Kürt aydın Kemal Burkay, kendisini üstü kapalı tehdit eden İmralı'da tutuklu bulunan terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'a yazılı bir açıklama ile cevap verdi. Öcalan'a, Kuzey Irak'lı Leyla Qasım'ı örnek gösteren Burkay, "Öcalan canım benim, öyle yapma. Sana ve sana inananlar için yaptıkların ayıptır. Ben biliyorum can tatlıdır, tatlı canın için düşüncelerdesin. Ancak bir halkın kaderi gündemde. Kürt halkının kurtuluşu için önder olanların, o halkın şerefini ayaklar altına almaması gerekir. Böylece şeref ve haysiyet sahibi olun Kürt kızı Leyla Qasimê gibi." dedi. İsveç'te yaşayan Kemal Burkay, Kürtçe yaptığı yazılı açıklamada, devletin, Kürt sorununun çözümü için Kürt aydınları gibi kendisini de muhatap almasının neden Öcalan'ı bu kadar rahatsız ettiğini açıklamak istediğini belirtti. Burkay, Türkiye'ye dönmek istediğini açıkladıktan sonra spekülasyonların başladığını hatırlattı. AK Parti'nin Kürt aydınlarını yurt dışından getirerek Kürt sorununu zayıflatmaya çalıştığı iddiasına dikkat çeken Burkay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu iddianın sahiplerinden biri de Öcalan'dır. Öcalan, 'hükümet neden KCK'lıları tutukluyor, Burkay'ın 37 yıllık cezasını bir gecede siliyor' diyor. Yani beni suçluyor. Ben Öcalan'ın hangi konuşmasını düzelteyim. Deveye belin neden eğri demişler o da nerem düzgün ki demiş. Benim 37 yıllık gibi bir cezam yok. Öcalan ayrıca hükümetle muhatap olmak ve diyalog konularına değiniyor. Öyle görülüyor ki Öcalan ve partisi korku ve panik içine girmiş. Sanki ellerinden bir şey kaçıyor gibi. Hayır korkmasınlar ben kimseyle pazarlığa girmedim. Ben sadece 30 yıl sonra ülkeme dönmek istiyorum. Hükümetin beni, Şivan Perver'i ve diğer Kürt aydınlarını kullanacağı iddiası sadece iftiradır. Bunları söyleyenler ayıp ediyor. Hayatım ve eserlerim ortadır. Başım diktir, hiçbir zaman halkıma sırtımı dönmedim, dönmem de. Yıllarca Türk devletiyle işbirliği yapan, çalışan ve hizmet verenler artık ortada. Ahmak olmayanlar bunları çok iyi bilir. Ben Türkiye'ye döndüğümde burada söylediklerimi orada da söylerim. Kürt sorununun demokratik bir ortamda çözülmesini isterim." Kürt sorunu ile ilgili projesi olmadığına yönelik suçlamaları da 'komik' bulan Kemal Burkay, daha Öcalan ortada yokken kendisinin Kürt sorunu ile ilgili projelerini ortaya koyduğunu vurguladı. 1975 yılında Kürdistan Sosyalist Partisi'nin programında projelerini yazdığını kaydeden Burkay, bu konuda Öcalan'la protokol imzaladıklarına dikkat çekti. Federasyon talebi içeren protokolün 1993 yılında Şam'da imzalandığını dile getiren Burkay, "Ben bu protokolün daha da sahibiyim peki ya Öcalan?" sorusunu yöneltti. ÖCALAN'IN PROJESİ TEK MİLLET TEK DEVLET VE DİLDİR Kemal Burkay, açıklamasını şöyle tamamladı: "Şimdi Öcalan ve arkadaşlarının istediği nedir? Tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek resmi dil Türkiye için. Acaba bu istekler Türk devletinin istekleri değil mi? Demirel, Ecevit, Baykal ve Bahçeli'nin projeleri değil mi? Evet Öcalan'ın projesi budur. Öcalan, devletle pazarlık yapıyor sessizce. Kürt halkı duymadan bunu başarmak istiyor. Onun için Öcalan benim söylediklerimden rahatsız oluyor ve benim sessiz olmamı istiyor. Öcalan canım benim öyle yapma. Sana ve sana inananlar için yaptıkların ayıptır. Ben biliyorum can tatlıdır, tatlı canın için düşüncelerdesin. Ancak bir halkın kaderi gündemde. Kürt halkının kurtuluşu için önder olanların, o halkın şerefini ayaklar altına almaması gerekir. Böylece şeref ve haysiyet sahibi olun Kürt kızı Leyla Qasimê gibi." Leyla Qasım, 20 yaşındayken Irak'ta Baas rejimine karşı çıkan peşmergelere katıldı. 1974'te Baas rejimi ile Kürtler arasında çıkan savaşta uçak kaçırmak istedi. Halepçe'nin bombalanmasının ardından yakalanan Qasım, 4 arkadaşıyla birlikte 1974'te idam edildi. Qasım idam edilmeden önce şunları söyledi: "Beni öldürün fakat şu gerçeği de bilin ki benim öldürülmemle binlerce Kürt uyanacak. Ben Kürdistan'ın özgürlüğü yolunda canımı feda ettiğimden dolayı sevinç ve gurur duymaktayım."