Uluslararası Stratejik
Araştırmalar Kurumu (
USAK) ve
Avrasya Araştırmaları Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Turgut Demirtepe,
Ortadoğu'daki hareketlilikten Orta
Asya ve
Kafkasya
ülkelerinin de etkilendiğini açıkladı. Turgut Demirtepe, 1990'lı yıllarda iç çatışmanın yaşandığı
Orta Asya ülkelerinde rejimin halen
baskı oluşturduğunu ifade ederek, "Bazı ülkelerde rejim,
sistem,
18 yaşından küçüklerin ibadethanelere gitmesine
yasak getirdi." dedi.
Melikşah Üniversitesi, 'Ortadoğu'da Değişim ve
Türkiye: Beklentiler, Fırsatlar ve Sorunlar' konulu bir panel düzenledi.
Panele USAK Başkanı Yrd. Doç. Dr. Turgut Demirtepe konuşmacı olarak katıldı. Demirtepe, Ortadoğu ülkelerinde yaşanan gelişmelerin Orta Asya ve Kafkas ülkelerine yönelik yansımalarının ne olacağını anlattı. Orta Asya'daki ülkelerin birçoğunda otoriter
yönetim olduğuna işaret eden Demirtepe, şu bilgileri verdi: "Bu ülkelerin hepsinde dünyada yaşanan değişim
algısı yeni bir reforma sevk etmiyor. Bilakis
halk üzerinde daha çok baskı uygulayarak sistemi devam ettirebilecekleri
sanal algı var. Böyle sıkıntı var. Ama beraberinde de burada
Müslüman halk var.
Özbekistan,
Tacikistan,
Azerbaycan için söylüyorum. Bu üç ülke için şunu söyleyebilirim. Özbekistan ve Tacikistan için orta derecede rejim için tepki oluşabilir. Ama Azerbaycan'da abartı var. İslami açıdan rejime tehdit algısı var. Bu algıda çözüm yolu olarak halk üzerine baskı şeklinde gidiliyor. En son Tacikistan'da bir
ayaklanma girişimi vardı. Ortadoğu'daki hareketlenmeye benzer bir hareket değil. Ama bu ülkede radikal
terör olarak tam değil ama
silahlı hareketler şeklinde olacak. Bunu bir dönem yaşadılar. Yine yaşayabilirler."
Halka baskı adına bu ülkelerde yeni yasaların çıkarıldığını anlatan Demirtepe, gelişmeleri şöyle aktardı: "Mesela 18 yaşını tamamlamayanlar için yapılan
uygulama var. Orada Cumhurbaşkanının dediği oluyor ve milletvekilleri hiçbir şekilde
itiraz etmeden el kaldırıyor ve onaylıyor. Cumhurbaşkanının dediği oluyor. 18 yaş altındaki Müslüman,
Yahudi, Hıristiyan çocukların ibadethanelere gitme yasağı getirildi.
Çocuklara kanunda sadece bir istisna tanındı. Çocuk sadece anne ve basanının cenazesinde ibadethaneye gidiyor. Yasak var. Tacikistan 1993-1997'de iç çatışmaların yaşandığı 100 bin insanın öldüğü, 1 milyon insanın sürgüne gönderildiği, 7 milyon nüfuslu ülke. Bu ülkede BM nezdinde barış sağlandı. Çatışanlar bir tarafta eski komünistler bir tarafta da İslamcılar var. Silah bırakıldı. Aradan 13 yıl geçti. Tekrar bu tür baskı politikaları yapılıyor. Halka baskı altına alıyorlar."
Turgut Demirtepe, Azerbaycan'da
muhalif bir partinin gösteriye hazırlandığını anlatarak, "Burada Ortadoğu'daki hareketlerin etkileri görülüyor. Bundan 20 yıl önce olsaydı ulusal
iletişim ağı geniş değildi. Etkilenmeyebilirdi. Ama iletişim ağı geniş ve etkileniyor. Tacikistan'da hareketlilik var. Diğer ülkelerde olsa da sistem tarafından baskı altına alınmaktadır." diye konuştu.
Panelin diğer konuşmacısı
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Mehmet
Şahin, Ortadoğu ülkelerindeki halk ayaklanmasını is
e devletlerin
aile yönetimlerinin elinde olmasına bağladı. Şahin, aile şirketleri yönetir gibi liderlerin aileleri ile birlikte devlet yönettiğini ve bunun beraberinde haksızlıklar getirdiğini anlattı. Şahin, aile şirketleri bile kurumsallaşamadığında dağıldığını anlatarak, ailelerin elinde olan ülke yönetimlerinin de yıkılmak zorunda olduğunu ifade etti.