Ergenekon ana
davasında
sanık Mehmet
Zekeriya Öztürk'ün talebi doğrultusunda MİT Müsteşarlığı'ndan
mahkemeye gelen bir cevabi yazının, sanık avukatlarınca sır gibi saklanması dikkat çekti.
Basın mensupları
belgeye ulaşmak isteyince sanık avukatlarının birbirlerine bu belgenin verilmemesi konusunda uyarıda bulundukları gözlerden kaçmadı. Belgede,
Danıştay sanığı
Alparslan Arslan'ın,
Bulgaristan'da yaşayan bir
emekli albayı ziyareti sonrasında suikasti gerçekleştirdiği, Çeçenistan'dan 2 kişi getirilip Ümraniye'de bir cami altında saklandığı, 'MİT
Mete' lakaplı Ergenekon sanığının örgütün
Türkiye ve Bulgaristan bağlantısını sağladığı,
Muzaffer Tekin ile
Semih Tufan Gülaltay'ı tanıştıran kişinin de MİT Mete olduğu gibi detaylara yer verildi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon ana davasında sanıklar ile avukatlarının taleplerinin ardından
Cumhuriyet Savcısı
Mehmet Ali Pekgüzel, talepler konusundaki görüşünü açıkladı. Daha sonra da Mahkeme Başkanı Hasan
Hüseyin Özese, mahkemenin yazdığı yazılara bazı kurumlardan cevabi yazı geldiğini belirterek mahkemeye ulaşan belgeleri okumaya başladı. Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün talebi üzerine MİT müsteşarlığından gönderilen yazıda MİT'in istihbarat ürettiği, istihbaratların gelen ham bilgilerden elde edildiği, teyit edilmeyen ham bilgilerin istihbarat olarak değerlendirilmediği ve yerine ulaştırılması gereken yerlere iletilmediği, ancak istihbarat olarak değerlendirmedikleri bazı ham bilgileri de tehlikeli ve önem arz etmesi durumunda
Başbakanlık gibi gerekli kurumlara bildirildiği kaydedildi.
MİT'TEN GELEN SIR BELGE
Yazının ilerleyen bölümlerinde söz konusu örgüte emir verenin Bulgaristan'da yaşayan emekli bir albay olduğu,
Alparslan Arslan'ın bu albayı ziyaretinin ardından Danıştay eylemini gerçekleştirdiği bilgisine yer verildi.
Muzaffer Tekin'i,
Semih Tufan Gülaltay ile 'MİT Mete' lakaplı kişinin tanıştırdığı, MİT Mete'nin Ergenekon ana davası sanıklarından olduğu, örgütün Türkiye ile Bulgaristan arasındaki bağlantısını sağladığı ifade edildi. Çeçenistan'dan 2 kişinin getirilip Ümraniye'de bir caminin altında saklandığı bilgisi de bu belgedeki detaylar arasında yer aldı. Ergenekon ana davası sanığı Zeki Yurdakul Çağman'ın da isminin geçtiği, Çağman ile ilgili bölümde 100 milyon TL rakamının geçtiği duyuldu. Ancak MİT Müsteşarlığı'nca bildirilen ayrıntılar, belgelerin avukatlar tarafından basın mensuplarına verilmesinin engellenmesi nedeniyle öğrenilemedi.
BASINA SIZMAMASI İÇİN AZAMİ DİKKAT EDİLDİ
Bazı sanık avukatlarının diğer sanıklar ile avukatlarını bu belgelerin basına sızmaması konusunda uyardıkları, hatta engel oldukları dikkatlerden kaçmadı. Öte yandan basın mensupları, belgeyi temin etmek için eşi aracılığıyla
tutuklu sanık
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'e konuyu iletti. Önce belgenin verilmesi konusunda avukatı Osman Aydın
Şahin ile konuşan Perinçek'in, daha sonra yanında bulunan tutuklu sanık Muzaffer Tekin'in kendisi ile konuşmasının ardından belgenin basın mensuplarına ulaştırılması konusunu askıya alması dikkat çekti. Basın mensuplarından saklanan belge ile ilgili olarak 31 Ocak 2011 günü İşçi Partisi İstanbul İl Başkanlığında bir
basın açıklaması yapılacağı öğrenildi.
İstanbul 12.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Cumhuriyet Gazetesine
molotof kokteyli atılmasına ilişkin dava dosyası,
Ergenekon davasıyla birleştirilmesine ilişkin geçtiğimiz günlerde verilen karar ile birlikte İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Fener Rum Patriği Bartelemous'a suikast hazırlığı içinde olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan ve ilk duruşmasında
tahliye olan İsmail Rençber'in dava dosyası da Ergenekon davası ile birleştirilmesi konusunda muvaffakat alınması için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.