Kars'ta
Polis Haftası etkinlikleri çerçevesinde, İl
Kültür ve
Turizm Müdürlüğü konferans salonunda,
Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Cumhur Şahin, Prof. Dr.
İzzet Özgeç ve Prof.Dr. Bahtiyar Akyılmaz ile
İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu'nun konuşmacı olarak katıldıkları,"polisin
Adli ve Önleyici Görev ve Yetkileri" konulu
seminer düzenlendi.
Seminerin moderatörlüğünü yapan Prof.Dr. Cumhur Şahin, "Kolluk teşkilatı, bir yönüyle mülki amirle, bir yönüyle adli birimlerle çalışan, ülkenin, toplumun ve başta
asayiş olmak üzere görev yapanlardır. Daha sonra da asayişin bozulması halinde, bir suç işlenmek suretiyle bozulması halinde, ceza soruşturması ceza muhakemesi yoluyla suçluların bulunup yargılanıp cezalandırılması konusunda son derece önemli görevler ifade eden bir teşkilattır." sözleriyle semineri başlattı.
Şahin ilk olarak idare hukukçusu Prof.Dr. Bahtiyar Akyılmaz'a kolluğun görevini ifa ederken görevinden dolayı söz konusu olan bir
takım sorumluklarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunması için Akyılmaz'a söz verdi.
Akyılmaz, " Devlet adına hizmetleri sunan
kamu görevlileri hizmetkârlar olarak görev yaparken karşımızda bu hizmetlerden yararlananlar hak sahibi bireyler olarak bulundular. Onların bir takım hakları özellikle vurgulandı ve sonuç itibariyle birey odaklı
yönetim anlayışı son yıllarda ülkemizde de hakim oldu." İfadelerine yer verdi. Akyılmaz, risk gurupları arasında
emniyet teşkilatının en riskli grup içerisinde yer aldığını vurguladı.
Ceza muhakemesi eksenli değerlendirme ve kolluğun görev çizgileri konularında ise, Prof.Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu söz aldı. Avukatlık mesleğinin çok zor ve çok sorunlu bir meslek olduğunun altını çizen Mahmutoğlu, "Acaba sizce
telefon dinlemeleriyle alakalı
tartışma neden devam etmektedir? Bakın hukuka aykırılık olmasa bile - ki bunda çok ciddi soru işaretleri var - eğer toplumdaki
algı telefonların dinlendiği yönündeyse burada yine hepiniz sınıfta kaldınız demektir. Hiç kimse kusura bakmasın; eğer toplumdaki bireyler telefonlarıyla konuşurken korkuyorlarsa bir yanlışlık var demektir. Bunun, bir şeyin ideolojik olarak sağında solunda olmakla hiç ilgisi yoktur. Bu toplumda yaşayan ve özgürce yaşamak isteyen her yurttaşın talebi olarak görün bunu. Dolayısıyla ben burada aslında sorunun tamamen mevzuattan kaynaklandığı gibi yaklaşımlar içerisinde asla olmadım, olmuyorum da. Çünkü bu konuları hep arkadaşlarımızla tartıştık. Şimdi açalım bakalım tutuklama ile ilgili, e bu kadar güvence getirilmeye çalışılmış ama tutuklama süresiyle ilgili bir şey sorduğun zaman onu da eleştiriyoruz, önemli yanlışlık yapılmış diyoruz." ifadelerine yer verdi.
Seminerde son olarak söz alan Prof. Dr.
İzzet Özgenç, kolluğun görevlerini ifa ederken dikkat edilmesi gereken hususlara değindi. Kolluk kuvvetlerinin bir
arama emrini yerine getirirken aranacak binaya, eğer olağan usullerle giremiyorsa, zor kullanarak kapıyı açabileceğini söyleyen Özgenç, kolluğun amacının, kırılan kapıyı kamuoyuna deklare etmek olmadığının altını çizdi. "Kolluk basın yayın araçları aracılığıyla bir binanın kapısını nasıl kırdığına dair görüntülerini kamuoyuna göstertmemesi lazım gelir. Bunu basın mensupları aracılığıyla değil bizatihi bazen kendisi de olay nasıl icra edilmiştir. Yarın ola ki kolluğa bir
suçlama yöneltilebilir. Bu nedenle kolluk kendisi de oradaki arama faaliyetinin ne suretle icra edildiğini kayda alabilir. Ama iş olup bittikten sonra eğer kamuoyuyla paylaşacağım bir bilgi varsa o bilgi paylaşılabilir. Kapının kırılması kamuoyuyla paylaşılması gereken bilgi değildir. Bunlar kolluğa bakışı olumsuz yönde etkileyen görüntülerdir." dedi.