Rauf Maltaş - Türkiye'de her yıl 150 bin civarında kişide yeni
kanser vakasının tespit edildiği, buna paralel de
hastalığın
tedavi ve teşhis yöntemlerinin kolaylaştığı bildirildi.
Özel OSM Ortadağu Hastanesi Kanser Tedavi Merkezi Direktörü Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Demiray, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm dünyada bazı kanser türlerinde azalma, bir kısmında ise artışların görüldüğünü belirtti.
Ancak yapılan araştırmalarda dünyada kanserli nüfus oranının da arttığının tespit edildiğini aktaran Doç. Dr. Demiray, kanser vakalarının artmasına rağmen artık teşhis ve tedavi yöntemlerinin kolaylaştığını anlattı.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kanser hastalıklarının artış gösterdiğini dile getiren Doç. Dr Demiray, şunları kaydetti:
''Türkiye'deki kanser nüfusu ortalaması, erkeklerde yaklaşık 100 bin nüfusta 160 kişi, kadınlar da ise bu oran yüz binde 140 kişidir. Her yıl yaklaşık 150 bin civarında yeni kanser vakasına rastlanıyor. Biz bu rakamı kabaca
genç nüfusla birlikte 100 bin yeni kanser vakası olarak kabul ediyoruz. Kanserli nüfusumuzun çok yükseldiği aşikar, bir gerçektir. Ancak tedavi ve teşhis yöntemlerimiz de aynı oranda artmış durumdadır.''
Türkiye'de en fazla görülen kanserlerin başında akciğer kanserinin geldiğini belirten Doç. Dr. Demiray, daha sonra ise
mide - bağırsak gibi diğer kanser türlerine rastlandığını söyledi.
-''ARTIK AKILLI İLAÇLAR DEVREDE''-
Hastalığın tedavi yöntemlerine değinen Demiray, kanser hastalıklarının tedavisinde kemoterapiden (ilaçlı tedavi) vazgeçilemeyeceğini ifade etti.
Bunun yanı sıra son dönemde çok fazla miktarda ''akıllı ilaçların'' da yaygınlaşarak, kullanılmaya başlandığını anlatan Doç. Dr. Demiray, şöyle devam etti:
''Akıllı ilaçlarımız,
tümör hücresine yönelik işlemler yapan ilaçlardır. Bu ilaçları uygulayınca tümörü bulup yok edebiliyorsunuz. Eğer tümör düşmansa bunu normalden ayırt etmeniz lazım, bu da moleküler biyolojinin ilerlemesiyle, geliştirilerek piyasada kullanılmaya başlandı. Bu ilaçlarımızın masrafları da yine devletimiz tarafından ödeniyor.
Artık hasta geldi, 'akciğer kanseri, sana şu ilaçları yazalım dönemi' yok, hasta
kontrol edilerek tümörün genetik yapısı inceleniyor. Gerekli teşhisler konulduktan sonra oluşturulan kurulda hasta hakkında karar veriliyor. Kanserin vücutta yayılmış olması bizim için artık sorun değil, 10 yıl önce karaciğerde yayılmış bir kansere, 'yapacak bir şey yok' gözüyle bakılırken şimdi o tümörü, küçültüp
ameliyat edebiliyoruz veya karaciğere damardan girip tedavi edebilir duruma geldik. Bu tedavileri akıllı ilaçlar sayesinde geliştirerek yapmaya başladık. Akıllı ilaç alanında son yıllarda çok ilerledik. Hatta son 8 yılda kemoterapi ilacı yerine daha çok akıllı ilaçlar geliştirildi.''
-''TELEVİZYONDA TAVSİYE EDİLEN BİTKİSEL İLAÇLARA DİKKAT''-
Doç. Dr. Demiray, son dönemlerde özellikle televizyon ve basın - yayın organlarında kanser hastalarına yönelik ''bitkisel ilaçlı tedavi yöntemleri''ne yönelik yayınların yapıldığını hatırlatarak, bu konuda hastaların son derece dikkatli olması gerektiğini vurguladı.
Bazı bitkilerin aynı kanser hastasında farklı sonuçlar doğurabileceğine dikkati çeken Demiray, ''Hastalarımızın bilmesi gereken, aldığınız her
gıda,
kapsül içine girmiş bitki özü, sizin için çok zararlı olabilir. Hekiminizle görüşmeden bu tür gıda takviyelerini sakın almayın. Olası alabileceğiniz bu vitaminler, kemoterapi esnasında aldığınız ilaçların etkisini yok eder, boşuna kemoterapi almış olursunuz. Bir taraftan kemoterapi alıp eziyetini çekmenize rağmen aldığınız vitaminler bunu engeller. Hastamız mutlaka bitkisel ilaçları almadan önce doktoruna danışmalıdır'' diye konuştu.
(RUF-İSM-YLZ)11.08.2011 14:35:31