Aykut Ünlüpınar - Çukurova'da üreticinin daha fazla verim ve gelir elde edebilmesi, ihracata yönelik üretim yapabilmesi için bodur meyveciliğe yönelmesi gerektiği belirtildi. Adana'da kurulu Sunar Grup Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Çomu, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, meyvecilik şirketleri NÇS ile 2011 sert çekirdekli üretim sezonunda Türkiye'de açık alanda ilk şeftali hasadını gerçekleştirmelerinin ardından, Japon eriğinin özel çeşitlerini de ilk pazara sunan kuruluş olduklarını söyledi. Çomu, 2010 yılı itibariyle yaklaşık bin dekar arazide yeni nesil sert ve yumuşak çekirdekli meyve çeşitlerinin profesyonel üretimini yaptıklarını belirtti. Çomu, özellikle Japon eriği ve nektarin üretim alanlarının deneme üretim sahası konumunda olduğunu vurgulayarak, ''Burada aslında bizce çok büyük olmayan sahada birçok çeşidin üretimi yapıldı. Böyle yapılmasının en önemlisi sebebi, bu cinslerin özellikle Çukurova toprağına ve iklimine ne kadar uyum sağlayacağını görmekti. Farklı türleri arttırdık. Doğru ürünü, yurt dışına satışı kolay, verimi bol ürünü aradık. Biz bu alanda Çukurova'ya da örnek olmayı hedefliyoruz'' dedi. Bodur meyveciliğin ihracata dönük üretim çeşidi olduğunu ifade eden Çomu, şöyle devam etti: ''Avrupa'da rağbet görebilecek ürünler olduğu için seçtik. Ancak, istiyoruz ki Çukurova'da bu daha da yaygınlaşsın. İhracat yapabilmek için buralarda yeterli miktarda ürün olması lazım. Buranın bir pazar olması gerekir. Bu ürünlerden başka çiftçiler de yetiştirsin istiyoruz. Bodur meyvecilikte temel gaye, birim topraktan en üst seviyede geliri elde etmektir. Bodur meyvecilik ile normal meyvecilik arasında 2 önemli fark bulunuyor. Birincisi ağaçlar daha kısa olduğu için işlemesi, toplaması daha kolay. İkincisi ağaçlar çok kısa zamanda meyve vermeye başlar ve yüksek verimliliktedir. Burada hasat ettiğimiz şeftalinin bulunduğu ağaç henüz 1,5 yaşında. Çok yeni ama hemen verime geliyor, üretime başlıyor. Bodur meyveciliğin en güzel özelliği bu. Ürününe göre 4-5 kat daha fazla verim alınabiliyor. İhracat pazarını tam açtığımızda gelirlerimizin artacağını düşünüyoruz. Örneğin mısıra göre en az 10 kata varan verim, gelir artışı bekliyoruz.'' -ARAŞTIRMA SÜRECİ- Çomu, Japon eriği üretimi öncesi Avrupa'da ve yurt içinde ciddi araştırmalar gerçekleştirdiklerini belirtti. Çukurova'nın kıymetli topraklara sahip olduğunu, mısır, buğday, pamuğun merkezi sayıldığını anlatan Çomu, ''Ama bu kıymetli topraklarda artık geliri daha yüksek ürünler üretilmeli diye düşünüyorduk. 1,5-2 yıl İspanya, İtalya, İsrail'de incelemeler yaptık. Oradaki pazarı, ekinleri, ürünleri inceledik. Burada üniversitelerle görüştük. Titiz çalışmanın neticesinde deneme üretimine başladık. İhracat konusunda bodur meyveciliği hararetle tavsiye ediyoruz'' diye konuştu. Çomu, artık ''komşumda gördüm, ben bu ürünü ekeyim'' şeklinde üretim anlayışı yerine, tamamen bilimsel araştırmaya dayalı ürün tercihleri yapılması gerektiğini, böylece üreticinin zarar etme ihtimalinin en aza düşeceğini vurguladı. Tarlaya ürünleri ekmeden önce su, toprak, besin analizi yapıldığını anlatan Çomu, meteorolojiden geçmiş 10 yıla ait gün gün kayıtları sorup, bu bölgede bodur meyveciliğin hangi türünün daha iyi olabileceği yönünde araştırma yaptıklarını söyledi. Türkiye'nin bodur meyvecilik konusunda daha avantajlı iklim ve coğrafi yapıya sahip olduğunu ifade eden Çomu, ''Bu ürünler İspanya ve İtalya'da da yetiştiriliyor. Çukurova'nın rakiplerine karşı en büyük avantajı, her türlü ürünü kuzey yarı kürede ilk hasat edebilen bölge olmasıdır. İtalya, İspanya'dan 15-20 gün önce hasat yapabiliyoruz'' diye konuştu. -SIRADA NAR ÜRETİMİ VAR- Çomu, bin dekar arazide Japon eriği, bodur elma, nektarin, şeftali, Trabzon hurması ve Amerikan narı yetiştirdikleri, çok yakında da erkenci nar üretimine başlayacaklarını söyledi. Bu sayede Ağustos ayında taze narın tüketime sunulacağını anlatan Çomu, mevcut genç ağaçların verimli olmasıyla üretimlerini 5 bin ton civarına yükseltmeyi hedeflediklerini bildirdi. Çomu, gelecek yıllarda dış piyasada daha etkin hale geleceklerini düşünürek, paketleme tesisi ve soğuk hava deposu projeleri de hazırladıklarını, grup şirketlerinden NÇS firmasının, yeni nesil meyve çeşitlerinin AR-GE çalışmalarını devam ettirdiğini, ayrıca Global GAP (Good AgriculturalPractices) sertifikasına da sahip olduklarını bildirdi. -JAPON ERİĞİ, GELENEKSEL ÇİN VE JAPON TIBBINDA KULLANIYOR- Japon eriği, arter ve diğer kan damarlarına ait sistem üzerinde olumlu etkiye sahip bulunuyor. Damar felci ve damar spazmı durumlarında gevşetici etkisi olduğu bilinen Japon eriği üretimi ekstra bir üretim modeli istemeden konvansiyonel ürün yetiştiriciliği yöntemleriyle gerçekleştiriliyor. Stresten veya yoğun iş temposundan kaynaklanan unutkanlık sorunu olanlar için doğal bir çözüm olarak öne çıkan Japon eriği hafıza ve konsantrasyonu güçlendirirken aynı zamanda enerji takviyesi de sağlıyor. Dünya da yaşayan en eski ağaçlardan biri olarak bilinen Japon eriği, yapraklarının beyine olan faydaları, öksürüğü ve astım semptomlarını azaltması ve filaria cinsi kıl kurdunun vücuttan atılması gibi özellikleri nedeniyle, geleneksel Çin ve Japon ilaçlarında yüzyıllardır kullanılıyor. (KUT-ERS-MSE)21.06.2011 10:06:27