Nazar Boncuğu Ustalarının Sıcakla Mücadelesi

Nazar Boncuğu Ustalarının Sıcakla Mücadelesi

Halil Şahin - Bunaltıcı yaz sıcakları İzmir'in Kemalpaşa ilçesine bağlı Nazarköy'de 1200 derecelik fırınların önünde geçimlerini temin etmek için çalışan nazar boncuğu ustalarının işini daha da zorlaştırıyor. Nazarköy, yarım asrı aşkın süredir nazar boncuğu üretilen, bu alanda ülkenin sayılı merkezlerinden birisi. Yok olmaya yüz tutmuş mesleği ayakta tutmaya çalışan Nazarköy'deki ustalar, ağustos sıcağının yanı sıra camın erimesini sağlayan 1000-1200 derecelik fırınların da sıcaklığına dayanmak zorunda. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın, UNESCO'nun ''Somut Olmayan Kültürel Çalışmalar'' listesine aldırmak istediği köyde, geleneksel kaliteyi korumaya gayret eden ustalar, Çin'den getirilen plastik boncuklar ve yeni neslin mesleğe ilgisizliğinin yanında, hava koşullarıyla da mücadele veriyor. 28 yaşındaki nazar boncuğu ustası Hüseyin Koçak, 16 yıldır bu işi yapıyor. AA muhabirine, mesleğine tutkuyla bağlı olduğunu anlatan Koçak, nazar boncuğu yapımında kullanılacak camın 1000-1200 derece sıcaklıktaki fırında yaklaşık 45 dakika boyunca eritilmesi gerektiğini, fırının çevresini de ısıtması nedeniyle çok sıcak bir ortamda çalıştıklarını kaydetti. Koçak, atölyedeki sıcaklığın 40-50 dereceyi bulduğunu, buna yaz sıcağının eklenmesiyle işlerinin daha da zorlaştığını ifade ederek, ''Sabah saat 07.00'de mesaimiz başlıyor, akşam 06.00'ya kadar. Yani 13 saat geçiriyoruz bu fırınların önünde. Serinlemek için bol bol su içiyoruz. Doktorlar aşırı terlemeye karşı bunu önerdi. Atölyenin içindeki hava akımı ve sıcaklık önemli olduğundan atölyenin soğutulması için bir çare de düşünemiyoruz. Ekmek parası, katlanmak zorundayız'' diye konuştu. -''GENÇLER BU ZOR MESLEĞE İLGİSİZ''- Cam boncuğunda, 2010 Türkiye Yaşayan İnsan Hazinesi adayı gösterilen Mahmut Sür de bu mesleğin yok olmaması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Sıcaklığı 1000-1200 derece olan fırınla aramızda 50-60 santimetre var. Zor bir meslek, bu yüzden mesleğe yeni giren yok. Getirisi de düşük. Gençlik bu zorluklara katlanmıyor. Fırının önünde yarım saat, 20 dakikada bir ara vererek çalışmaya devam ediyoruz. Biz bu kültürü devam ettirmek istiyoruz. Bu meslek ölmemeli. Bu fırından yıllardır ekmek yiyorum, işim sayesinde çocuğumu okuttum. Zorlularına katlanabilmeliyiz. Meslek, zorluğu nedeniyle yok olma tehlikesi içinde.'' (HLL-BAH-BŞK-GKH)16.08.2011 10:32:19
<< Önceki Haber Nazar Boncuğu Ustalarının Sıcakla Mücadelesi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER