Eğitim Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, öğretmenlerin teröristlece kaçırılmasına ilişkin, ''Türkiye'nin dört bir tarafından gelerek zor koşullarda eğitim - öğretim hizmeti vermeye çalışan öğretmenlerin silah zoruyla kaçırılmaları hiçbir şekilde tarif edilemeyecek bir zulümdür'' dedi. Coşkun, terör örgütü PKK tarafından öğretmenlerin kaçırılmasıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti'nin iktidara geldiği günden bu yana kadar Türkiye'nin normalleşme sürecinin risklerinin bir çoğunu göze alarak, önemli değişikliklere imza attığını belirtti. Özellikle Türkiye'nin en önemli sorununun ''Kürt sorunu'' olduğunun bizzat Cumhurbaşkanı'nın dillendirmiş olmasının, ilk defa devletin özeleştiri sürecini başlattığı ve bir yüzleşme, devamında belki helalleşmenin gelebileceği beklentisinin oluştuğunu ifade eden Coşkun, bu konuda da çok önemli adımların atıldığı ve büyük tabuların yıkıldığını dile getirerek, şunları kaydetti: ''Hatta devletle örgüt arasında oldukça ciddi müzakerelerin yapıldığı ve bu müzakerelerin sızdırılmasından sonra süreci sahiplenen açıklamaların yapıldığı günlere kadar geldik. Haziran 2011'den sonra Kürt sorununun çözümüne yönelik yöntem değişikliği akıllara bu soruna sadece ve sadece güvenlik perspektifinden bakan eskimiş bir anlayışı hatırlatmaktadır. Kürt sorununa ilişkin yaklaşımın, akan kanın kime ait olduğuna bakmadan durması gerekirken, son zamanlarda kamuoyunda 'onlardan daha az ölüyor, bizden daha fazla...' şeklinde bir ceset yarışına girilmiştir. Bu süreçte sokak ortasında öldürülen sivil giyimli askerler, halı sahada top oynayan silahsız polislere yapılan saldırılar, çapraza alınarak katledilen kadınlar ve eylemlere karşılık unutulmaya yüz tutmuş eski Türkiye'nin üç beş çapulcu muhabbeti, son yıllarda açılım politikalarına destek verenler arasında çocukları dağda olan kaç anne baba var diye araştıran oldu mu acaba? Şu an bu anne babaları ne düşünüyor merak eden var mı? Bu belirsizlik ve pus bizim canımızı sıkarken, bir de camiamızın kurban seçilmeye çalışıldığını görmek bizleri derinden yaralamıştır. Türkiye'nin dört bir tarafından gelerek zor koşullarda eğitim - öğretim hizmeti vermeye çalışan öğretmenlerin silah zoruyla kaçırılmaları hiçbir şekilde tarif edilemeyecek bir zulümdür. Dağa kaçırılarak sindirilmeye çalışılan öğretmenlerden ilk beklenen bölgeyi terk etmeleridir. Bununla beraber bölgedeki sivil toplum kuruluşlarına ve özellikle ilimizde yürütülen operasyonlar çerçevesinde bir eğitim sendikasına mensup öğretmenlerin evlerine yapılan baskınların çözüme dönük olduğunu savunmak mümkün değildir. Sivilleşmenin ve örgütlenmenin önündeki her türlü engelin kaldırılmasını umduğumuz yeni anayasa hazırlıkları arifesinde, bu yaklaşımlar tamiri zor yaralar açacaktır.'' (DAŞ-İSM-MTN)29.09.2011 18:20:37