Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet
Büyükekşi, Türkiye'nin 2001
krizinden sonra başarılı bir
ekonomik program uyguladığını ve üç
hedefine ulaştığını belirtti.
Büyükekşi,
Isparta Ticaret ve
Sanayi Odası'nda düzenlenen toplantıda açıkladığı Haziran ayı
ihracat rakamlarını değerlendirdi.
Anadolu'da ihracat mayasının tuttuğunu, Anadolu'nun dört bir yanında
üretime ve ihracata yönelindiğini aktaran Büyükekşi, Anadolu'nun küresel ekonomiye açıldığını kaydetti. Bunun sonucunda Anadolu'nun ihracatının, istihdamın ve refahın arttığını belirten Büyükekşi, şöyle devam etti:
''
2023'e giderken dünyada, hedef pazarlarımızda ve
ülkemizde oluşacak ekonomik gelişmeleri
modelledik. Stratejik hedeflerimizi belirledik ve performans programımızı oluşturduk. Ancak bu çalışmalarımız, sadece makro düzeye yönelik olarak değil.''
TİM olarak hem firmalar, hem sektörler hem de iller bazında çalışmalar yürüttüklerini, ihracatın tüm bileşenlerini tek tek
analiz ettiklerini, her bir bileşen için özel stratejileri hayata geçirdiklerini vurgulayan Büyükekşi, ortak
akıl çalışmaları başlattıklarını ve Isparta ile birlikte 5 ilde ortak akıl toplantısı yaptıklarını söyledi.
İhracat konusunda belli bir birikimi olan ancak 1 milyar dolar eşiğini geçememiş şehirlere ilk etapta odaklanıldığını dile getiren Büyükekşi, ''Amacımız ihracatı ekonomik faaliyetin temel odağı yapmak ve ihracat ile ilgili tüm aktörlerin uyumlanmasına katkıda bulunmak'' dedi.
-''TÜRKİYE'Yİ 21. YÜZYILDA BAŞARIYA TAŞIYACAK BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR''
Başarılı bir
seçim döneminin geride bırakıldığını ve Türkiye'de yeni bir dönemin başladığını belirten Büyükekşi, ekonomideki istikrarın devamından dolayı geleceğe iyimser baktıklarını bildirdi. Seçim sonrasında yeni bir anayasa yapmak ve ekonomiye odaklanmak niteliğinde iki temel gündemlerinin olduğunu belirten Büyükekşi, şunları söyledi:
''Demokrasi yürüyüşümüzü yeni bir anayasa ile taçlandırmamız gerekiyor. Bunun için
sivil, insan haklarına saygılı ve özgürlükleri daha da genişleten, tüm Türkiye'yi kucaklayan bir anayasaya acilen ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Çünkü ekonomik gelişme,
demokrasi ile at başı giden bir süreçtir. Türkiye'yi 21. yüzyılda başarıya taşıyacak bir anayasaya ihtiyaç var.''
-''ÜÇ HEDEFE ULAŞILDI''-
TİM Başkanı Büyükekşi, 2001 krizinden sonra Türkiye'nin başarılı bir ekonomik program uyguladığını belirterek, ''tamirat'' içeren bir model uygulandığını ifade etti. Bu uygulamayla
büyüme,
fiyat ve mali istikrarın temin edildiğini kaydeden Büyükekşi, ''Türkiye büyük oranda üç hedefe ulaştı, enflasyon yüzde 68'den yüzde 6'ya düştü,
milli gelir 3 bin dolardan 10 bin dolara çıktı, ihracatımız 31 milyardan 132 milyar dolara çıktı'' diye konuştu
İstikrar ve güven ortamında Türkiye'nin büyüdüğünü ve geliştiğini söyleyen Büyükekşi, devlet bütçesinin seçim döneminde bile fazla verir hale geldiğini, devletin borcunun milli gelire oranının gerilediğini, bankacılık sektörünün güçlendirildiğini ve disipline edildiğini bildirdi.
Türkiye'de ciddi bir ihracat artışının da sağlandığını vurgulayan Büyükekşi, ''Tüm dünyayı sarsan kriz ortamlarından başı dik bir şekilde çıktı. IMF'ye muhtaç bir ülke statüsünden, başka ülkelerin parmakla gösterdiği bir ülke statüsüne yükseldi'' dedi.
-YENİ MODEL ''YATIRIM, ATILIM VE LİDERLİK''-
Şimdi ise yeni bir modelin inşa edilme zamanı geldiğine değinen Büyükekşi,
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından dillendirilen ''
Yatırım, atılım ve liderlik'' modeliyle ihracata dayalı bir üretim modelinin merkeze alınması gerektiğinin altını çizdi.
Yeni dönemde çok daha kapsamlı ve önceki on yıldan farklı, ihracat ve üretim odaklı ekonomi politikalarına ihtiyaç duyduklarını anlatan Büyükekşi, ''Yeni dönemin ihracat merkezli olmasını bekliyoruz. Türkiye tüm göstergelerde olumlu bir seyir gösteriyor. Aksayan tek yönümüz cari dengemiz'' diye konuştu.
Türkiye'nin 2011'in ilk çeyreğinde yüzde 11 oranında büyüdüğünü söyleyen Büyükekşi, bu durumun ekonomi için son derece başarılı ve güzel bir gelişme olduğunu aktardı.
Türkiye'nin dünyada en hızlı büyüyen ekonomiye sahip olduğunu vurgulayan Büyükekşi, Çin'den bile yüksek bir
büyüme oranı yakaladıklarını,
Avrupa Birliği üyesi ülkelerin bir nesil içinde hayal edemeyecekleri bir büyüme rakamına ulaştıklarını kaydetti.
Büyükekşi, ancak ithalatta yaşanan yüksek artış oranı,
dış ticaret açığı ve cari açığın yüksek seviyelere yükselmesi nedeniyle başarılarının gölgede kaldığından söz etti.
Büyümenin sağlıklı ve sürdürülebilir olması için kaliteli büyümeye ihtiyaç olduğunu bildiren Büyükekşi, sözlerine şöyle devam etti:
''Büyümenin alt kalemlerini inceldiğimizde özel sektörümüzün
makine ve teçhizat yatırımlarının önemli oranda artmasını çok olumlu karşılıyoruz. Cari açık sorunumuzu tam olarak çözmemiz için
dış ticaret açığını kapatmamız gerekiyor. Sadece
kredi genişlemesini engelleyerek bunu yapamayız. Bizim daha geniş düşünerek Türkiye'nin küresel pazarlardaki
rekabet gücünü artıracak üretim odaklı bir bakış açısını ülkemizin tüm politikalarının başına koymamız gerekir.''
-REFORMLAR-
İhracatta rekabetçi olunabilmesi için hem makro reformları ve hem de ikinci ve üçüncü nesil reformlarının bitmesi gerektiğini savunan Büyükekşi, inovasyon ve tasarıma gerçek anlamda yatırım yapılması ve üretim kültürünün temeline yerleştirilmesi gerektiğini belirtti. Katma değer artırmadan cari dengenin düze çıkmayacağını ifade eden Büyükekşi, ''Katma değerin artışı için ise hem kamunun daha fazla kaynak tahsis etmesi hem de
teşvik mekanizmasını ihracat odaklı düzenlemesi gerekiyor'' diye konuştu.
Yeni yatırım olmadan birçok sektörde istenilen artışların da yakalanamayacağını söyleyen Büyükekşi, otomotiv sektörünün 2023 hedefinin 75 milyar dolar olduğunu ve bunun için en azından altı büyük yatırımın gerekli olduğunu savundu.
Türkiye'nin geleneksel sektörlerinde ileri teknoloji ve yeni sektörlerde sıfırdan yatırım alması gerektiğini belirten Büyükekşi, şunları söyledi:
''Bu yatırımları mümkün kılacak şartları oluşması için teşvik mekanizması da uyumlu olmalı. Yatırımlardan sonra atılım gelecek. Ülkemizin çok uzun olmayan bir sürede, Avrupa'nın merkez ülkeleri gibi büyük bir üretici ve ihracatçı olması mümkün.''
-İDEAL KUR SEVİYELERİ-
İhracatçıların
döviz kuru seviyesi konusunda çok hassas olduklarını, kurların ihracatçıların zorladığı durumlarda hem hükümette hem de
Merkez Bankası'na
çağrı yapan Büyükekşi, şu görüşleri dile getirdi:
''
Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak, 2011'in birinci çeyreğinin sonunda yaptığımız ankette ihracatçılarımız ideal kur seviyesini dolarda 1,63 TL ve Avro'da 2,22 TL olarak belirtmişlerdi. Mevcut seviye ihracatçıların görmek istediği ideal seviyedir. Nitekim bunun sonuçlarını da görmeye başladık. İhracatımız yılbaşından itibaren yüksek tempoda büyümeye başladı. Aylık ihracat artışımız yüzde 20'lerin üzerine çıktı, yıl sonunda
Cumhuriyet tarihinin rekorunu kıracağımızı ön görüyoruz.''
Kurlardaki seviyenin korunması, istikrarın yakalanması ve sürdürülmesi gerektiğini belirten Büyükekşi, mevcut kur seviyesinin ihracata olumlu
destek verdiğini ve kalıcı olması gerektiğini bildirdi.
-EN FAZLA İHRACAT ALMANYA'YA-
TİM Başkanı Büyükekşi, ilk 6 ayda ihracatın yüzde 20,2 artış gösterdiğini, 2011'in ilk yarısında en fazla ihracat yapılan ülkenin de
Almanya olduğunu kaydetti. Büyükekşi, Almanya'ya ihracatın yüzde 33 arttığını belirtti.
İkinci büyük pazarın
İtalya, üçüncünün ise
İngiltere ve dördüncünün de
Irak olduğuna dikkati çeken Büyükekşi, Avrupa'da bazı ülkelerin ciddi bir krizin eşiğinde olduğunu ancak bu durumun ihracata etkisinin oldukça sınırlı olduğunu açıkladı.
Kriz içinde olan ülkelere dahi ihracatın artış gösterdiğini belirten Büyükekşi, bunun yanı sıra Avrupa kıtasının sürükleyici ekonomileri olan Almanya, İtalya, İngiltere gibi ülkelere ciddi ihracat artışları yakaladıklarını ve bunun da kriz ortamında ihracatın
hasar almadan yola devam etmesini sağladığını bildirdi.
-AVRUPA'NIN İHRACATTAKİ AĞIRLIĞI-
Krizlerle boğuşan Yunanistan'a ihracatın ilk 6 ayda yüzde 19, İrlanda'ya yüzde 24, Portekiz'e yüzde 5 arttığına işaret eden Büyükekşi, şunları söyledi:
''Avrupa kıtası yüzümüzü güldürmeye devam ediyor. Daha önce de defalarca kez ifade ettiğimiz üzere, Avrupa'nın ihracatımızdaki ağırlığı ve önemi her zaman devam edecek.
Ortadoğu bölgesinde yaşanan krizin ihracatımıza yansımaları sanıldığı kadar negatif değil. Düşüş yaşadığımız ülkeler var, ancak hız kesmeden ihracatımızın arttığı ülkeler de var. Örneğin ilk 6 ayda Libya'ya ihracatımız yüzde 66, Yemen'e yüzde 31, Cezayir'e yüzde 8, Mısır'a yüzde 7, Suriye'ye ve Ürdün'e yüzde 1 azaldı.''
Ancak diğer taraftan da Irak'a ihracatın ilk 6 ayda yüzde 38 artış gösterdiğini, miktar olarak bu 6 ülkede yaşanan gerilemeyi sadece Irak'a yapılan ihracattaki artış ile telafi ettiklerini söyleyen Büyükekşi, ihracattaki başarılarının sadece Irak ile sınırlı olmadığını belirtti. Büşükekşi, sonuç olarak Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracatın ilk 6 ayda yüzde 23 artış gösterdiğini bildirdi.
Eğer Ortadoğu kriz yaşanmasaydı bu bölgelere ihracat artışının çok daha yüksek olacağını ifade eden Büyükekşi, ''Gelecek için iyimserliğimizi koruyoruz. Ortadoğu er ya da geç yatışacak. Türkiye de bu süreçte önemli rol oynayacak. Ortadoğu oturduğunda, geriye düştüğümüz ülkelerdeki ihracat performansımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz'' dedi.
-EN FAZLA İHRACAT YAPAN İL KOCAELİ-
İlk altı ay genelinde, en fazla ihracat yapan 10 il arasında en yüksek ihracat artışını yüzde 49 ile Kocaeli'nin yakaladığını söyleyen Büyükekşi, ''
Gaziantep yüzde 41,
Hatay ve Denizli yüzde 37,
İzmir yüzde 29,
Sakarya ve
Manisa yüzde 22,
İstanbul yüzde 20,
Bursa yüzde 12,
Ankara ise yüzde 4 artış yakaladı'' dedi.
(HÖ-BNY-ABK)01.07.2011 12:21:02