İzmir Büyükşehir Belediyesi
Kadın Sığınmaevi'ne çocuğuyla birlikte gelip, daha sonra hayata tutunan bir kadının yazdığı
mektup göz yaşarttı. İki yılda 350 kişiye
hizmet veren
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Sığınmaevi'nin ikinci yılının kutlandığı mütevazı
tören, isimsiz bir kadının mektubu ile duygulu sahnelerin yaşanmasına neden oldu. Sığınmaevi'nden hizmet alıp, sonraki süreçte kendi ayakları üzerinde duran kadınlardan birine ait olan mektupta, "2009'da gelmiştik oğlumla bu şehre. Burası bizim ilk evimiz oldu. Oğlum okullu oldu,
okuma yazmayı bile öğrendi. Burası benim hem kendimle yüzleştiğim, tekrar ben olabilmeyi becerdiğim, sürekli geride bıraktıklarımı düşünüp sabaha kadar oğlumu seyredip
hesap yaptığım evim oldu." dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu'nun eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu, Genel Sekreter Yardımcısı Serpil Baran, Sosyal Hizmetler Kurumu İl Müdür Yardımcısı Ayla Çelik, Büyükşehir Başkanlık Danışmanı Güler Tunçoku, Kadın Sığınmaevi Müdürü Pelin Erda ve Sosyal İşler Şube Müdürü Semra Dinç'in katıldığı etkinlikte, Sığınmaevi'nde kalan diğer kadınlar da duygularını dile getirdi.
Günün anlamına binaen yazılan isimsiz mektup okununca bayanlar gözyaşlarını tutamadı. Sığınma evini yeni arkadaşlıklar edinip dertleştiği, boşvermişlikler görüp güldüğü, tekrar güçlenebildiği evi olduğunu anlatan isimsiz kadının, "Çünkü biliyorum ki, acıması gereken
kalp bendeki değilmiş. Biliyorum ki, eğer istenirse her şey olabilirmiş. Eğer istenirse unutulabilirmiş, yürekten istenirse herkes mutlu olabilirmiş. Ve bu dünyada herkes kendine yakışanı yaparmış. Denenmişin de denenmişi olmazmış" ifadeleri sığınmaevlerindeki kadınların duygularına tercüman oldu.