Onlar Da ''Özgürlükçü Anayasa'' İstiyor

Onlar Da ''Özgürlükçü Anayasa'' İstiyor

2011 – Ömer Sarı - 12 Eylül askeri darbesi sonrası Devrimci Yol (Dev-Yol) Davası'nda yargılanarak uzun yıllar Mamak Cezaevinde kalan Nedim Soylu ile MHP Adana Davası'nda yargılanırken aynı cezaevinde kalan Seyfi Atmalıoğlu, 31. yılında darbenin izlerinin silinmesi için özgürlükçü bir anayasa yapılmasını istiyor. 12 Eylül askeri darbesi sonrasında Dev-Yol Davası'nda yargılanan Nedim Soylu (59) ve MHP Adana Davası'nda yargılanan Seyfi Atmalıoğlu'nun (50) anlattıkları darbenin yıldönümünde kaybedilen yılların acısının hala geçmediğini gösteriyor. Soylu ve Atmalıoğlu'nun ortak beklentisi ise bütün partilerin katılımıyla özgürlükçü yeni bir anayasanın hazırlanması ve darbenin izlerinin bir an önce silinmesi. Nedim Soylu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, örgüt yöneticiliği yapmak ve adam öldürmek suçlarından 13 yıl boyunca Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askeri Mahkemesi tarafından tutuklu yargılandığını ve cezasının önce idama daha sonra da müebbet hapse çevrildiğini söyledi. TCK'nın 146. maddesinden aldığı cezanın 1992 yılında tahliye ile sonuçlandığını vurgulayan Soylu, 12 Eylül sürecinin Cumhuriyet tarihinin en karanlık ve utanç verici dönemi olduğunu belirterek, ''Erdal Eren'in yaşının büyütülerek idam edilmesi bile 12 Eylül hukukunu anlatmaya yeter. Cezaevlerinde ve işkencede kaç kişinin öldüğünü göz önüne aldığınızda bile Türk yargısı açısından 12 Eylül döneminin Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemi olduğunu görüyoruz'' dedi. -CHP DE İNİSİYATİF ALMALI- Darbenin 31. yılında halen o dönemin ürünü olan bir anayasa ile yönetilmenin Türkiye'ye yakışmadığını belirten Soylu, şöyle devam etti: ''AK Parti, darbeci yapılanmaya karşı durmanın simgesi haline geldi. Bu parti, ülkenin darbeci vesayetin etkisinden kurtulup özgürleşmesine çalışıyor. AK Parti'yi bu konuda yaptıklarından dolayı destekliyorum. Yapılan düzenlemeler çok önemli. Türkiye'de işkence kalktı. Bu benim inanabileceğim bir şey değildi. Bomba patlatmaya hazırlanan kişi bile yakalandıktan sonra bir fiske dahi yemeden doktor kontrolünden geçirilerek hapse atılıyor ve yargılanıyor. Türkiye'de işkencenin kalkması çok önemli.'' Darbeci yapılarla mücadeleyi asıl yapması gerekenlerin sosyal demokratlar ve sol kültürden gelenler olması gerektiğini anlatan Soylu, şunları söyledi: ''Darbeci zihniyetle mücadeleyi başka ülkelerde sol partiler üstlendi. İspanya'da Portekiz'de Latin Amerika'da sol bu özgürlüğü gerçekleştirdi. CHP de bir an önce AK Parti gibi özgürlükçü bir anayasa için inisiyatif almalı. Bu sürece ortak olmalı. 12 Eylül'le hesaplaşmayı devletin demokratikleşmesi olarak görüyorum. YÖK'ün kaldırılması, daha özgür üniversiteler, askeri vesayetin sona ermesi çok önemli. Yeni anayasa için TBMM'nin tamamı harekete geçmeli. Sivil toplum da anayasa değişikliğinde rol almalı. Tabana yayılan bir uzlaşmayla yeni anayasa yapılmalı. Türkiye'de darbenin izleri silinmeli.'' Daha özgür bir Türkiye istediğini kaydeden Soylu, bugün Türkiye'de gençlerin birbirini öldürmeden Anayasa değişikliğine gidiyor olmasını da bütün partilerin desteklemesi gerektiğini kaydetti. -''12 EYLÜL VERDİĞİ CEZALARLA YOK SAYILMALI''- Tamamen hukuksuz bir süreç olan 12 Eylül'ün, verdiği cezalarla birlikte yok sayılması gerektiğini vurgulayan Soylu, şöyle devam etti: ''Bugün 12 Eylül'ün mirasları kaldırılmak isteniyor. O dönemle hesaplaşmak için bir insiyatif oluşturulmak isteniyor. O zaman o dönemde askeri mahkemelerin verdiği hükümler kaldırılmalıdır. İşkence altında verilen ifadelerle ülkücü ve devrimciler yargılandı. Bu hükümlerin bize her türlü zararları oldu ve oluyor. Yıllardır çevremizdeki insanlar hiçbir devlet kurumuna işe giremiyor. Çocuklarımız polis ve asker olurken karşısına bu kararlar çıkıyor. 12 Eylül verdiği cezalarla birlikte yok sayılmalıdır. Bizler cezaevinde kalmadık, işkencehanelerde kaldık. İkisi çok farklı şeyler.'' ''Ülkücüleri Mamak'ta tanıdım'' diyen Soylu, ''Kim işkence görürse birbirimizin yarasını sarar ve su verirdik. Bir araya gelince ülkücülerle birbirimizi anlama fırsatı bulduk. Muhsin Yazıcıoğlu ile hücrelerimiz yanyanaydı. Cezaevinden sonra ne zaman Adana'ya gelse bana uğramadan gitmezdi. Ülkücü Erdem Şenocak'la da aynı hücreyi paylaştık. Birlikte hücrede kaldığım ülkücü Fikri Arıkan idam edildi. Biz hem kendi tarafımızdaki hem de karşı taraftaki insanların acılarına şahit olduk'' diye konuştu. Soylu, ''12 Eylül sonrası yapılanlar sizi ve hayata bakış açınızı değiştirdi mi?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı: ''Benim kadar çok az kişi işkence görmüştür. İşkence gören arkadaşlarımızın çığlıklarını dinledik. Onlara yapılanlara da şahit olduk. Bizi ezmek, yok etmek, kendi istedikleri gibi düşünmemizi sağlamak istiyorlardı. Ama kesinlikle başaramadılar. Bizi askeri rejim ve işkenceler değil, dünyadaki gelişmeler değiştirdi. Cezaevinden çıktığımızda iki kutuplu dünya bitmiş, soğuk savaş dönemi kapanmıştı. Böyle bir dünya şartları ve dolayısıyla herkesi değiştirdi. Halk da darbecilerin istediği kalıba girmedi. Darbeciler kimi istemiyorsa halk onu seçti. 28 Şubat'tan sonra onların istemediği partiyi halk Türkiye'nin birinci partisi yaptı. Yıllar sonra tüm yapılanlara rağmen halkın kendi iradesine müdahaleyi kabul etmediğini görüyoruz. Darbeciler bu anlamda kaybetti. Ama 1980'den sonra Türkiye'yi de 30 yıl geri götürdüler.'' -SEYFİ ATMALIOĞLU: ''TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİL''- 12 Eylül döneminde Adana Ülkücü Gençlik Derneği üyesi olan ve MHP Adana Davası'nda yargılanan Seyfi Atmalıoğlu, 1978 yılında işlenen bir cinayetten dolayı 12 Eylül darbesi sonrası tutuklandığını söyledi. Atmalıoğlu, 7,5 yıl Mamak Cezaevi'nde kaldıktan sonra Adana'nın Ceyhan ilçesindeki Özel Tip Cezaevi'ne getirildiğini, burada da 3,5 yıl kalarak toplam 11 yıl sonra beraat ettiğini belirtti. ''Yeni Anayasa'yla Türkiye'de 12 Eylül'ün bütün izleri silinmeli'' diyen Atmalıoğlu, ''Türkiye artık eski Türkiye değil. Bir araya gelerek çay içebiliyor düşüncelerimizi paylaşabiliyoruz. Referandumda 'evet'in manası buydu. Orada değişen maddeler ülkemizin menfaatineydi. Anayasa değişikliği Türkiye;nin gelişmesi ve çağı yakalaması noktasında büyük katkı sağlayacaktır. Diğer partilerin referandumdan ders aldığını düşünüyorum. Toplumun bütün katmanlarıyla insana değer veren, insan haklarına saygılı, yeni bir Anayasa'ya acil ihtiyaç var' dedi. Referanduma kadar 12 Eylül'e hukuk yolunun kapalı olduğunu anımsatan Atmalıoğlu, 12 Eylül ile hesaplaşmak için Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını kullanacağını belirterek, şöyle devam etti: ''12 Eylül cuntasının verdiği kararlar birçok ailede haksız acılara neden oldu. Suçsuz insanları tutukladılar ve yıllarca hapishanelerde çürüttüler. 12 Eylül'de sadece bizlere işkence yapılmadı. Aileler de felakete sürüklendi. O dönemde askeri mahkemeler gerçekten çok haksız kararlar verdi. İnsanların yuvası dağıldı. Aileler parçalandı.'' -''HER İKİ KESİMDE DE YETİŞMİŞ KADROLAR VARDI''- 12 Eylül'de yapılanların hiçbir dönemle kıyaslanamayacağını dile getiren Atmalıoğlu, toplumun sağında ve solunda ne kadar renk varsa dağıtılıp, yerine tek model bir insan oluşturulmak istendiğini aktardı. Atmalıoğlu, o günlerde insanların bayıltılıncaya kadar dövülmesini, elektrik verilmesini, bir ceset gibi hücrelere konulup daha sonra darağaçlarına çekilmesinin üzüntüsünü hala yaşadıklarını kaydetti. ''12 Eylül Türk beynini yok etti'' diyen Atmalıoğlu, ''Her iki kesimde de yetişmiş kadrolar vardı. Türkiye;nin kalkınmasında rol alacaklardı. Maalesef bu kadrolar Mamak cehenneminde yok edildi'' ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan'ın TBMM'de Mustafa Pehlivanoğlu ve Erdal Eren'in ismini anmasının çok iyi anlaşılmadığını kaydeden Atmalıoğlu, ''Başbakan Meclis'te o iki insanın adını anarak, aslında onları beraat ettirdi. 30 yıl sonra devlet vatandaşına yapılan haksızlığı kabul etti. O günlere baktığınızda bugünün Türkiye'sini çok güzel günlerin beklediğini görüyorum'' diye konuştu. (SAR-ERS-OSM-HMD)11.09.2011 13:00:47
<< Önceki Haber Onlar Da ''Özgürlükçü Anayasa'' İstiyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER