Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım, ''Şu anda bilgiye sahipsek, bilgiyi üretebiliyorsak, bilgiyi kullanabiliyorsak, bilgi paylaşabiliyorsak, en güçlü biziz'' dedi.
Kırklareli
Üniversitesi'nin 2011-2012 akademik yılı açılışı için Kırklareli'ne gelen Yıldırım,
Vali Mustafa Yaman'ı, ardından da Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç'ı ziyaret etti.
Ziyaretlerin ardından üniversitenin akademik yıl açılış törenine katılan Yıldırım'a, ''
Fahri doktora'' unvanı verildi.
Törende konuşan yeni akademik yılının öğrencilere, hocalara,
ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu.
Kadim uygarlıkların beşiği bir coğrafyada,
Anadolu topraklarında yaşadığımızı ifade eden Yıldırım,''Bugün ki bilimin temelli bu topraklarda atıldı. Yazı bu topraklarda
icat edildi. Türkler bu coğrafyaya gelirken, Çin, Hint ve Pers uygarlıklarının yaşayan unsurlarını da beraberimizde getirerek, buralara yerleştik. Geldikleri coğrafyada ise hem yüksek standartlı bir hayat tarzı geliştirdi, hem de
İslam, Roma,
Bizans uygarlıklarının bilgi ve üretiminden faydalanarak, onu daha da ileriye götürdü. Bilgiyi mutlaka bulunması gereken bir yitik olarak algılayan kültürümüz, başka uygarlıklardan aldıklarına kendi mührünü de basarak, bin yılı aşkın bir süre Anadolu coğrafyasını dünya da huzuru ve istikrarı adası yapmayı başarmıştır'' diye konuştu.
-HER İLDE ÜNİVERSİTE KURULDU-
Ülkede 78 yıl içerisinde tüm illerde üniversite açıldığını anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
''Toplam üniversite sayımız 165'i bulmuş. Bunların 89 adedi son 9 yılda kurulmuş. Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum. Kırklareli Üniversitesi de bu
genç üniversitelerimizden bir tanesidir. Artık üniversitesi olmayan ilimiz kalmadığı gibi birçok ilimizde de birden fazla üniversite mevcut. Son 9 yıldaki yüksek
öğretim politikamızda, stratejimizde çok önemli bir farklılığı da yakalamış bulunuyoruz. Bu farklılık üniversite denince
İstanbul,
Ankara,
İzmir ve birkaç diğer şehrimiz akla gelirdi. Bugün ise artık üniversiteyi Anadolu'nun her köşesine, her iline yaymak suretiyle ilmin, ışığını aydınlık, geleceğini ülkenin her tarafında, meşalenin parlayarak, aydınlatan bir konuma gelmesini sağlamış olduk.''
-ÖĞRENCİ SAYISI-
Ülkede 3,8- 4 milyona yakın üniversite öğrencisine ulaşıldığını belirten Yıldırım, ''Öğretim üyesi sayısında 110 bini aştık. 3,8 milyon ne anlama geliyor. 30-40 tane ülke nüfusundan daha büyük. Büyük bir üniversite kitlemiz var. Bu ülkemizin geleceği için çok umut verici bir şey.
Üniversitelerimizin gelişmesi ülkemizin
2023 hedeflerinin çok daha kısa sürede gerçekleşmesini olacağı anlamına da geliyor'' diye konuştu.
Dünyada her yıl 3,5 milyon öğrencinin başka ülkelerde okuduğuna da değinen Yıldırım, şöyle devam etti:
''Bu 100 milyar dolarlık bir
pazar. Yılda 100 milyar dolar yüksek öğrenim için dünyada para harcanıyor. Başka ülkelere giden öğrencilerden bahsediyorum.
Türkiye bu konuda son 4-5 yılda bir atak yapmış, 16 binden 26 bine çıkmış. 3,5 milyon içinden 26 binin de çok önemi yok. Şu anda Türkiye bu haliyle çok büyük bir fırsatı yakalamış durumda.
ABD'de
kriz var,
Avrupa da çok büyük kriz var. Artık öğrencilere imtiyazlı yüksek öğretim şansı kalmadı. Hem yerliler için hem
yabancılar için. Bir yandan da Avrupa ülkelerinde Batıda yaşanan
terör olayları sonrası giriş çıkışlarda yaşanan zorlaştırmalar, vize rejimleri esasında gerek bölgemiz, gerek küresel anlamda üniversite öğrencilerinin gelebileceği, seçebileceği ülkelerin başında Türkiye geliyor.
Onun için bu konuya sadece ben para kazanma olarak bakmıyorum. Şüphesiz gelen öğrencilerimiz burada eğitim görecekler, ülkemiz bundan bir katma değer sağlayacak ama ondan öncesi daha da önemlisi buraya gelen her
yabancı öğrenci bizim birer
gönüllü elçimizdir. Burada eğitimlerini tamamlayıp ülkelerine gittikleri zaman sürekli, o insanlar zamanla ülkenin önemli
yönetici konumlarına gelecek. Hangi işi yaparsa yapsın, mutlaka hafızasında zihninde Türkiye olacak. Türkiye de yaşadıkları olacak. Bunun da ülkemize sağlayacağı katma değer, parayla pulla ölçülecek bir şey değil.''
-BİLGİNİN ÖNEMİ-
Bakanlık olarak ilime, bilime gelişmeye, yapılacak olan her türlü yatırıma her zaman
destek olacaklarını vurgulayan Yıldırım, ''Bilgi artık en büyük güç. Silah, top,
tüfek devri geride kaldı. Şu anda bilgiye sahipsek, bilgiyi üretebiliyorsak, bilgiyi kullanabiliyorsak, bilgi paylaşabiliyorsak, en güçlü biziz. Bunu bilmemiz lazım. Bundan sonraki mücadele bilgi üzerinedir. Bilgi toplumu hedeflerimizi gerçekleştirecek olan da gençlerdir. Onun için biz bilgi toplumu projelerine, internetin yaygınlaştırması, okullarımız da bilgi teknoloji sınıflarının kurumasına çok önem verdik'' dedi.
Türkiye'nin en büyük projesini başlattıklarını da hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
''Bu Fatih projesidir. Bu proje Türkiye'nin bilgi toplumunun hedeflerini dünyada en önce sağlayacak ülkelerin başında olacağız. Bu projeye göre 4 yıl içerisinde 40 bin okulumuz 600 bin dersliğimiz akıllı sınıflar haline getirilecek. Bunlarla da yetinmeyeceğiz, ilk ve orta öğretimdeki öğrencilerin tamamına
tablet bilgisayar verilecek. Derslerini oradan takip edecekler.''
Verilen fahri doktor unvanının kendisini heyecanlandırdığını ve sorumluğunu arttırdığımı düşündüğünü ifade eden Yıldırım, bu nedenle şahsına uygun görülen bu unvanı 100 bin kişilik büyük ulaştırma camiası adına aldığını sözlerine ekledi.
-YÖK BAŞKANI ÖZCAN: PATENTE GEREKLİ ÖNEM VERİLMEDİ-
YÖK Başkanı
Yusuf Ziya Özcan da bilimsel yayın performansında
Almanya,
İngiltere,
Fransa,
İtalya,
İspanya ve Hollanda'dan sonra Avrupa'da yedinci ülke, son 30 yıldaki performansımıza bakıldığında bilimsel yayın sayısındaki artışta dünya üçüncüsü olduğumuzu belirtti.
Bu konuda İran'ın en büyük rakibimiz olduğunu ifade eden Özcan, ''Onlar bizi çok yakinen takip ediyorlar. Eğer hızımızı arttırmazsak birkaç yıl içerisinde makası kapatır, bizi yakalarlar diye düşünüyorum. Ama buna imkan vermemeliyiz'' dedi.
2008 yılında ABD'de
patent müracaatlarına bakıldığında Türkiye'nin 18 bin yayını olduğunun görüldüğünü ifade eden Özcan, bunu
İsrail ile kıyaslamasını yaptı.
Özcan, şunları kaydetti:
''İsrail'in 9 bin yayını vardı. Ama patent müracaatlarında onların sayısı 4 bin 550, bizim sayımız maalesef 85'te kaldı. Bu gerçekten dikkat edilmesi ve üniversitelerimizin çok dikkatle ele alması gereken konulardan bir tanesidir. Belki yükselte, arttırma kriterleri dolayısıyla yayınlara önem verdiğimizden dolayı öğretim üyelerimiz patente gerekli önemi veremediler. Ama artık bunu değiştirmenin zamanı gelmiştir. Belki bizde yapısal değişikliği yaparak yönetmeliklerde patentlere bir az daha fazla puan vererek, hocalarımızı '
teşvik edebiliriz' diye düşünüyoruz.
Her bin
makaleye düşen patent müracaatına baktığımızda bu sayı İsrail için 540 civarında, ülkemiz içinde sadece 5'tir. Bu gerçekten yazık, bilgi birikimimiz var, gayet iyi yayın yapıyoruz. Ama nedense patentimiz yok. Hele patentten teknolojiye geçişimiz, çok daha zayıf. Bu konuda birazcık daha gayret göstermeliyiz.''
Üniversitelerimizin vizyonları ve misyonlarının artık değişmesi gerektiğini vurgulayan Özcan, ''Eskiden olduğu gibi içine kapanık, sadece fildişi odalarımız da makale yazan akademisyenler olmak istemiyoruz. Böyle üniversiteler olsun istemiyoruz. Dünyada
rekabet edebilen çok çok patenti olan oradan ülkesini, insanları için teknoloji yaratan, o teknolojileri halkın kullanımına arz eden üniversiteler olsun istiyoruz'' diye konuştu.
Rektör Prof. Dr. Mustafa Aykaç da 2007 yılında kurulan üniversitelerinin kısa zamanda gelişerek, bir çok alanda şehir ve ülkeye katkı sağalamaya başladığını kaydetti.
Kırklareli Valisi Mustafa Yaman ise üniversitelerin çağdaş eğitim kurmaları olduğunu, Kırklareli Üniversitesi'nin de baş
bakan, bakanlar, diğer kurum ve kuruluşların verdiği katkıyla büyümeye devam ettiğini söyledi.
Konuşmalardan sonra Bakan Yıldım, hatıra fotoğrafı çektirdi. Yıldırım, parti teşkilatını da ziyaret edecek.
(NA-ÖZG-RC-OSM)30.09.2011 18:07:40