Berin
Arslan Çetin - Yaklaşık 60 milyon yıl önce
Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ'ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların, milyonlarca yıl boyunca yağmur ve
rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan
Kapadokya (Kappadokia), yılın her mevsimde ziyaretçilerini büyülüyor.
Bugün hala kullanılan Kapadokya adı Pers dilinde ''Güzel Atlar Ülkesi'' anlamına geliyor. Başta
Nevşehir olmak üzere
Kırşehir,
Niğde,
Aksaray ve
Kayseri illerine yayılmış Kapadokya bölgesinde, insan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanıyor.
Kapadokya bölgesi,
doğanın yazıp çizdiği ve insanlığa bahşettiği büyülü bir
masal ülkesini andırıyor. Yöre, doğa ve tarihin dünyada bütünleştiği, en güzel yerlerden biri adeta. Coğrafi olaylar peri bacalarını oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peri bacalarının içlerine konut, kilise olarak oymuş ve fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetin izlerini günümüze taşımıştır.
Hititler'in yaşadığı ve daha sonraki dönemlerde Hristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olan Kapadokya'daki
kayalara oyulan evler ve kiliseler yüz yıllar önce Roma İmparatorluğu'nun baskısından kaçan Hristiyanlar için devasa bir sığınak olmuştu.
Yöreyi ziyaret eden
yerli ve
yabancı çok sayıda ziyaretçi yörenin eşsiz güzelliklerini görme şansına sahip oluyor. Masalsı görüntüsü ve eşsiz doğasıyla, büyüleyici bir atmosfere sahip olan Kapadokya'da, doğa ve tarihin bütünleşmesi seyrine doyum olmayan görüntüler sahneliyor.
Kapadokya'da tüf tabakları, zamanla erozyonun etkisiyle vadilere dönüşerek, ilginç şekilli yapılar oluşturmuş. Daha sonraları insan eli, emeği ve duygusu işe koyulmuş ve 10 bin yıl öncesine ait yerleşim bölgesinden, ilk Hristiyanların kayalara oydukları kiliselere, büyük ve güvenli yer altı kentlerine kadar büyük bir uygarlık yaratılmış.
Kapadokya'yı kaplayan yumuşak tüfün kolayca oyulabilmesi, kayada
yaşam biçimini yaratmış ve bu yaşam biçimi nesiller boyunca devam etmiş. Daha sonraki yüzyıllarda inzivaya çekilen keşişler için Kapadokya'daki kayalar, uygun bir
ibadet yeri olmuş. Kapadokya'daki
doğal şartlar, tarih boyunca insanlara güvenli bir
yurt sağlayarak, insanlık tarihinin seyrini ve dünyanın bugünkü kültürel coğrafyasını da belirlemiş.
UNESCO Dünya Doğal ve Kültürel Miras Listesi'nde, ''
Göreme Doğal ve
Tarihi Milli Parkı'' olarak kayıtlı bulunan Kapadokya doğal yapısıyla dünyadaki özgün yerini almış.
Yörede görülmesi gereken yerler arasında ise Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve
Ortahisar Kaleleri, El Nazar
Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ-Zelve yer almaktadır.
-ZELVE AÇIK HAVA MÜZESİ-
Kapadokya'nın bağrında, Ürgüp-Göreme-Avanos üçgeni içinde yer alan Zelve Açık Hava Müzesi, ihtişamı ve tarihi dokusuyla ziyaretçileri kendine çekiyor.
Avanos'a 5 kilometre uzaklıkta bulunan Zelve Açık Hava Müzesi, Aktepe'nin dik ve kuzey yamaçlarında kurulmuş. Açık hava müzesi birbirine yer altı geçitleriyle bağlı, üç vadiye yayılmış. Vadideki peri bacaları, sivri uçlu ve geniş gövdeli. Vadide pek çok kilise, bir manastır, bir cami ve büyük bir de değirmen taşı var.
Zelve Açık Hava Müzesi, içinde kaybolmanızla birlikte, esrarına
tanık olacağınız bir
cennet parçası niteliğinde. Üç ayrı vadiden oluşan Zelve Açık Hava Müzesi, vadinin derinliklerine varmanızla sizi kendine çekiyor. Açık hava müzesinde, Geyikli Kilise, Vaftizli Kilise, Balıklı Kilise, Üzümlü Kilise, Yazılı Kilise, Yadi Direkli Kilise, Haçlı Kilise olarak toplamda yedi kilise yer alıyor. Bunun yanında vadilerde güvercinlikler, manastırlar, kaya evler bulunuyor.
Çavuşin ise Kapadokya bölgesinin en eski yerleşim yerlerinden biri. Göreme-Avanos yolu üzerinde bulunan bu yerleşim yerinde, Vaftizci Yahya adına yapılan kilise, bölgeye hakim bir yerde bulunuyor.
Kapadokya'nın incisi Ürgüp, bölgenin en önemli merkezlerinden.
Bizans döneminde, önemli bir dini merkez olan Ürgüp, köy,
kasaba ve vadilerdeki kaya kiliselerin ve manastırların piskoposluk merkezi olmuş. Günümüzde hala bu tarihin derin izlerini taşıyan Ürgüp, kaya evleriyle de dikkat çekiyor.
Bir televizyon dizisine de adını veren Ürgüp'teki ''Asmalı
Konak'' yenilenerek, turizmin hizmetine sunulmuş. Doğal olarak dağa yaslanıp, hatta birçok odası da oyularak dağla bütünleşmiş bu konak, her gün binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlamaktadır.
(BRN-HMD)17.07.2011 13:15:48