Muğla Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Vatan Taşkın ve
Araştırma Görevlisi Ersin Doğaç'ın
zeytin sineği ile mücadele çalışmalarında izlenecek yöntem hakkında çalışma başlattığı bildirildi.
Muğla Üniversitesi'nden yapılan yazılı açıklamada, Zeytin sineğinin bütün zeytin alanlarında bulunan ve zeytinin ana zararlısı olan bir böcek olduğu ifade edildi.
Çiftleşen zeytin sineği dişilerinin
meyve içerisine yumurtalarını bırakarak
gelişim aşamaları süresince çekirdek etrafında galeriler açtığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
''Beslenen larva zeytin meyvesinde verimin azalmasına ve kalitesinin bozulmasına böylece meyvelerin çürüyerek dökülmesine, zeytinyağı miktarının azalmasına ve yağda asitliğin yükselmesine neden olur.
Avrupa'nın
Akdeniz havzasında yaklaşık 10 milyon hektarlık alanda her yıl 1,6 milyon ton zeytin yağı ve 750 bin ton sofralık zeytin
üretimi yapılmakta ve bu organizmanın neden olduğu ortalama yıllık üretim kaybının yüzde 15, yaklaşık 800 milyon dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Dünya zeytin ve zeytinyağı üretiminde ilk 5 sıra içerisinde bulunan ülkemizde bu organizmadan kaynaklanan zararın ise, mücadele durumuna bağlı olarak yaklaşık yüzde 15 ile yüzde 70 arasında değiştiği tahmin edilmektedir.''
Muğla Üniversitesi'nde yapılan araştırmaların ilk bölümünde, Türkiye'nin en önemli zeytin yetiştiricilik alanlarından
Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve
Marmara Bölgeleri'nden toplanan zeytin sineklerinin, genetik açıdan moleküler yöntemler kullanılarak popülasyonlarının genetik yapısı ve birbirinden uzaklıklarının belirleneceği belirtildi.
Ege Bölgesi'nden elde edilen sonuçlar ile birleştirildiğinde Türkiye'nin zeytin sineği popülasyonlarının genetik yapısının tanımlanmasının yapılacağının belirtildiği açıklamada şu görüşlere yer verildi:
''Bu alanda var olan büyük bir teorik boşluk doldurulmuş olacaktır. Bununla birlikte belirtilen lokasyonlardan toplanan örneklerde direnç mutasyonlarının sıklığı, kısmi baz dizi analizi kullanılarak belirlenmesi ile bu popülasyonların genetik potansiyel direnç seviyeleri de belirlenmiş ve böylelikle daha etkili ve bilinçli
ilaçlama stratejilerinin geliştirilmesi ile hem
ekonomik kazanç sağlanmış hem de doğada dirençli bireylerin gelişimi ve yayılımı da önlenmiş olacaktır. Bu çalışmayla ülkemizde ve dünyada büyük
ürün kayıplarına yol açan bu organizmanın evrimi ve Avrupa kıtasındaki yayılışı hakkında daha detaylı bilgi sahibi olunacak ve bu organizma ile daha verimli, çevreye dost ve yan etkisi minimum düzeyde, türe spesifik mücadele stratejilerinin de geliştirilmesi sağlanmış olacaktır.''
(DG-YB)02.08.2011 15:52:30