Sağlık çalışanlarının
Türkiye genelindeki iki günlük
iş bırakma eylem bugün başladı. Greve katılanların toplanma yerlerinden biri olan
Ankara Numune Hastanesi'nin Başhekimi
Nurullah Zengin, hastanesinde eyleme katılan bir kişi tespit etmediklerini belirterek, herhangi bir günden farksız olarak yataklı ve
poliklinik hizmetlerinin devam ettiğini aktardı.
Zengin, "Sağlık hizmeti gibi özellik arz eden bir alanda, iki gün boyunca iş bırakmayı haklı kılabilecek bir durum söz konusu değil diye düşünüyorum." dedi.
Sağlık-Sen' class='textetiket' title='Sağlık Sen haberleri'>Sağlık Sen Genel Başkanı
Metin Memiş de çalışanların sorunları temelinde bir etkinlik gerçekleştirilecekse, önce çalışanların bütüncül iradesinin aranması gerektiğini ifade etti.
Türk Sağlık Sen Genel Başkanı
Önder Kahveci ise "Yetkililer, yapılan eylemin yasal olup olmadığını tartışacaklarına, çalışanların sorunları nedir, sıkıntıları nedir, bunları çözsünler." değerlendirmesinde bulundu.
Numune Hastanesi Başhekimi Nurullah Zengin, Cihan'a yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde başlatılan eylemde, Ankara'daki toplanma yerinin Numune Hastanesi olduğunu hatırlattı. Buradan Sağlık Bakanlığı'na yürüyüş yapıldığını hatırlatan Zengin, "Hastanemizde
bütün birimlerimizde faaliyetlerimiz sürüyor. Bizim tespit ettiğimiz
grev nedeniyle işi bırakma da söz konusu değil. Bazı arkadaşlar öğleden önceki toplantıya iştirak ettiler, sonra görevlerinin başına döndüler. Herhangi bir günden farksız bir şekilde yataklı ve poliklinik hizmetlerimiz aynen devam ediyor." dedi.
Sağlık hizmeti gibi özellik arz eden bir alanda iki gün boyunca iş bırakmayı haklı kılabilecek bir durumun söz konusu olmadığını düşündüğünü kaydeden Zengin, "Tabip odalarının olayları yorumlamakta yanlış düşündükleri kanaatindeyim.
Temel tespitlerinde ciddi yanlışlıklar var. Sağlık çalışanlarına alan kaybettiriyorlar." diye konuştu. İş bırakmaların hak arayışına katkıda bulunmadığını kaydeden Zengin, "Sağlık çalışanı ile vatandaşı karşı karşıya getirme gibi bir risk taşıyor. Sağlık çalışanları buna itibar etmiyor." dedi. Zengin, 'bu üslup ve anlayışın terk edilerek, sorunların daha doğru bir üslup ile ortaya konması' gerektiğini belirtti.
Devlet hastanelerinde
katılımın düşük olduğunu gözlemlediğini dile getiren Zengin, "
Üniversite hastanelerinde katılım daha fazla olabilir. Çok sağlıklı bilgiye sahip değilim. Ama varsa eğer böyle bir ayrım, neden oluyor, bunun üzerinde düşünmek lazım." şeklinde konuştu. Zengin, performans uygulaması ile üniversitelere de getirilen sistemin iyi tanınmamasından kaynaklanıyor olabileceğini söyledi.
KAHVECİ: ÇALIŞANLAR DERDİNİ NASIL ANLATACAK
Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, yapılan eylemi hoş gördüklerini belirterek, "Çalışanlar derdini nasıl anlatacak?" diye sordu. Yapılan eylemin meşru olduğunu söyleyen Kahveci, insan sağlığını tehdit edecek bir durumun olmadığını, acillerin çalışmaya devam ettiğini kaydetti. Kahveci, grev kararı alma aşamasında Türk Sağlık Sen'in olmadığını, kendileri ile bir diyaloga geçilmediğini, ancak bunun altında bir art niyet aramadıklarını söyledi. Üniversitelerde katılım anlamında bir yoğunluk olduğu bilgisinin kendilerine ulaştığını belirten Kahveci, "Yetkililer, yapılan eylemin yasal olup olmadığını tartışacaklarına, çalışanların sorunları nedir, sıkıntıları nedir, bunları çözsünler." diye konuştu.
MEMİŞ: ÇALIŞANLARIN BÜTÜNCÜL İRADESİ ARANMALI
Sağlık Sen Genel Başkanı Metin Memiş ise eylemin demokratik bir hak olduğunu vurguladı. Yapılan eylemin amacına ulaşıp ulaşmadığını kamuoyunun takdir edeceğini dile getiren Memiş, "Çalışanların sorunları temelinde bir etkinlik gerçekleştirilecekse önce çalışanların bütüncül iradesi aranmalıdır. Daha sonra, halka karşı olmadığı iyi anlatılarak, halkta karşılığı olan etkinlikler haline dönüştürülmelidir. Bize göre, eylem ve grevler, müzakere sürecinin sonuçsuz kaldığı durumlarda başvurulması gereken bir yöntemdir." şeklinde konuştu.
Müzakere süreci neticesinde sonuç alınabildiğini, iki yıllık
yetki dönemlerinde ispatladıklarını ifade eden Memiş, şöyle devam etti: "Sağlık çalışanları, adil ve güvenli olmayan çalışma koşullarına mahkum olmayacaktır. Biz bunun mücadelesini veriyoruz ve sonuç alıyoruz. Sözleşmeli personele kadro hakkı böyle bir mücadelenin başarısıdır.
Kamu çalışanlarına toplu
sözleşme hakkı, müzakere masasında kalanların elde ettiği bir haktır. Biz yetkili
sendika olarak,
ücret adaletsizlikleri, uzun ve kuralsız çalışma koşulları, performans sisteminin olumsuzlukları, çalışanlar üzerindeki bürokratik baskılar ve diğer birçok konuda çalışanların temel taleplerinin yer aldığı bir toplu sözleşme taslağı ile hükümetin karşısına oturmayı hedefliyoruz. Bunun için önce hizmet kolumuzdaki meslek örgütleri ile bir araya gelerek, toplu sözleşme çalışmalarını en geniş katılımla müzakere etmeyi ve ortak bir irade oluşturmayı amaçlıyoruz."