Poyrazköy davasında üye hakim ile
avukatlar ve
sanıklar arasında hitap şekli ve
sakız çiğneme tartışmaları yaşandı. "Bana 'sayın Karababa' diye hitap edemezsiniz" diyen hakime avukattan, "Yüz bin kere Karababasınız." karşılığı geldi.
İstanbul 12. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde devam eden
duruşmada
tanık olarak ifade veren
komiser C.A, sanık Levent Bektaş'ın ev ve iş yerindeki aramalara katıldığını söyledi. Bir avukatın "El koyduğunuz dijital verilerin bir
imajını alıyor musunuz?" sorusuna C.A, ''Teknik yetersizlikten, imaj cihazımız yoktu bu yüzden alamadık.'' dedi. Mahkeme başkanı, ''Kaç imaj cihazınız var ve ilk incelemede dava konusuna ilişkin ne buldunuz'?' diye sordu. Tanık C.A, ''Hatırladığım kadarıyla o zaman şubemizde 2 adet,
bilişim şubesinde de 3 adet var diye biliyorum. Ancak olay tarihinde eş zamanlı 5 ayrı şahsa ve değişik adreslere
operasyon düzenlendiği için
teknik yetersizlik söz konusu olabilir.'' diye konuştu. İlk incelemede CD'lerde
Kafes Eylem Planı adlı belgeyi göremediklerini söyleyen C.A, bu belgenin teknik personelin incelemesinden sonra bulunduğunu kaydetti.
Zaman zaman tartışmaların yaşandığı duruşmada üye hakim
Mehmet Karababa, duruşmada sakız çiğnenmemesi uyarısında bulundu. Karababa, ''Burası
Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden bir
mahkeme.'' diye konuştu. Bu sırada
tutuklu sanık
Ergin Geldikaya takma dişini çıkararak, ''Bana bakarak konuşuyorsunuz. Ağzımdaki sakız değil, takma diş kullanıyorum.'' dedi. Mahkeme üyesi Karababa'nın, ''Burası Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden bir mahkeme'' sözlerini tekrarlaması üzerine sanık Geldikaya, ''Biz de öyle umuyoruz.'' karşılığını verdi. Karababa ise, ''Ummak değil, öyle zaten.'' cevabını verdi.
Duruşmada, tanık olarak dinlenilen ve Koç Müzesi'ndeki Turgut Reis
denizaltısında bulunan bombayı teslim alan
subay olduğunu söyleyen
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı SAT-SAS özel malzeme subayı B.B. ise, denizaltında bulunan
patlayıcıyla ilgili teslim tutanağında kendi imzasının bulunduğunu ve görevli olarak 2
poşet halinde teslim aldığı patlayıcıları SAT Grup Komutanlığı'nın cephaneliğine götürerek üstten gelen emirle
imha ettirdiğini anlattı.
Kendisine teslim edilen malzeme içinde TNT ve saniyeli fitil bulunduğunu belirten B.B, o zamanki grup komutanlığının emriyle denizaltına gittiğini, daha önce bulunan bombanın karşıdan bakıldığında görülmeyecek ama yandan bakıldığında görülecek iskandil cihazının arkasında bulunmuş olduğunu, kendilerinden önce poşetin açılıp incelendiğini ve içindekinin patlayıcı olduğunun tespit edildiğini ifade etti.
Sanıklardan
Feyyaz Öğütçü, ''Patlayıcı hemen düzenek kurulacak bir patlayıcı mıydı? Patlarsa etkisi ne olur?'' diye sordu. B.B, bulunan patlayıcının hemen kurulacak cinsten olmadığını, pek rastlanmayan bir şekilde
fünye çaplarının
küçük olduğunu, daha sonra yaptığı araştırmada bu fünyelerin su altında kullanıldığını öğrendiğini söyledi.
Tanık B.B ayrıca, söylenildiği gibi patlayıcının 200 ya da 300 kişi değil, en fazla 8-10 kişiye zarar verebileceğini dile getirdi. B.B. ''Fünye yandığında fark edilir mi?'' şeklindeki soruya, "Fark edilir, zaten
duman da çıkarır ve
koku yayar." dedi.
Hakim Mehmet Karababa, ''Denizaltında bulunan patlayıcının açık alan ile kapalı alanda patlamasının etkisi aynı mı olur?'' diye sordu. B.B de patlayıcının kapalı alanda açık alana oranla daha fazla etkisi olacağını ifade etti.
Bu sırada söz alan sanık
Ali Türkşen, hakim Mehmet Karababa için 'sayın Karababa' ifadesini kullanması üzerine Hakim Karababa, ''Bana sayın Karababa olarak hitap etmeyin. 'Sayın Hakim' deyin. Hakkınız yok, devletin hakimiyim.'' şeklinde tepki gösterdi.
Hakimin bu tepkisine ise avukat Celal Ülgen tepki gösterdi. Ülgen, mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu'ndan duruşma salonunda disiplinin sağlanmasını ve Hakim Karababa'nın her duruma müdahale etmesinin engellemesini istedi. Ülgen'in bu çıkışına tepki gösteren Karababa, ''Celal bey bunu siz başlattınız. Hedef göstererek konuşamazsınız.'' dedi. Avukat Ülgen, ''Yüz binkere Karababa'sınız'' diye bağırdığı. Karababa da, ''Beni
hedef göstererek söyleyemezsiniz.'' uyarısında bulundu. Ülgen'in, ''İsterseniz suç duyurusunda bulunun.'' demesi üzerine Karababa, ''Suç duyurusunda bulunmam, uyarıyorum.'' diye konuştu.
Duruşmada, bu tartışmanın ardından sanıklar ve sanık avukatlarının Hakim Karababa'ya 'sayın
yargıç' diye hitap ettikleri görüldü.