Türkiye'de
vergi kaçakçılığının önüne geçmek ve bu yolla ekonomiye verilen zararın en aza indirmek için
Emniyet Genel Müdürlüğü faaliyetlerini son üç yılda iki kat artırdı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre vergi kaçakçılarına yönelik son üç yılda
operasyonlarını yüzde 143 artıran polis, bu suçtan yakalanan kişi sayısında da yüzde 105 artış sağladı.
Vergi kaçakçılığı suçlarına yönelik olarak gerçekleştirilen mücadele çalışmaları kapsamında 2010 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve
Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı'na bağlı birimler tarafından yapılan operasyonlarda, ticari faaliyete konu çok sayıda sahte
belge ele geçirilmek suretiyle, devletin bu alandaki vergi kaybının önlendiği belirtildi. Emniyetin verilerine göre 2008 yılında vergi kaçakçılarına yönelik 227 operasyon gerçekleştirildi. Bu operasyonlarda 584 kişi gözaltına alındı. 2009 yılında ise 308 olayda gözaltına alınan kişi sayısı 680'e çıktı. 2010 yılında yapılan 326
vergi kaçakçılığı operasyonunda ise 613
şüpheli şahıs yakalandı.
Vergi kaçakçılığı suçlarının genel olarak; gerçek bir işlem veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi
sahte belge düzenlemek, kullanmak veya gerçek bir işlem veya duruma dayanmakla birlikte bu işlemi veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı bir şekilde yansıtmak şeklinde gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda vergi kaçakçılığı suçları, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununa göre hem
ekonomik yaptırımla hem de hürriyeti bağlayıcı bir yaptırımla cezalandırılıyor.
Vergi kaçakçılığı suçları, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla münferit olarak işlenmesinin yanında örgütlü yapılar tarafından da işlenebiliyor. Bu amaçla kurulan suç organizasyonları tarafından piyasadan sahte
fatura temin edildiği veya söz konusu organizasyonlar tarafından üretilen
naylon faturaların diğer kişi veya firmalara
komisyon karşılığı satıldığı; ticari faaliyete konu sahte belgelerin diğer suç ortaklarına bastırıldığı veya örgütün sahip olduğu matbaalarda basıldığı; bununla birlikte, bazı muhasebeci, mali müşavirlerin de söz konusu suç örgütleriyle birlikte hareket etmeleri suretiyle daha çok paravan şirketler üzerinden gerçekleştiriliyor. Bu şirketler ise genellikle boşta gezen veya bir ticari şirketi
işletme yeterliliğine sahip olmayan şahıslar adına kuruluyor . Suç örgütlerince paravan olarak kurulan şirketler adına yüklü miktarlarda fatura bastırılmakta ve söz konusu faturalar yüzde karşılığı piyasaya satılıyor.