Tunus ve
Mısır'ın ardından Libya'da süren
isyan hareketinden kurtulup binbir zorlukla memleketlerine dönen binlerce Türk
işçi, harcadıkları emeğin karşılığını alacakları günü bekliyor.
Maddi açıdan
mağdur olan işçiler, canlarını kurtardıkları için şükrediyor. Türkiye'nin gönderdiği 'Orhan
Gazi-1' ve 'Osman Gazi-1' feribotlarına
Bingazi Limanı'ndan bindirilerek gönderilen işçiler, memleketlerinde paralarını alamamanın ve işsiz kalmanın üzüntüsünü yaşıyor. İşçiler, Libya'daki olayların sona erip normalleşmesinin ardından tekrar çalışmaya gideceklerini belirtiyor.
Libya'da Muammer Arabi isimli inşaat şirketinin 2200 projesinde vinç operatörü olarak çalışan 2 çocuk babası Samsunlu işçi Murat Ergelen,
tanık olduğu dehşet anlarını anlattı. Ergelen; yazlık villa yaparken, inşaatı basan eli satırlı ve silahlı isyancıların arabalara, erzaklara, evraklara, el koyup eşyaları yağmalayarak her tarafı yakıp yıktıklarına şahit olduğunu ifade etti Ergelen, şirket yetkilisinden bir kişinin, satırlarla saldırıya uğrayıp öldükten sonra sürükleyerek götürüldüğünü gördüğünü söyledi.
Şantiye işgalinin ardından kendi imkanlarıyla
minibüs tutup 25 arkadaşıyla Bingazi Havaalanı'na doğru yola çıktıklarını anlatan Ergelen, ''Giderken ister istemez mezarlığın önünden geçmek zorunda kaldık. O gün de ölen
mültecilerin cenaze töreni varmış. Büyük bir kalabalık vardı. Tekbir sesleri getiriyorlardı. Silahlı mülteciler önümüzü kesip arabamızın etrafını sardılar. Arabayı devirecekmiş gibi sallıyorlardı. Bizi aşağı indirmek ve arkadaşlarımızı camdan almak istediler. İtiş kakış yaşadık. Şoförü zorla aşağı indirdiler. Sonra sakallı birileri yanımıza gelip
tekbir getirmemizi ve
zafer işareti yapmamızı istedi. Biz de aynen yaparak isyancılara katıldık. Sonra
şoför arabaya binerek zor bela oradan çıktık. Çok korktuk. Verilmiş sadakamız varmış. Çok korktuk.'' dedi.
Aynı şirkette kepçe operatörü olarak çalışan Soner Uzun ise hava alanında yaşadıkları korku dolu anlardan bahsetti. İsyan çıkmasında Tunus ve Mısır olaylarının ardından Kaddafi'nin ''Konutları sizin için yaptırıyorum' açıklamasının ve öldürülen bin 500 kişi için her yıl düzenlenen Öfke Günü etkinliğinin büyük rol oynadığını ifade eden Uzun, şunları ifade etti:
''Muhaliflerin isyan hareketiyle
halk ayaklanıp, yaptığımız inşaatları ve villaları basıp el koydular.
Arapça kendi isimlerini yazdıkları kapısı, elektriği, penceresi ve alt yapısı olmayan inşaatlarda 3 gün kaldılar. Biz bu yüzden bir hafta çalışamadık. Baktık olaylar büyüyor,
taksi tutup kendimizi havaalanına attırdık. Askerleri görünce rahatladık. Beklerken haber verdiler ve kalabalık bir grubun gelmekte olduğunu söylediler. Otururken silahlı 2 kişi içeri girip bize silahları doğrultup dışarı çıkmamızı istedi.
Türk işçiler bir panikle hava alanını
tahliye etti. Onun peşine önce
trafo binasını ateşi verdiler, sonra söndürmeye uğraştılar. Bizi daha sonra Hügo Çavez Stadı'na götürdüler. Bir gece kaldık. Bombalanacağı haberi üzerine bir ambara götürdüler. Geceyi geçirdikten sonra limana vardık. İşçileri şirketlere ayrılarak gemilere bindirdiler.''
Çalıştıkları dönem içinde 4 aylık maaşlarını alamayan işçiler, bu yüzden mağdur olduklarını vurguluyor. Kendileri gibi binlerce Türk işçinin maddi sıkıntıya düşüp işsiz kaldığını söyleyen işçiler, paralarını kimden ve nasıl alacaklarını bilemediklerini söylediler.