2011 –
Ordu Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu, ''Zenginler ve varlıklı insanlar sadece birbirine
iftar vermemelidir, iftar verilenler arasında mutlaka garipler, yetimler, yoksullar da olmalıdır'' dedi.
Kolukısaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oruç tutmanın her bakımdan önemli olduğunu ve oruç tutarken dikkat edilecek hususları belirtti. Vücuda giren her şeyin orucu bozduğunu vurgulayan Kolukısaoğlu, şunları söyledi:
''Kan vermek orucu bozmaz. Ancak alınırsa oruç bozulur. Herhangi bir
gıda maddesini bile bile yemek orucu bozuyor. Vücuda giren her şey orucu bozmaktadır. Macun olsa dahi diş fırçalamak, yutmadan çam sakızı çiğnemek orucu bozmaz. Kan yutulmadığı sürece
diş çekimi esnasında kullanılan morfinle oruç bozulmaz. Ağızdan ve burundan su kaçmıyorsa
banyo yapmak ve denize girmek orucu bozmaz. Ancak denize kafamız girdikten sonra suyun ağza ya da buruna girmeyeceği garantisi olmadığından da riske girmektedir.
Oruçluyken ağzımız çok kuruduğunda yutmamak şartı ile çalkalanabilir. Oruç bozulduğunda ise kefaret, yani 61 gün oruç tutma zorunluluğu var. Oruç, imsak vaktinden iftar saatine kadar
ibadet niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiyi terk etmektir.''
Sahura kalkmanın önemine işaret eden Kolukısaoğlu, ''Peygamber
Efendimiz bir hadisi şerifinde, 'Sahura kalkın, sahurda bereket vardır' diyor. Tıbben de sahura kalkmanın faydalı olduğu söyleniyor. Orucu sağlıklı ve güçlü tutmaya sahurun büyük faydası var'' dedi.
Kolukısaoğlu, oruç tutmanın öneminin
küçük yaştayken insanlara anlatılması gerektiğini de söyledi.
Ramazan ayında birlik ve beraberliğin arttığına dikkat çeken Kolukısaoğlu, şöyle devam etti:
''Ramazanda birlik ve beraberliği sağlamak için camilere hep beraber gidilir.
İslam dininde ibadetlerin, 5
vakit namazların, hafta da bir cuma namazının, iki dini bayramın camilerde kılınmasının sebebi de o toplumda derdi, sıkıntısı ya da problemi olanların fark edilmesini sağlar. Dolayısıyla bu anlamda birlik ve beraberlik pekişmiş olur.
Ramazan ayı insanlara fakiri, yoksulu gözetmelerini hatırlatmış oluyor. İnsanlar daha fazla eşini, dostunu, akrabasını bugünlerde daha çok arar ve ziyaret eder. Bu anlamda sıla-i rahim gerçekleşmiş olur.
Peygamber Efendimiz, 'Kim bir oruçlu insana iftar verirse o oruç tutanın aldığı sevaptan o da alır' demiştir. Bunun yanında
zenginler ve varlıklı insanlar sadece birbirine iftar vermemelidir, iftar verilenler arasında mutlaka garipler, yetimler, yoksullar da olmalıdır. O zaman Allah'ın rahmetinin gelmesine daha çok vesile olur. Böylelikle toplumsal barış da sağlanmış olur.''
Kolukısaoğlu, ramazan ayına girerken Ordu'daki bütün camilerin hem engellilerin hem de kadınların namaz kılacağı şekilde hazırlandığını da sözlerine ekledi.
(EYP-DLK-BNY)04.08.2011 17:32:35