17
Ağustos 1999'da meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremde hayatını kaybedenler, Adapazarı'nda, felaketin yaşandığı saat 03.02'de anıldı.
Sivil
toplum örgütleri ve belediyelerin ilgi göstermediği
anma etkinlikleri,
depremi yaşayan 50 kişilik grubun
kent meydanında toplanmasıyla başladı. Kalımcılar
Kızılay Serdivan Şubesi'nin katkısıyla, meydanda deprem fotoğraflarının yer aldığı sergiyi gezdi.
Saat 03.02'yi gösterdiğinde 50 kişilik grup el ele kenetlenerek saygı duruşunda bulundu. Grup, depremde hayatını kaybedenler için okudukları duanın ardından dağıldı.
Depremde 12 yaşındaki kızını kaybeden ve enkazdan çıkarılan Firdevs
Akgül (48), AA muhabirine yaptığı açıklamada, deprem gecesi yaşadıklarının aradan 12 yıl geçmesine rağmen her an aklında olduğunu söyledi.
Deprem gecesi hiçbir şey olmamış gibi uyuduklarını belirten Akgül, ''Korkunç bir felaketle uyandık, o gündür bugündür kendimizi toparlayamıyoruz. Halen bugün yaşanmış gibi. Daha fazla bir şey söyleyemiyorum, kelimeler düğümleniyor. İnsanlarımız çok ilgisiz. Deprem unutuldu. 'Unutmayalım, unutturmayalım' diyenler unuttu aslında. Bugün burada bu kadar az insanın olması çok acı. Çünkü yaşanan küçücük bir deprem değildi. Bu kadar mı insanın yakınları öldü?'' diye konuştu.
Acılı eş Metin Akgül ise yüz yılın afetinin 10 yılda unutulduğunu kaydederek, anma etkinliklerine çok az sayıda insanın katıldığına dikkati çekti.
Depremin acısını halen insanların içinde yaşadığını ifade eden Akgül, ''Yüz yılın afeti 10 yılda unutuluyor demek ki. Çok basit görülüyor. İlk günler Adapazarı'nı seviyoruz, unutmayacağız, terk etmeyeceğiz derken, terk edenler etti, unutanlar da unuttu. Bazı şeyleri yitirdik. İçimizden bazı şeyleri kopardık. Eski insani dayanışmalarımız yok, gelecek nesile ne vereceğiz? Bunların yaşanmaması için ne yapacağız?
Sakarya'da ne önlemler alındı?
Kocaeli ile Sakarya'yı kıyasladığımızda Kocaeli şu anda çok faal durumda. Kocaeli'de 80 bine yakın
hasarlı bina onarıldı, bizim yeni kentleşmeye baktığımızda kimler oturuyor? Sadece emekliler kısmı'' dedi.
Akgül, hasarlı binaların süslenerek öğrencilere kiraya verildiğini belirterek, deprem gecesi yaşadıklarını şöyle anlattı:
''Depremde ailece enkazdan çıktık. Bir alttan vurmayla uyandık. Hatta ben uyanıktım, yeni yatmıştım. 1967 depremini de hatırlıyorum. 1967 depremi değildi, 45 saniye değildi. Bize 45 gün gibi geldi. Küçücük bir delikten gökyüzünün alçaldığını, kızardığını, yıldızların parladığını, kıyametin koptuğunu hissettik. Eşime şöyle bir şey söylemiştim. 'Firdevs herhalde biz öldük'. Daha sonra çığlıkları duyunca yaşadığımızı hissettik. İlk mücadeleyle dışarı çıkmayı başardım. Yarım saatte de eşimi çıkardım. 3 saat içinde de oğlumuzu çıkardık. Ertesi sabah 11.15'te kızımızın cansız bedenine ulaştık. Allah'tan geldi amenna ama kul daha çok vuruyor insana. Eşimin psikolojisi tamamen bozuldu, bir binaya giremiyor. Eşim halen kendini toparlamış değil. Prefabrikeden şehir merkezine gidip de rahat gezemiyor. Binalar üzerine geliyormuş gibi oluyor.''
Depremde annesini kaybeden Nurgül
Avcı ise anma etkinliğinde birlikte olmalarının kendilerine kuvvet verdiğini ifade ederek, ''Unutmak mümkün değil, üzgünüz. Depremde kayıplarımız oldu, annemi kaybettim. Kızıma annemin adını koydum'' şeklinde konuştu.
-''HASARLI VE ÇOK KATLI BİNALAR HALEN YERLİ YERİNDE DURUYOR''-
Anma etkinliğine katılan
CHP Sakarya
Milletvekili Engin Özkoç ise aradan 12 yıl geçmesine rağmen Sakarya'da hiçbir şeyin değişmediğini öne sürdü.
Sakarya'nın depreme hazırlıklı olmadığına dikkati çeken Özkoç, şunları söyledi:
''Hasarlı ve çok katlı binalar halen
yerli yerinde duruyor, öğrencilerimize kiralanıyor. Büyük bir sıkıntı bu şekilde devam ediyor. Her yıl buraya gelip de bu sorunu burada tekrarlamak ve yeniden yaşıyor olmak çözüme katkı sağlamıyor maalesef. İnsanlar yaşadıkları bu acıyı hafızalarının bir kenarına itmek istiyorlar ama Sakarya'da da bir şeyler değişsin istiyorlar. Gerçekten Sakarya'da sorumluluk alan bütün milletvekilleri, belediyeler dahil, Sakarya'yı değiştirecek yapısal değişiklikleri bir an önce başlatmak zorundalar. Sorun odaklı değil, çözüm odaklı olmalıyız. Sakarya'da deprem olduğunda
halk temelde üç basit şeyi bilmiyor. Yaşamını kurtardı ve sokağa çıktı, ilk toplanma bölgesi neresidir bilmiyoruz, acil olarak ilkyardım bölgesi neresidir bilmiyoruz, iş makinelerinin ulaşabileceği park alanı neresidir bilmiyoruz. Bunun için para gerekmiyor, bunun için sadece irade gerekiyor. Sakarya'da bu iradeyi gösterecek insanlarımız olmalıdır. Bunu unutabilir, geçmişi 12 yıl sonraya itebiliriz ama yarın çok yakın olabilir. Yarın yaşayacağımız bir felaket bu acımızın kat kat üstünde olabilir.''
(MMT-KMK-MVA)17.08.2011 09:06:36