Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''
Türkiye artık 'Üç tarafımız
denizlerle, dört tarafımız da düşmanlarla çevrili' deyip kendi içine kapanan bir
ülke değildir. Bizim denizlerdeki ülke çıkarımız, çevre denizlerinden Süveyş Kanalı'na, oradan da Hint Okyanusu'na kadar uzanır'' dedi.
Preveze Deniz Zaferi'nin 473. yıl dönümü ve
Deniz Kuvvetleri Günü kapsamında, dizayn ve entegrasyonu tamamen milli imkanlarla gerçekleştirilen ''Heybeliada'' gemisinin hizmete girişi, ''
Büyükada'' gemisinin de denize indirilmesi amacıyla, Pendik'teki
İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda
tören düzenlendi.
Törende konuşan Erdoğan, bugün bu gurur verici törenle birlikte, aynı zamanda gurur verici bir
zaferin de Preveze Deniz Zaferi'nin de 473'üncü yıl dönümünün idrak edildiğini anımsatarak,
Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki
Osmanlı Donanmasının, bundan 473 yıl önce dönemin en güçlü donanmalarından birine karşı tarihi bir zafer elde ettiğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Bu vesile ile Türk Deniz Kuvvetleri Günü olarak kutlanan bu anlamlı günde, Barbaros Hayreddin'den,
Piri Reis'e, Turgut Reis'ten Kılıç Ali Reis'e bütün kahraman denizcilerimizi rahmetle şükranla anıyoruz.
İşte bizler tarih boyunca mucizevi başarılara
imza atmış ecdadımızdan böyle bir
miras devraldık. Bugün de onlardan aldığımız bu mirası, onlardan aldığımız bu emaneti yere düşürmemek için büyük bir hassasiyetle gayret gösteriyoruz. Bu bakımdan Preveze Deniz Zaferi ilham verici birçok mesajı içinde barındıran bir destandır.''
O destanla ilgili Yahya Kemal'in ''Deniz ufkunda bu top sesleri nereden geliyor? Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor! Adalar'dan mı? Tunus'dan mı, Cezayir'den mi? Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi, Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor; O
mübarek gemiler hangi seferden geliyor?'' dizelerini de okuyan Erdoğan, o destanın kahramanı Barbaros Hayreddin'in ''Beni leb-i deryaya gömün. Ben leventlerimin sesini ve denizin hırçın dalgalarını duymak istiyorum'' sözlerini anımsattı.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları dile getirdi:
''Barbaros Hayrettin'in kendi hatıralarında Preveze Deniz Zaferi'ni anlatırken, o destanın sırrını şu şekilde anlatıyor; 'Düşmanın birçok bakımdan üstünlüğüne karşı bizim de bazı üstünlüklerimiz vardı. En mühimi, benim, donanmamın bütün filolarına, hatta her kadırgaya hakim olmam, herhangi bir emrimin o anda en uzaktaki kadırgalar tarafından bile yerine getirilmesiydi. Düşmanda ise vaziyet bunun aksiydi. Doria, değil filolara, kanatlara bile hakim değildi. Esasen düşman donanması, birbirinin dilinden anlamayan, birbirini kıskanan çeşitli kavimlerin donanmalarından meydana gelmişti'. İşte bizim en büyük gücümüz bu aziz vatanın topraklarının her köşesine aynı hissiyatla yaklaşmamız, birbirimizle aynı dili konuşmamız ve birbirimize gönül diliyle seslenmemizdir.''
-ÜÇ TARAFI DENİZLERLE ÇEVRİLİ TÜRKİYE...-
Bu bakımdan Preveze Deniz Zaferi'nden bugün dahi uluslararası
toplum tarafından gerekli derslerin çıkarılmasını, tarihin ve zamanın mesajının doğru okunmasını
tavsiye ettiğini de kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
''Türkiye artık 'Üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız da düşmanlarla çevrili' deyip kendi içine kapanan bir ülke değildir. Bizim denizlerdeki ülke çıkarımız çevre denizlerinden Süveyş Kanalı'na, oradan da Hint Okyanusu'na kadar uzanır. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye'nin
ekonomik menfaatlerini ve güvenliğini sonuna kadar koruyacağı bilinmelidir.
Ticari menfaatlerimizin korunmasının yanı sıra, denizlerimizdeki
doğal kaynaklar üzerindeki haklarımızı da
savunmak için gerekli güvenlik tedbirlerini almakta kararlıyız. Nitekim
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Doğu Akdeniz'de tek taraflı olarak giriştiği petrol ve doğalgaz
arama faaliyetlerine karşı da hemen gerekli tedbirlerimizi aldık.
KKTC ile New York'ta yaptığımız anlaşmadan sonra biz de Piri Reis gemimizi arama faaliyetlerinde bulunmak üzere bölgeye gönderdik.
Bundan sonra da milli menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa onu tereddütsüz bir şekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz. Barışın imkanlarını sonuna kadar değerlendireceğiz, ama ülkemizin hukukunu da sonuna kadar koruyacağız. Büyük ve güçlü bir ülke olduğumuzun farkındayız. Bütün politikalarımızı da büyüklüğümüzle ve gücümüzle doğru orantılı olarak
tayin ediyoruz.
Yapılması gerekenleri doğru zamanda hayata geçirecek kudrete, dirayete ve imkanlara sahibiz.
Hükümet olarak geçen 9 yılda olduğu gibi, bundan sonra da sahip olduğumuz imkanları daha da genişletmek, özellikle savunma sanayimizi daha da güçlendirmek için çalışmalarımızı hızlandırarak,
2023 hedeflerimize odaklanmaya devam edeceğiz.
İnanıyorum ki bugün milletimizle birlikte bu büyük gururu bizatihi kendi mühendis, teknisyen ve işçilerimiz tarafından üretilen harp gemilerimizde görev yapacak olan bahriyelilerimiz de büyük bir heyecanla yaşıyorlar.''
(NU-DÜR-ZG)27.09.2011 15:38:54