Kadir Yıldız ve Emrah Yorulmaz - Kocaeli'de gırtlak
kanseri olunca eşi tarafından terk edilen kadın, maddi imkansızlıklar nedeniyle kayınvalidesine verdiği çocuğuna hasret, yanındaki 12 yaşındaki oğlunu okutabilmek için ağır
hastalığına rağmen temizliğe giderek yaşamını sürdürüyor.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 1997'de görücü usulüyle Murat Berber'le evlenen Nalan Nasırlıoğlu (35), 1999'da ilk çocuğu Tuna Alp'i dünyaya getirdikten sonra 2001'de gırtlak kanserine yakalandı.
Hastalığını öğrenince hemen hastaneye giderek tedavisini yaptırmaya başlayan
genç kadın, 2001'de 15 gün aralıklarla 5 kez ağır
ameliyat geçirdi.
''Kanserle mücadelemde en büyük desteğim çocuklarına duyduğum sevgi'' diyen Nasırlıoğlu, doktorların
doğum yapmasının hücre yenilenmesini sağlayacağı ve hastalığın tedavisine olumlu etkide bulunacağı tavsiyesi üzerine 2007'de oğlu Esat'ı dünyaya getirdi.
Ancak bebeği 6 aylıkken eşi Murat Berber, hayat arkadaşını terk etti. Eşi terk edince hiçbir geliri olmadığı için zor durumda kalan Nasırlıoğlu,
küçük oğlu Esat'ı kayınvalidesine vermek durumunda kaldı.
O dönem 8 yaşında olan büyük oğlu Tuna Alp'le kiraladığı küçük evde yaşamaya başlayan Nasırlıoğlu, şimdi hafta sonları görebildiği küçük oğluna hasret, hem kanserle mücadele ediyor, hem de gündelik temizliğe giderek büyük oğlunu okutmaya çalışıyor.
Nasırlıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dar gelirli bir ailenin kızı olduğunu, 1997'de tanıdıkları aracılığıyla maddi durumu iyi olan Murat Berber'le evlendiğini söyledi.
Evlendikten 4 yıl sonra gırtlak kanseri olduğunu, 2001'de de konuşabilmesi için ameliyatla gırtlağına cihaz takıldığını ifade eden Nasırlıoğlu, şöyle konuştu:
''O dönem geçirdiğim ameliyatlarda doktorlar kurtulamayacağımı düşünüyordu. Beşinci ameliyatımda aşırı narkozdan kör kalacağım düşünüldü. 4 saat süreyle gözlerim görmedi ama sonra düzeldi. Daha sonra yüksek tansiyona yakalandım, saçlarım döküldü. 4 yıl önce eşim terk etti. O kişiden boşandıktan sonra büyük oğlum Tuna Alp ile yalnız yaşamaya başladım. Küçük oğlum Esat'a babaannesi bakıyor. Çünkü ben ikisine bakamıyorum. Sağlığım el verdiği sürece temizliğe gidiyorum.
İzmit'te iki odalı bir ev tuttum. Oğlumun giderlerini karşılıyorum. İzmit Sosyal
Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakfı her ay erzakımı getiriyor. İki ayda bir de 100 lira
yardım alıyorum.''
-''GİTMEK İSTEMİYORUM ANNE''-
Oğlunun okutmak istediğini, bunun için de hastalığına rağmen canını dişine takarak gündelik temizliğe gittiğini belirten Nasırlıoğlu, şunları kaydetti:
''Kanser olduğumdan çok bitkin oluyorum. Tedavisi devam ediyor.
Çocuklarım beni hayata bağlıyor ama küçük oğlumun benden ayrı olmasına çok üzülüyorum. Küçük oğlumu artık yanıma almak istiyorum. Çok fazla sitem ediyor. Onu da alamıyorum. Ağabeyine ancak bakabiliyorum. Ona bakamayacağımın farkında değil. O bilinçli almadığımı düşünüyor. Küçük oğlum geçen gün, onu sevmediğim için yanıma almadığımı söyledi. Beynimden vurulmuşa döndüm. Ne olursa olsun onlar çocuk. Onlara her şeyi anlatamam. Sıkıntılarımı onlara yansıtmamaya ve onlarla paylaşmamaya özen gösteriyorum. Oğlum Esat hafta sonu geliyor eve. Onu her geri götürdüğümde ağlıyor 'gitmek istemiyorum anne, yanında kalmak istiyorum' diye feryat ediyor. Küçük oğlum 'ağabeyimi istiyorsun beni istemiyorsun, büyüyünce ben de seni istemeyeceğim' diyor. Bu sözler
bıçak gibi yüreğime saplandı. Çok üzüldüm, çok ağladım o gittikten sonra. Tek isteğim 2 evladımla aynı evde yaşamak.''
''Hasta, parasız, düşkün de olsa bir annenin en büyük hakkı çocuklarıyla bir arada olmaktır'' diyen Nasırlıoğlu, oğullarını büyütmek istediğini belirterek, ''Çok ağrılı, sızılı yattığı gecelerin sabahında
Allah öyle bir güç veriyor ki başkasının evinin temizliğini yapıyorum. Ekmeğimin ve faturalarımın parasını çıkarıp dimdik ayakta duruyorum'' diye konuştu.
-ADINA ŞİRKET KURDU, 80 BİN LİRA BORÇ BIRAKTI-
Eski eşinin evli oldukları dönemde kendisi adına açtığı şirketin 80 bin lira
vergi borcu olduğunu öğrendiğini ifade eden Nasırlıoğlu, şunları söyledi:
''Eski kocam çok zengindi ancak şimdi durumu çok kötü. Şirketi ve borcunu çok sonradan öğrendim ve şok oldum. Zaten boşandıktan sonra tedavimi hep yeşil kartla yaptım. Bu
batık şirket ve borcu yüzünden Toplu
Konut İdaresince (
TOKİ) alt gelir grubuna yönelik yapılan 592 konut için başvuruda bulunamadım. Belki peşinatsız şekilde 1 1 bir evim olurdu ancak bu imkanımın da olmadığını oradaki yetkililerden öğrendim. Bana ait olmayan bir borcun sıkıntısını çekiyorum. Bu borç her yerde karşıma çıkıyor. Ev sahibi olamıyorum. İnşallah Rabbim ev sahibi olmayı ve burada çocuklarımla yaşamayı ölmeden bana nasip eder.''
(KY-EY-FTH-HAN)15.09.2011 11:39:07