Akdeniz Üniversitesi'nde, sadece Türkiye'ye değil dünyaya örnek olabilecek kemoterapi ünitesi açıldı. Kanser
hastaları ve yakınları,
tedavi sürecinde sanatsal etkinliklerle zaman geçiriyor.
Bir yanda müzisyenler canlı
müzik yaparken, değir tarafta cam süsleme sanatı yapılabiliyor. 5
yıldızlı
otel konforundaki tedavi ünitesinin yanı sıra
kanser ilaçları robotlar tarafından hazırlanıyor.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi Prof. Dr. Mustafa Samur
Kemoterapi Ünitesi kamuoyuna tanıtıldı. Düzenlenen basın toplantısına AÜ Rektörü Prof. Dr.
İsrafil Kurtcephe, Başhekim Doç. Dr. Abdullah Erdoğan, Tıbbi Onkoloji
Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Burhan
Savaş ve projenin yürütücüsü Doç. Dr. Mustafa Özdoğan'ın yanı sıra akademisyenler katıldı.
Rektör Kurtcephe, sadece Türkiye'de değil, dünyada örnek olabilecek bir projeye
imza atıldığını söyledi. İstatistiklerin, kanser vakalarının hızla arttığını gösterdiğini ifade eden Kurtcephe, "Bize düşen görev buna hazırlıklı olabilmek. Bilim adamlarımız ve tesislerimizle beklentileri karşılayacak çalışmalar yapmamız lazım. 2007-2009 yılları arısındaki kanser vakalarının artış oranının yüzde 230 seviyesine yükselmiş olması konunun önemini anlatması açısından manidardır." dedi. Kurtcephe, Türkiye'nin en
modern tedavi ünitesi dışında, onkoloji ve hematoloji hastanesi kurma çalışmalarının da devam ettiğini dile getirdi.
Ankara Onkoloji Hastanesi ardından, Türkiye'de teknolojisi en yüksek 2. üniteyi hastanelerine kazandırdıklarını anlatan Kurcephe, kanser tedavisinde kullanılan ilaçların robotlar tarafından hazırlandığı bilgisini verdi.
Başhekim Doç. Dr. Abdullah Erdoğan, kemoterapi ünitesinin sadece hastalara daha konforlu ortamda tedavi olanağı sağlamakla kalmadığını, robotlar sayesinde ekonomiye de önemli katkı sağlandığını anlatan Erdoğan, "Türkiye'de tedavi hizmetlerinin yüzde 40' ilaçlara harcanıyor. Burada ilaçlar robotlar tarafından bir gram bile zayi olmadan hazırlanıyor.
Kanser ilaçları yurt dışından geliyor ve oldukça pahalı. Robotlar sayesinde ilaç zayiatı olmadığı için ekonomiye önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum." diye konuştu.
Projenin başındaki isim olan Doç. Dr. Mustafa Özdoğan da çalışmanın 4 ayaktan oluştuğu bilgisini verdi. En önemli 2 ayağın hasta ve yakınları olduğunu ifade eden Özdoğan, ünitede sadece tedavi uygulanmadığını, tedaviyle sanatı bir araya getirdiklerini söyledi. Hastaların özel odalarda tedavi alırken, yakınlarının da internet başında kitap ya da
gazete okuyarak
vakit geçirebildiğini anlatan Özdoğan, bunun dışında iki müzisyenin canlı müzik yaptığı, cam sanatçısı eski bir hastalarının süsleme sanatının güzel örneklerini sergilediğini dile getirerek, "Hasta yakınları hasta kadar etkilenip yara alıyor. Onları göz ardı eden bir sisteme sahibiz.
Teknoloji en iyi kullanıyoruz demek, onkoloji alanında öne çıkan olmamalı, zaten kullanıyoruz. Tedavi sürecinde en yaralayıcı olan hasta değil, yakını için. Burada yaşayan canlı alan oluşturmaya çalıştık.
Sanat faktörünü koyduk." diye konuştu.
Hastalar ise duygularını şu sözlerle dile getirdi: "
Hastalık kötü olunca tedavi yerinin de kötü olması gerekmiyor. Güzel bir manzarası var. Her imkan sağlanmış. Moralimiz düzeliyor, ilaçların etkisi daha iyi oluyor. Marifet iltifata tabi. Türkiye'de böyle bir ünite yoktur."