkanca, özel sektörün Ar-Ge'deki payının yüzde 40'ları aştığını belirterek, şöyle devam etti: "Bu gelişmenin tetiklediği başka olaylar var.
Bilimin insan yetiştirme bakımında sayısına bakıldığında ülkemizde 1998 yılında 11 bin araştırmacı envanterde var. 2009 yılında 74 bin oldu. 2013 yılında 150 bin olması bekleniyor. Bu beklentiler güzel. Bizim Belçika'da, 10 milyon nüfuslu ülkede 80 bin araştırmacı olduğunu düşünürsek bu sayının az olduğunu anlarız. Ar-Ge ve bilimsel çalışmalarda daha fazla araştırmacıya sahip olmalıyız. Nüfusumuza oranla bilim adamı sayısı düşüktür. Bu oran hızla artmaya başlaması bizi sevindirmiştir."
"10 YIL ÖNCE İNSANLARIMIZ PATENTE NASIL BAŞVURULACAĞINI BİLMİYORDU"
Prof. Dr. Reşit Özkanca, bir dönem
patent almada Japonya'daki yıllık başvurular 3 binken Türkiye'de bu sayının 150 kadar olduğunu anlattı. Bunun en büyük sebeplerinden birisinin insanların nasıl patent alınacağını bilmemesine bağladı. Özkanca, "Son yıllarda ülkemizde patent sayılarında da artış var. Bilimsel araştırma yapılıyor. 10 yıl önce insanlarımız patente bile nasıl başvurulacağını bilmiyordu. Ürettiği ürüne bile nasıl patent alınacağı bilmiyordu. Bu konuda şuan bilinçliler. Hem bilim adam sayısı, hem araştırma geliştirme, hem de patent sayısı artıyor. Japonya'nın yıllık 3 bindi. Bizde 150 idi. Bu rakam kapanıyor. Burada üniversitelerimize, bizlere çok ciddi görevler düşüyor. Bu açıkların kapatılmasında daha çok çalışılması ve sanayi üniversite
işbirliğinin daha etken hale getirilmesi şart." dedi.
'Ekonomik gelişme canlılığı yanında ciddi bilim adamı yetişmesini sağlıyor. Bu bizler için sevindiricidir' diyen Özkanca, "Son yıllarda ülkemizde
kalkınmayla birlikte
büyüme yakalandı. Ülkemizde üniversite sanayi işbirliği arasında ciddi bir ivme yakalanması arzu ediliyor. Üniversite
öğretim üyelerinin sanayicilerle buluşması adına önemli anlaşmalar yapılmaktadır. Bunların sayısı artırılmalıdır." diye konuştu.
Prof. Dr. Reşit Özkanca, Türkiye'de bilim adamı yetişmesine bir dönem YÖK'ün çok ciddi
darbe vurduğunu anlatarak, şu bilgileri verdi: "Bilim adamı sayısı bakımında dramatik dönemler oldu. 1996 ile 2002 yıllara arasında yaşananlar var. Çok sayıda bilim adamı o zamanki YÖK Başkanı
Kemal Gürüz tarafından doktorasını bitirilmek üzere, son yılında olanlar bile yurtdışından geri çağrılmıştı. Yaklaşık o zaman bin ile bin 500 öğrencimizin geri dönmeleri istendi. Bunların geri döndükten sonrada doktora ve master yapmaları yasaklandı. O dönemki gençlerimiz bilimsel çalışma bile yapamadı. Şu anki bilimsel kurullar ve hükumetin desteği var. Daha çok bilim adamı daha çok bilimsel çalışmalar olacak."