Yardımlaşmanın doruk noktaya çıktığı
mübarek Ramazan ayına girdiğimiz şu günlerde, ülkemizin bir çok kentinde
hayırsever insanlar, yaptıkları
yardımlarla
yoksul ve muhtaç ailelerin umudu oluyor.
Hayırsever insanlardan biri ve Kırklareli'de uzun yıllardır faaliyet gösteren Yayla Un Fabrikası sahibi Gürkan Oras, kentte yaptığı yardımlarla hayırsever olarak tanınıyor.
Bir çok üniversite öğrencisine burs veren Oras, muhtaç kişilere başta
gıda olmak üzere giyecek, yakacak gibi yardımlarda bulunuyor. Fabrikasına gelen ihtiyaç sahiplerinin elini boş çevirmek istemeyen Oras, un vererek de yardımlarını sürdürüyor.
Oras, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaptığı yardımları reklam olsun diye değil gerçekten muhtaç kişilere yardımı dokunması için yaptığını söyledi.
Bazı kişilerin fabrikalarında, iş yerlerinde ve yaptıkları işlerden daha fazla gelir elde edip işlerini büyütmek isteyebileceğini ifade eden Oras, kendisinin geliri arttıkça, fabrikasını büyütmek yerine daha fazla kişiye yardım etmek istediğini söyledi.
Bakmakla görmek arasında çok büyük fark olduğunu vurgulayan Oras, şöyle devam etti:
''Bazılarımız fakiri göremiyor veya görmemezden geliyor. Bizde insanız, onlarda insan. Hepimiz aynı yerde nefes alıp veriyoruz. İnsanların nasıl geçindiğini bilmiyoruz. Herkes benim kadar yardım yapsa, muhtaç kişilerde hayatlarını güzel bir şekilde idam ettirebilirler.
Bu biraz yapı ve karakter meselesi. Bana gelen muhtaç bir kişiyi kapımdan asla boş çevirmem. 10 yıldır üniversite öğrencilerine ve muhtaç kişilere yardım yapıyorum. Yardımlarda gençler ve kadınlara daha önem veriyorum. Gençler bizim geleceğimizi belirleyecek, kadınlar ise geleceğimizi ve geçmişimizin yükünü çekmektedirler.''
-KOMŞUSU AÇKEN YATMAK OLMAZ-
Karşı tarafın kimlik ve kişiliğini gözetmeden herkese yardım etmek amacıyla koşanlardan biri de
Edirne'de bulunuyor. Kendisinin değimi ile her hangi bir resmi kimliği yok
ev hanımı. 53 yaşındaki Kevser Sezginer'den söz ediyoruz.
''Evde oturarak
yaşam beni tatmin etmiyor'' diyen Sezginer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailece, kimsesizleri, yaşlıları, zor durumda olanların yanında olmaya gayret gösterdiklerini ifade etti.
Daha 8-10 yaşlarında merhamet duygusu ile yaşamaya başladığını anlatan Sezginer, kendisinin Yugoslav göçmenimi olduğunu ve 15 yıldır ise çeşitli derneklerde görev aldığını belirtti.
Derneklerde görev yaparken lüks ve zor şartlarda yaşayanları yakından gördüğünü vurgulayan Sezginer, şöyle devam etti:
''Özellikle okul derneklerinde çok sayıda
yardıma muhtaç öğrencilerle karşılaştım. Onların fakirliklerini ortaya çıkartmadan, kimseye belli etmeden, arkadaşlarının yanında mahcup duruma düşürmeden yardımlarda bulunmaya özen gösterdik. Sanırım bu yardımseverlik, merhamet duygusu bende çocukluktan beri var, sonradan gelişen bir duygu değil.
Çünkü, daha 8-10 yaşlarda iken kimsesiz bir komşumuza bakıyordum. Onun ihtiyaçlarını karşılamak, karnını doyurmak için çabalardım. O kişinin ihtiyaçlarını giderdiğim zamanda çok mutlu olurdum. Bugünde böyle. İhtiyaç sahibi kişinin problemini çözdüğüm zaman mutluluğum artıyor. Özellikle insanların, fakir insanlara yardım etmesi gerekiyor. Komşusu açken yatmak olmaz. İnsanlarda merhamet duygusu olmalı.
Ben, hiç bir karşılık beklemeden, ihtiyaç sahibi insanları bulup, onların zor gününde yanlarında yer almaya çalıştım. Halen daha muhtaç insanları arayıp buluyor, onlara nasıl yardımcı olabilirim noktasında çalışıyorum. Kimisine gıda, kimisine kömür, kimisine
giysi yardımında bulunuyorum. Bunları tek başıma yapmamda mümkün değil. Benim gücümü aşan noktalarda dostlarımdan, tanıdıklarımdan
destek alıyorum. Onlardan temin ettiklerimi ihtiyaç sahiplerine veriyorum. Daha büyük problemlerle karşılaşırsam o zaman da konuyu Edirne
Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakfı Müdürlüğüne iletiyorum.''
(ÖZG-NA-RC-MHD)21.08.2011 12:36:51