KKTC'deki siyasi partiler, gösterilere Türkiye'den daha özenli bir yaklaşım istedi

KKTC'deki siyasi partiler, gösterilere Türkiye'den daha özenli bir yaklaşım istedi

'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Gelişmelere Siyasi Partilerin Bakışı' konulu panelde siyasi partiler, gösterilere Türkiye tarafından daha özenli bir yaklaşım sergilenmesini istedi. Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, "2 Mart'ta yapılacak mitingi, Türkiye'ye karşı bir miting olarak değerlendirmek yanlış." dedi. Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Ertuğrul Hasipoğlu, "Ne olur bize besleme demeyin." diye konuştu. Cumhuriyetçi Türk Partisi –Birleşik Güçler Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer de "Biz kendi evimizi kendimiz düzenlemek istiyoruz." ifadesini kullandı. Demokrat Parti Genel Başkan Serdar Denktaş, hiçbir Kıbrıs Türkünün, Türkiye'ye sırtını dönmeyeceğini vurguladı. Özgürlük ve Reform Partisi Genel Başkanı Turgay Avcı ise "Bu tarihsel bağların daha ileri boyutta bozulmaması, siyasilerin bunu kullanmaması, bunun yerine soğukkanlı bir şekilde bu tırmanışın yatıştırılması için irade ortaya konması gerekiyor." diye konuştu. Kıbrıs Türk Kültür Derneği tarafından, 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Gelişmelere Siyasi Partilerin Bakışı' konulu bir panel düzenlendi. Panele, Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Ertuğrul Hasipoğlu, Cumhuriyetçi Türk Partisi – Birleşik Güçler Genel Başkanı Feri Sabit Soyer, Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş, Özgürlük ve Reform Partisi Genel Başkanı Turgay Avcı katıldı. Panel öncesinde panelistler el ele tutuşarak, birlik-beraberlik mesajı verdi. "NE OLUR BİZE BESLEME DEMEYİN" Panelde ilk konuşmayı Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Ertuğrul Hasipoğlu yaptı. Kıbrıs'taki mitingde açılan pankartlarla ilgili Hasipoğlu, "Marjinal bir grup çıkıyor, kınadığımız, kahrettiğimiz üç beş tane pankartı sergiliyor. Buna karşı Türkiye'deki tepkileri de anlamakta zorlanıyorum. Beş on tane… Her ülkede vardır bu. Her istiklal mücadelesinde şu ya da bu şekilde vatanına ihanet edenler vardır. Bunu emsal alarak bütün toplumu yargılamak çok doğru değil." diye konuştu. Bazı yanlışlar olabileceğini, nasihatlara da açık olduklarını söyleyen Hasipoğlu, "Ama ne olur bize besleme demeyin." ifadesini kullandı. KKTC ve Türkiye'nin birbirinden ayrılamaz olduğunu söyleyen Hasipoğlu, "Et tırnaktan ayrılmaz. Ana - evlat arasında kavgalar olur, ama bu dozu indirmek lazım. Bu her iki tarafa düşen görevdir. Biz birbirimize girer, birbirimizi parçalarsak bundan istifade eden başkaları olur." şeklinde konuştu. "KENDİ EVİMİZİ KENDİMİZ DÜZENLEMEK İSTİYORUZ" Cumhuriyetçi Türk Partisi –Birleşik Güçler Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, "Biz birbirimize gönül gözleri ile bakıyorduk. Şimdi bakışlarda bir kaş çatma, yaşarma var. Türkiye'den ve Kıbrıs'tan bakışta da aynı mevzu var. Buna rağmen, vurgulamak istediğim bir nokta; Kıbrıs Türklerinin bakışında, ne gözünü kapama, ne kör olma ne de başka yere bakma noktası vardır. Gönül bakışımız daha önce neyse bugün de odur." ifadesini kullandı. Soyer, Kıbrıs ve Türkiye'nin çıkarlarının ortak olduğunu vurguladı. "Çift maaşı, erken emekliliği biz icat etmedik." diyen Soyer, "Biz kınalı kuzuyuz, kınalı oğlağız, anamız nereden atlarsa oradan atlarız." benzetmesini yaptı. "Kendi evimizi kendimiz düzenlemek istiyoruz." diyen Soyer, "Tırnak içinde söylüyorum, 'idare edilen, beslenen' bir halk olarak görülmek istemiyoruz. Kendi gelirimizle kendi ayaklarımız üzerinde duran bir ekonomik model bulmak istiyoruz." dedi. Soyer, bu isteğe herkesin saygı göstermesi gerektiğini dile getirdi. "TÜRKİYE'YE KARŞI BİR MİTİNG GİBİ DEĞERLENDİRMEK DOĞRU DEĞİL" Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, sözlerine "Biz dışarıya karşı el ele tutuşuruz, ama içeride de birbirimiz ile kıyasıya dövüşürüz." sözleriyle başladı. Kıbrıs Türklerinin halen atalarının kemiklerini bulmaya çalıştığını kaydeden Çakıcı, "Bu nedenle bizi her söz rencide eder, üzer. Hele, canımız gibi sevdiğimiz Türkiye'den duyarsak tabi ki üzülür, rencide oluruz." dedi. KKTC'de her yasanın geçmesinde Türkiye hükümetlerine de danışıldığını söyleyen Çakıcı, "Şimdi ekonomik kötü gidişatı Kıbrıs Türk halkından bilmek, tarihi bilmemektir." şeklinde konuştu. Kıbrıs Türklerinin Türkiye'yi sevmediği şeklindeki söylemlerden üzüntü duyduğunu aktaran Çakıcı, gerçeğin böyle olmadığını kaydetti. Çakıcı, (yapılan mitinglerde Türkiye düşmanlığı yapılıyor) denilerek Türk hükümetleri ile Kıbrıs halkının karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını söyledi. Pankartların açıldığı mitingde iki isteğin bulunduğunu kaydeden Çakıcı, ilk olarak ekonomik paketin KKTC'ye uygun olmadığını ve revize edilmesi gerektiğini dile getirdi. Kıbrıs'ta itfaiyeden, Merkez Bankası'na kadar pek çok kurum kuruluşun kendilerine bağlı olmadığını belirten Çakıcı, "Ben devletsem, devlet gibi olmalıyım." dedi. Çakıcı, 2 Mart'ta da ikinci bir mitingin gerçekleştirileceğini ifade ederek, "Yapılacak mitingi,Türkiye'ye karşı bir miting olarak değerlendirmek yanlış." şeklinde konuştu. "BİZDEKİ HÜKÜMET MÜBAREK GİBİ" KKTC'deki mevcut hükümetin durumunu, Hüsnü Mübarek'e benzeten Çakıcı, hükümetin talepleri görmemek için milletvekili transferi yoluna gittiğini belirtti. Başbakan'ın kaos ve kargaşa ortamına gidildiğini göremediğini kaydeden Çakıcı, Meclis'te hükümetin transferle 27 sayısına ulaştığını söyledi. Çakıcı, 250 bin nüfuslu KKTC'de, mitinge 40 bin kişinin katıldığını dile getirerek, "Yani bu miting Türkiye'de yapılmış olsaydı, 80 milyonun 20 milyonu miting yapıyor demekti. Mübarek, 2 milyon kişinin yürümesi ile devrildi." diye konuştu. 'Rumcular geliyor' şeklindeki açıklamaları da şiddetle kınadığını aktaran Çakıcı, "Bu yanlış bilginin kaynağı bizim hükümetimiz. Birkaç pankarttan yola çıkarak tüm halkın değerlendirilmesi yanlış. Bizim de kontrol edemediğimiz, 40 bin kişi arasından birkaç kişinin yaptığı şeyi, miting Türkiye aleyhine yapılıyor denmesi yanlış." sözlerini kaydetti. Halkın talebinin açık olduğunu belirten Çakıcı, "Bir istifa noktasındadırlar." ifadesini kullandı. "HİÇBİR KIBRIS TÜRKÜ, TÜRKİYE'YE SIRTINI DÖNMEZ" Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş, 'dayatılan' ekonomik paketin Kıbrıs'taki Türk halkını' yok edeceğini savundu. Getirilen paketin Kıbrıs Türkünün karakterine uygun olmadığını söyleyen Denktaş, şöyle devam etti: "Her koşulda kendi ayakları üzerinde duran bir KKTC'ye ihtiyaç var. Beş kişiden biri mitinge katıldı. Birine karşı olmak için değil (kendi sorunlarımızı kendimiz çözmek istiyoruz) demek için. Ancak, bunu ajan provokatör olarak nitelendirdiğim bir grubun açtığı pankartı bahane ederek, (Kıbrıs Türkü, Türkiye'ye karşı ayaklandı) diyenler var. Bu körüklenmeye çalışılarak bir yere varılmak isteniyor." Hiçbir Kıbrıs Türkünün, Türkiye'ye sırtını dönmeyeceğini vurgulayan Denktaş, "İstediğimiz Ankara ile oturduğumuzda gönül gönüle konuşmak. Ayrı eve çıkan ama annesi babası tarafından sürekli destek gören bir evladın, (anne benim kendi evim var artık, lütfen ben kendi yöntemimle yapayım) demekle, o gencin anne babasına olan sevgisi azalmaz. Geri çekilmekle, annesi babasının, evladına olan sevgisi de azalmaz." şeklinde konuştu. Kıbrıs'ta bir 'çark' kurulduğunu söyleyen Denktaş, şöyle devam etti: "Devletten devlete gelen bir yardım var… Kıbrıs'ta okuyan talebeler, turist olarak gelenler, görev yapan askerler var. Bütün bunlar bir döner sermaye haline dönüştü… İthalatın yüzde 85'i Türkiye'den yapılıyor. Kıbrıs'a para geliyor yeniden Türkiye'ye… Bir yıl sonra tekrar aynı şekilde. Kıbrıs Türkü de bu çarkın içinde, belirsizlik içinde hayatını idame ettiriyor.'' Denktaş, 'parayı ben veririm, düdüğü de ben çalarım yaklaşımı ile ipin koptuğunu' söyledi. "KAVGA EDİLECEKSE KAPININ ARKASINDA YAPILMALI" Denktaş, son olayların en çok Rum tarafını sevindirdiğini belirtti. "Türkiye'nin başbakanı ile benim başbakanım karşılıklı konuşmalı… Benim başbakanımın maaşı sorgulanmamalı." diyen Denktaş, kavga edilecekse de kapının arkasında yapılması gerektiğini söyledi. Denktaş, "Bir pankartı bahane olarak kullanmak suretiyle önümüzdeki günlerde atılacak bazı adımlara zemin hazırlanıyorsa… Türkiye halkı o adım atıldığında tepki göstermek yerine, (sizin müstahakınız) desin diye bir yerlere götürülmeye çalışılıyorsa, büyük bir yanlış içindeyiz." değerlendirmesini yaptı. "KURUMLAR ÇÖKMÜŞ, KAMU ÇALIŞAMAZ HALDE" Özgürlük ve Reform Partisi Genel Başkanı Turgay Avcı, Kıbrıs ile Türkiye arasındaki ilişkilerin herhangi iki devlet ilişkisi olmadığını vurguladı. Avcı, iki ülke arasında can, kardeşlik ve soydaşlık ilişkileri bulunduğunu aktardı. 1974 Barış Harekatı olmamış olsaydı, Kıbrıs Türk'ünün de bugün olmayacağını kaydeden Avcı, "Mehmetçik ve mücahit kucak kuçağa o topraklarda yatıyor... Bu tarihsel bağların daha ileri boyutta bozulmaması, siyasilerin bunu kullanmaması, bunun yerine soğukkanlı bir şekilde bu tırmanışın yatıştırılması ve birlikteliğin eskiden daha ileriye götürülmesi için irade ortaya konması gerekiyor." diye belirtti. Kıbrıs Türk ekonomisinin sürdürülemez olduğunu aktaran Avcı, "Kurumlar çökmüş, kamu çalışamaz halde. Bir kamu reformunun ihtiyaç var." dedi. KKTC'de 30 yıllık siyasi sistemin çöktüğünü aktaran Avcı, "30 yıldır KKTC'yi yönetmiş siyasiler, bundan sonra çözeceğiz diyorlar. Reform yapacak olsaydınız, 30 yıldır yapardınız." şeklinde konuştu. Bir memur devleti oluşturulmak istendiğini ileri süren Avcı, "Çünkü memur daha kolay yönlendirilir, onun için Kıbrıs'ta iş adamları güçlendirilmedi." ifadesini kullandı.
<< Önceki Haber KKTC'deki siyasi partiler, gösterilere Türkiye'den daha... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER