Sakarya'da, annesiz yaşayan
lösemi hastası çocuğun durumundan etkilenerek
yardım derneği kuran Nihal Akar, 8 yıldır
kanser hastalarının mutluluğu için gecesini gündüzüne katarak
hizmet ediyor.
Babasını
beyin kanserinden kaybeden iki çocuk annesi Nihal Akar, okul
aile birliği üyesiyken 1998'de Sakarya'nın
Adapazarı ilçesindeki bir okula yardım götürmek amacıyla gittiği sırada, 40 gün önce annesi
intihar eden lösemi hastası çocukla karşılaştı. Babasıyla birlikte
yaşam mücadelesi veren çocuğun durumundan etkilenen Akar, o günden beri
kanser hastalarının tedavisi için çaba harcıyor.
Kocaeli Üniversitesinde (KOÜ) görevli bir
öğretim üyesinin desteğiyle kanser hastalarıyla ilgili araştırmalar yapan Akar, 2003'te lösemili çocuklar için Sakarya Lösemili
Çocukları Koruma Derneğini kurdu. 2005'te derneğin adını Lösemi ve Kanser Hastaları
Sağlık Eğitim Derneği olarak değiştiren Akar, 2008'de yeniden ismi değişen KANSERDER'in başkanlığını yapıyor.
Akar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 yaşındayken babasını beyin kanserinden kaybettiğini belirterek, kanserle hayatının
erken bir döneminde tanıştığını söyledi.
1998'in ramazan ayında bir
ilköğretim okuluna yardım götürdüğü sırada annesi 40 gün önce intihar etmiş, lösemi hastası bir çocukla karşılaştığını kaydeden Akar, şöyle konuştu:
''Kanserin ne kadar kısa sürede evlatları babasız, babaları evlatsız bıraktığını gördüm. Çocuk babayla birlikte yaşıyor ve çok
yoksuldu. Bu, bizi çok etkiledi. Küçük yavrumuz için ramazan ayı boyunca suyla oruç tutup koşturduk ve hayallerini gerçekleştirdik. Şunu gördük ki bununla ilgili kurum değilsiniz, istismarlara uğruyorsunuz. Oturduk ve daha nice minik yavrulara ulaşabilmek için, seslerini duyurabilmek için, 'gelin bir
dernek kuralım, bir
sivil toplum kuruluşu olalım ki bir kimlikle çıkarak yardım yapalım' dedik. Sadece duygusal olarak hareket etmek yanlıştı. Kocaeli Üniversitesinden
profesör Nazan hocama ulaştım. Bizlere çok güzel eğitimler verdi, hastanın kanser olduğunu nasıl anlayacağız, nasıl
kayıt yapacağız, bunlarla ilgili.''
Eğitimin ardından
gönüllü olarak yola çıktığı arkadaşlarıyla 2003'de Sakarya Lösemili Çocukları Koruma Derneği'ni kurduklarını belirten Akar, diğer kanser hastalarının da sesi olabilmek için derneğin adını Lösemi ve Kanser Hastaları Sağlık Eğitim Derneği (LÖSDER) olarak değiştirdiklerini ifade etti.
2008'den beri KANSERDER olarak faaliyet gösteren dernekte 400'ün üzerinde kayıtlı kanser hastası bulunduğunu bildiren Akar, ''Bunların çoğu çocuk ve yoksul, çaresiz. Tek amacımız bunları sosyal hayata bağlamak. Psikolojik
destek,
ulaşım, kan, alamadığı ilaçlar konusunda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kamuoyunda kanser hastalarının hiçbir sıkıntıları olmadığı yönünde yanlış bir algılama var.
Hayır, orada bir tırnak açmak gerekiyor. Devlet bazı giderlerini karşılıyor. Bazı ilaçlar ise protokolsüzse karşılanamıyor. Bunların sosyal yönleri de var.
İşsiz, gelirsiz, bu konuda destek olmaya çalışıyoruz. Şu anda icrada olan kanser hastaları varsa, prefabriklerde fareler arasında yaşayan kanser hastaları varsa KANSERDER bunlara hizmet veriyor'' diye konuştu.
-KANSER HASTALARI İÇİN ARABASINI SATTI-
8 yıldır kendisini kanser hastalarına adadığını söyleyen Akar, ''Aracımı, birçok birikimimi dernekteki hastalar için harcadım. Benden yana
helal olsun, babamın, annemin ruhuna gitsin. Bir yerden sonra bizi de aşan noktalar var. Böyle bir şeye şahit olduk,
Allah bize nasip etti. Kanser hastası okyanusa düşmüş,
yüzme bilmeyen insanların durumunu yaşıyor. Biz onlara yüzme öğretmeye çalışan, can simidi atmaya çalışan bir avuç arkadaşımızla buradayız. İstiyoruz ki ne olursunuz, can simidi değil, onlara yardım botlarıyla, feribotlarla ve gemilerle ulaşalım ve okyanustan kurtaralım'' dedi.
Akar, hayırseverlerden temin ettikleri yardımlarla kanser hastalarına ev yaptırdıklarını belirterek, bazı hastaların ilaçlarını karşıladıklarını, bazı hastaları da toplumla bütünleştirerek intihardan vazgeçirdiklerini ifade etti.
''6 ay ömrü kaldı'' denilip de iyileşen ve evlenen hastaları bulunduğuna işaret eden Akar, şöyle konuştu:
''8 yıldır hiçbir gün
tatil yapmadım. Gecemizi gündüzümüzü kanser hastalarına adadık. 24 saat boyunca telefonum açıktır ve numaralarım bütün hastalarımızda vardır. Bana gece gündüz ulaşabilirler. Çünkü biz zamanla yarışanlara hizmet veriyoruz. Güzel şeyler de oluyor ama bir gün elinden tuttuğunuz, kucağınıza aldığınız, şarkılarını dinlediğiniz bir çocuğun iki gün sonra vefatını duymak çok zor. Şu ana kadar 68 kanserli hastaya ramazan ayı için erzak yardımında bulunduk. Çocuklarımız bana 'Nihal anne, Nihal teyze ve Nihal hala' diyor.''
Eşinin de babasını gırtlak kanserinden kaybettiğini ifade eden Akar, koşuşturmaca içinde ailesine de
vakit ayırmaya çalıştığını, çocukları ve eşinin kendisine bu konuda çok anlayışlı yaklaştığını söyledi.
Akar, gece gündüz koşturmasına rağmen hiç yorgunluk yaşamadığını belirterek, kendisini yoran konunun yerel yönetimlerin kanser hastaları hakkındaki duyarsızlığı olduğunu kaydetti.
Gırtlak kanseri hastası Nazım Aydın ise Nihal Akar ile dernekte tanıştığını belirterek, ''Dernekte tanıştık, durumumu izah ettim. Olayın nasıl olduğunu, nerede kaldığımı anlattım. Başkanımız çok iyi bir insan, her konuda yapıcı ve eğitici, imkanlarını çocuklarına kullanmayıp kanser hastalarına kullanan bir insan'' dedi.
Eşi
cilt kanseri olan Fatma Durmaz ise Akar'la tanışmasının yardım için gittiği belediyenin kendisini derneğe yönlendirmesiyle olduğunu kaydederek, ''Hem çocuklarıma, hem evime, hem eşime destek oldu. Eşim cilt kanseri, çok ilerledi, kemiklerine işledi, kulağı alındı. Allah razı olsun Nihal hanım çok yardımcı oldu. Böyle bir insanın bizim için çabalaması, kaldırımda erzak dağıtması çok değerli'' diye konuştu.
(KMK-NC-HAN)21.08.2011 12:47:20