Terör
örgütü
PKK'yı da bünyesinde barındıran '
Kürdistan Topluluklar Birliği/
Türkiye Meclisi (KCK/TM)'
davasının bugünkü duruşmasında da
Kürtçe krizi aşılamadı. Sanık avukatları, müvekkillerinin siyasi bir parti çalışmasında bulunduklarını ve suçsuz olduklarını dile getirdi.
Diyarbakır 6. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde bugün yapılan 16. duruşmaya, 101
sanık katıldı. Tutuklu sanıklardan Esma Güler,
Fırat Anlı, Hacire
Özdemir ile
Yaşar Sarı
hasta oldukları gerekçesiyle duruşmaya gelmedi. Mahkeme heyeti, sanık ve avukatlarının yoklamasını yaptıktan sonra bazı sanıklarla ilgili devam eden davaların birleştirildiğini belirtti. Mahkeme, sanıklardan
Serdar Ziriğ hakkında PKK üyesi olmak ve resmi belgede sahtecilik yapmak suçundan Diyarbakır 6.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce açılan dava, Mazlum Tekdağ hakkında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce açılan örgüt üyeliği davası, Hatip
Dicle hakkında Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce açılan örgüt propagandası davası ile Zülküf Karatekin, Senanik Öner ve Ahmet Ertak hakkında açılan kamu davalarını KCK dosyasıyla birleştirdi.
Ardından sanık avukatları, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman
Baydemir ile Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirtaş hakkında verilen
yurt dışına çıkma yasağının kaldırılması için dilekçe sundu.
YURTTAŞ: 'KÜRTÇEYE SAYGILIYIZ' İFADESİ SÖZDE KALMASIN
Daha sonra söz alan sanık avukatlarından Sedat Yurttaş, bu davada konuşması gerekenlerin avukatlar değil, sanıklar olduğunu ancak onların da ana dilde
savunma yapma isteğinden dolayı engellendiğini dile getirdi.
Duruşmada komedi-dram yaşandığını savunan Yurttaş, "Biz de figüran durumuna düştük. Müvekkillerimiz birer cümlede kendilerini daha iyi anlatabilecekleri ana dillerinde savunma yapmak istediklerini söylediler. Mahkemenin daha önce aldığı karar, sanıkların yargılama sürecine girmelerini engelledi. 12
Eylül faşizminin ürünü olan
mahkemeler bile
Kürtçe savunmaya izin verdi. Birkaç yıl sonra dönüp baktığınızda hayıflanacaksınız." dedi.
Mahkeme Başkanı
Menderes Yılmaz'ın dün duruşmada 'Kürtçeye saygılıyız' ifadesinin gazetelerde yer aldığını anlatan Yurttaş, bunların sözde kalmaması gerektiğini kaydetti.
Sanık avukatlardan Mesut Beştaş ise mahkemenin sanıkları yargılama yetkisi olmadığını öne sürdü. Beştaş, "Bütün sanıklar DTP'de görev almış, çalışmıştır.
Anayasa Mahkemesi DTP'yi kapatırken herhangi bir örgütle bağının olmadığını, odak olduğunu söylemiştir. Yüksek mahkemenin yargılamadığı bir konuyu bu mahkeme yargılayamaz. Dosyayı Diyarbakır
Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade edin." şeklinde konuştu.
KCK davasıyla ilgili CD'ler hazırlanarak büyükelçiliklere gönderildiğini iddia eden Beştaş, bunların sorulup varsa bir suç unsuru ilgili kişiler hakkında işlem yapılmasını istedi. Beştaş, Antalya'da geçen ay yapılan
terör paneline Diyarbakır'dan kimlerin katıldığını ve neden KCK'nın orada anlatıldığının araştırılması talebinde bulundu.
Beştaş, TRT Şeş'in KCK ile ilgili bir belgesel hazırlama aşamasında olduğunu belirterek, belgeseli hazırlayanların dosyadan belgeler aldığını da savundu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, 104'ü
tutuklu 152 sanık hakkında, 'devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma,
terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma ve terör örgütüne
yardım ve yataklık etme' suçlarından 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen
hapis cezaları isteniyor.