İlahiyatçı Yazar Dr. Selman Kuzu, eşlerin, anlaşamadıkları meselelerde konuşurken nefislerini, kendi çıkarlarını bir kenara iterek hakikatin sözcüsü olmaları gerektiğini söyledi. Aksaray Genç Sanayici ve İşadamları Derneği (AGİAD) ve NİLÜFER Yardımlaşma ve Dayanışma derneği tarafından düzenlenen 'Efendimizin (sav) Hayatında Aile İçi İletişim' konulu konferans büyük ilgi gördü. Konuşmacı olarak, ilahiyatçı yazar Dr. Selman Kuzu'nun katıldığı konferans, Aksaray Kültür Merkezi'nde yapıldı. Programda açılış konuşmasını yapan AGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Reha Güven, "Şehrimizde ne yazık ki birçok aile içi sorunlarla karşılaşılıyor. Tabi ki evdeki huzursuzluklar iş yerlerine de yansıyor. En son bundan bir ay kadar önce gazetelerde çıkan haber bizi böyle bir program yapmaya sevk etti. Haberde ilimizin boşanmalarda Türkiye genelinde ikinci sırada çıktığı yazmaktaydı. Bu istatistik bizleri oldukça üzdü. Biz de bu yaraya merhem olması dileklerimizle böyle bir program hazırladık." dedi. Dr. Selman Kuzu, konuşmasında, dinlemeden ve anlamaya çalışmadan aile içi iletişimden söz edilemeyeceğini belirtti. Kuzu, aile içi meselelerde eşlerin birbirleriyle konuşması ve birbirlerini dinlemesi gerektiğini vurguladı. Anlamanın iki taraflı olmasının önemine değinen Kuzu, "Erkek, kadını anlamaya çalışmıyorsa veya kadın erkeği anlamaya çalışmıyorsa iletişimden söz etmek mümkün değildir. Burada eşlerin birbirini anlamaları sadece söylenen sözleri anlamak değildir. Sözün arkasındaki duyguların, düşüncelerin anlaşılması, tasavvur edilmesi gerekir. Gerçek anlamda samimiyetle eşler birbirleri ile konuşuyor, birbirini dinliyorsa o zaman sağlıklı bir iletişim var demektir." diye konuştu. Kuzu, konuşurken hakaret etmenin asla iletişim olmadığını ifade etti. Sözün de bir edebi olduğuna işaret eden Dr. Selman Kuzu, şöyle devam etti: "Sözün, tesir etmesi için kalpten gönülden çıkması gerekir. Peygamberimiz (sav) eşler arasında tartışma olduğu vakit bu tartışmayı sona erdiren eşe Allah'ın cennetten bir köşk vereceğini belirtiyor. Bütün meseleler istişare ile müzakere ile çözülebilir. Konuşurken öfkenin mutlaka kontrol altına alınması gerekir. Bu sebeple evlilik nişanlılıktaki üslupla devam etmelidir. Nişanlılık sürecinde eşler birbirlerini nasıl dinliyor anlıyorsa, bu durum evlilikte de devam etmelidir. Efendimiz (sav) bizlere iki büyük emanet bırakmıştır. Kur'an ve Sünnet. Efendimiz'e (sav) tabi olmak istiyorsak Kur'an ve Sünnetine sımsıkı sarılmalıyız. Onunla (sav) yaşamaya gayret edelim. Hiçbir insan O'nun (sav) ulaştığı kulluk seviyesine ulaşamaz. Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş Yüce Peygamberimiz'in (sav) şefaatini istiyorsak, örnek bir yaşayış tarzı sergilemeliyiz." İnsanların, Peygamber Efendimiz'in (sas) yaptıklarını rehber edindiği ölçüde hayatına sevinç ve huzur katabileceğine işaret eden Dr. Selman Kuzu, "Her geçen dönem insanlar, Hazreti Peygamber'in (sav) varlığına daha çok ihtiyaç duyuyor. O'nu (sav) hem kendimiz sevmeli, hem de çocuklarımıza sevdirmeliyiz. Bencil anne-baba olmayalım. Kendimiz Hz. Peygamber'i (sav) örnek alırken, çocuklarımızı da bu sevgiden mahrum etmemeliyiz. Peygamber sevgisi ile yetişen çocuklarımız da etraflarına sevgi ile muamele edecektir, bunu bilesiniz." şeklinde konuştu. Konferanstan sonra Aksaray Belediye Başkanı Nevzat Palta programa katılanlar arasında çekiliş yaparak talihlilere çeşitli hediyeler verdi.