''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasıyla birleştirilen ''Kamuoyunu yönlendirme amaçlı internet siteleri'' davasının tutuklu sanığı Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, ''Andıç, tarafıma koordine maksatlı gelmiştir. Andıcı hazırlayan Harekat Başkanlığıdır'' dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada konuşan Tümgeneral Çubuklu, internet siteleri konulu andıcın resmi ve yasal bir belge olması nedeniyle görev yerinin askeri mahkeme olduğunu belirterek, bu gerekçeyle yaptıkları itirazın reddedildiğini anımsattı. Çubuklu, uyuşmazlık mahkemesiyle ilgili kanunun 10, 11, 12 ve 13. maddelerini hatırlatarak, olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması amacıyla Askeri Yargıtay Başsavcılığına başvurduklarını dile getirdi. Şahsına yöneltilen suçlamalarla ilgili 28 klasörü 3 defa okuduğunu anlatan Çubuklu, koordine amacıyla andıçta parafının bulunmasından dolayı hakkında dava açıldığını söyledi. ''Andıç, tarafıma koordine maksatlı gelmiştir. Andıcı hazırlayan Harekat Başkanlığıdır'' diyen Çubuklu, ''Koordine, ilgili birimlerin kendi görev alanlarıyla ilgili gelen evrakı paraflamasıdır. Yılda 9 bin 500 evrak adli müşavir olmam nedeniyle hukuki denetim için elimden geçmektedir. Koordine makamı olarak görev yapıyorum. Başka birimler tarafından hazırlanan belgede tasarrufum olamaz. Yayınlardan bilgim yok'' dedi. Çubuklu, internet hizmetinin tedarikinin onayını içeren 4 Haziran 2007 tarihli onay emrinde, dönemin Milli Savunma Bakanının imzası olduğunu anımsattı. -KARA PROPAGANDA- Bu dava mahkemeye gelmeden önce basın yayın organlarında propaganda yapıldığını söyleyen Çubuklu, ''Ben bu andıcı imzalamadım. 'Nasıl hukuka aykırı bir konuyu imzalayabilirim, yok böyle bir şey' dedim. 'Bu belge acaba ekler de mi var?' diyerek 28 klasörü tek tek inceledim'' dedi. Gerek yazılarda, gerekse kendilerine sorulan sorularda, iddianame ve eklerinde gri ve kara propaganda yapıldığına dair bir şey olmadığını savunan Çubuklu, ''Ama ihbar mektubunda var. Yıllarca ülkeme, TSK'ya hizmet etmiş kişi olarak bundan zül duyuyorum. Resmi belgeyi parafe etmekten dolayı örgüt yöneticisi olarak suçlanıyorum. Tahliyemi istiyorum'' dedi. Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim ise Gölcük'te bulunan ''Proje'' adlı dijital dokümanın, Dursun Çiçek'in ıslak imzasının bulunduğu iddia edilen ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı''nın taslağı olduğunun öne sürüldüğünü belirtti. Çiçek'i subay olarak tanıdığını, hayatında hiç yan yana gelmediğini ifade eden Sevim, ''Telefon ile de görüşmedim. Çiçek deniz piyade, ben denizaltıcıyım'' diye konuştu. Dava konusu internet sitelerinde yer alan haberlerin başlıklarını duruşma salonundaki perdeye yansıtan Sevim, ''Tarkan'ın şarkısı Ermenistan'ı karıştırdı'' başlıklı habere dikkati çekerek, ''Tarkan'ın şarkısıyla ömür boyu hapisten yargılanıyorum'' dedi. Sevim, Deniz Kuvvetlerinde 30 senelik hizmetinden sonra hapishanede emekli olduğunu belirterek, ''Amiralliğe terfi eden en genç subaydım. Bir ilk daha gerçekleştirdik. Hapishanede emekli olan ilk amiralim. Deniz Kuvvetlerine kırgın değilim. Benim 19 Eylül Pazartesi günü ilkokula başlayacak bir oğlum var. Oğlum isteğini size söylememi istedi. Babasız katılmaması için tahliyemi talep ediyorum'' şeklinde konuştu. İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı olan ve bu davada tutuksuz yargılanan Hasan Ataman Yıldırım da suçlanmasına konu olan ''Hayhay'' adlı belge ve bilirkişi raporlarını ''Balyoz Planı'' soruşturması kapsamında tutuklanan Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Abdullah Can Erenoğlu'na gönderdiğini söyledi. Erenoğlu ile birlikte belgeleri, incelemeleri için Genelkurmay Başkanlığına, Deniz Kuvvetlerine ve birçok askeri komutanlığa da gönderdiğini belirten Yıldırım, ''Ergenekon'dan yargılanan birinin gönderdiğini anlayınca geri gönderdi. Korkunun ecele faydası yok. Kendisi de 'Balyoz' soruşturmasından tutuklandı. Eğer gönderdiğim dosyayı incelese, komplo görse belki de başına bunlar gelmeyecekti. Yine de çok üzüldüm. Gerçek bir Türk subayıymış ki tutuklandı'' diye konuştu. Duruşma, avukatların taleplerinin alınmasıyla devam ediyor. (HNF-TUR-ALİ)17.09.2011 09:14:04