Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde kunduracı göğsü olarak bilinen göğüs kafesinde doğumsal şekil bozukluğu olan pektus deformitesi
tedavisinde farklı çözüm sunuluyor. Hastane Başhekimi ve Göğüs Cerrahisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Erdoğan, endoskopik yöntemle gerçekleştirilen tedavinin
hastayı kısa sürede iyileştirdiğini belirtti.
Doç. Dr. Abdullah Erdoğan yaptığı yazılı açıklamada,
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde
halk arasında kunduracı göğsü adı verilen pektus deformitesi hastalığını endoskopik yöntemle tedavi etmeye başladıklarını bildirdi.
Hastalıkta sıklıkla göğüs kemiğinin içeri doğru çökük olduğunu nadir olarak da çıkıntının dışarı doğru bulunduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'de göğüs kafesinde bu tip sorunları olan yaklaşık 250 bin kişi olduğunun tahmin edildiğini, hastalığın erkeklerde daha sık ortaya çıktığını ve bu anomalinin beyaz ırkta her 400 doğumda bir görüldüğünü açıkladı.
Hastalığın görüntü bozukluğu oluşturduğu için hastalara bugüne kadar standart cerrahi düzeltme yöntemi uygulandığını ifade eden Erdoğan, şu bilgileri verdi:
''Eski yöntemde göğüs ön bölgesine yapılan 10-20 santimetrelik bir kesi ile
kemik yapılara ulaşılıp, şekil bozukluğu olan kaburga ve kıkırdaklar çıkarılıyordu. Göğüs kemiği de kesilerek düzeltilip sabitleniyordu ve bu şekilde göğüs duvarına şekil veriliyordu. Ama artık yeni uygulamaya başladığımız endoskopik yöntemle hastalarımıza farklı bir çözüm sunuyoruz.''
Uygulamanın dünyada yaklaşık 8 yıldır, Türkiye'de ise son birkaç yıldır yapıldığını söyleyen Doç. Dr. Abdullah Erdoğan, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde yeni uygulanmaya başlayan endoskopik yöntemin avantajlarını, ''Hasta kısa tedavi süresi, konforlu tedavi sonrası süreç yaşıyor. Yeni yöntemle tedavi ettiğimiz hasta sayısı şimdiden onlarca oldu. Bunların yarısı erkek yarısı kadın olup yaşları 8 ile 32 arasında değişiyor'' şeklinde sıraladı.
Eski yöntemde yaklaşık 3 saat kadar süren
ameliyatın, endoskopik tedavide yarım saatten az sürede bittiğini belirten Başhekim Erdoğan, endoskopik işlemde neler yapıldığını şöyle açıkladı:
''Hastanın göğüs kafesinin sağ ve sol tarafından iki delik açılıyor. Daha önce ölçüsü alınıp uygun
forma getirilmiş çelik barı kameralarla ekrandan takip ediyor ve kalbin önünden içeriye yerleştiriyoruz. Çelik bar şişkin olan tarafı hastaya doğru olacak biçimde takılıyor. Bar yerine oturduğu zaman olduğu yerde ters çevrilerek çökük olan göğüs duvarının öne çıkması sağlanıyor. Endoskopik olarak yapılan yeni yöntemin adına keşfeden doktorun anısına Muss yöntemi deniliyor. Ameliyat sonrası hasta birkaç gün
hastanede kalarak
taburcu ediliyor. Ameliyat için 10-16 yaş aralığı göğüs kafesinin bu yaşlarda kolay forma girmesi nedeniyle en uygun yaş aralığı. Hasta ameliyattan sonra günlük aktivitelerine kaldığı yerden devam edebiliyor.''
-''NEFES ALMAKTA ZORLANMAYA BAŞLADIM''-
Uygulanan yeni yöntemle tedavi olan 34 yaşındaki iki çocuk babası İbrahim Köker, hastalığının doğuştan olduğunu söyleyerek, yaşadıklarını şu şekilde ifade etti:
''Küçükken pek sorun yaşamıyordum Ancak yaşım ilerledikçe ve kilo aldıkça nefes almakta zorlanmaya başladım.
Ağrılarım vardı. Utandığım için denize giremiyordum. Tedavisi olduğunu bilmediğim için bu yaşıma kadar bekledim. Ağrılarım nedeniyle gittiğim doktordan bunun hastalık olduğunu ve tedavisi bulunduğunu öğrendim. Şimdi çok mutluyum. Bu hastalığı olanlar beklemesinler
erken yaşta tedavilerini olsunlar.''
Alanya Demirtaş İlk
öğretim Okulu öğrencisi Şükrü Karakaya (13) ise, büyüdükçe göğsünde batma, ağrı oluştuğunu bunun yanı sıra da nefes almakta zorlanmaya başladığını kaydetti. Karakaya, uygulanan yeni yöntemle sağlığına kavuşmanın heyecanını yaşadığını ifade etti.
(MUH-BNY-SU)17.08.2011 11:59:42