Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana
Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Birgül Özçırpıcı,
iftar ve sahurda
yiyecek ve içeceklerin çok sıcak ya da çok
soğuk olmaması, yemeğe ılık bir çorbayla başlanarak yanma ve krampların önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Özçırpıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeterli ve
dengeli beslenmenin dört
besin grubundaki besinlerin yeterli miktarda tüketilmesiyle sağlandığını belirtti. Bu grupların süt, et,
sebze-
meyve ve tahıl grupları olduğunu, aynı gruptan besinlerin birbirlerinin yerine geçebileceğini dile getiren Özçırpıcı, şöyle konuştu:
''Süt grubundaki besinler süt,
peynir ve yoğurt, et grubundaki besinler et,
tavuk, yumurta ve kuru baklagiller, tahıl grubuna giren besinlerse ekmek,
bulgur,
makarna, pirinç, mısır ve tarhanadır. Bir de sebze ve meyve grubu var. Kişiler bu grupları bilirlerse
ekonomik durumlarına göre her gruptan besini alarak yeterli ve dengeli beslenebilir.
Ramazan'da 3 öğün beslenme düzeni, 2 öğün olarak değişiyor.
Sabah kahvaltısının yerini sahur,
akşam yemeğinin yerini iftar alıyor. Bu nedenle iftar ve sahur arasına konulan ara öğünler ile dengeli beslenme sağlanmalıdır.
Sahurda
midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren, yumurta, süt, yoğurt, peynir ve
kuru fasulye, nohut,
mercimek yemeklerinin tüketilmesi önerilir. İftar ve sahurda yavaş yavaş ve az miktarda yemek yenilmeli, yemekler ağızda iyi çiğnenmelidir. Yiyecek ve içecekler çok sıcak, çok soğuk olmamalı, yemeğe ılık bir çorba ile başlanarak yanma ve krampların önüne geçilmelidir.''
Özçırpıcı, oruç tutarken, gün boyu aç kalınacak düşüncesiyle, iftar ya da sahurda gereğinden fazla ve hızlı yemek yemenin hazımsızlık, mide ağrısı,
kabızlık,
kan şekeri ve tansiyonda ani yükselmelere neden olduğunu ifade etti.
Suyun insan yaşamı için vazgeçilmez bir unsur olduğunu bildiren Özçırpıcı, şöyle konuştu:
''Normal bir bireyin su gereksinimi,
metabolizma hızı, ortam ısısı gibi pek çok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Normal koşullarda insanların gereksinim duyduğu su miktarı günde 1,5-2,5 litre arasındadır. Böbreklerin su atma kapasitesinin üzerinde su alındığında ise atılamayan su, kanda birikerek, kan sodyum düzeyinde düşmeye neden olur. Yani çok yaralı olan su, kişinin ihtiyacından fazla alınırsa zararlı bile olabilir. Ramazan'da sıvı alımına önem verilmesi ve iftar ile sahur arasında 2-2,5 litre su içilmesi gerekiyor. Aşırı çay,
kahve ve asitli içeceklerin yerine, taze sıkılmış meyve suyu ve komposto tüketilmesi
tercih edilmelidir.''
Özçırpıcı, sağlıklı beslenmenin yalnızca Ramazan'da, hastalanınca ya da yaşlanınca yapılması gereken birşey olmadığını, sağlıklı beslenmenin doğumdan ölüme kadar uygulanması gereken önemli bir sağlık kuralı olduğunu ifade etti.
Sağlıklı beslenmenin ilke haline getirilmesi halinde, hem diyabet,
hipertansiyon gibi kronik hastalıklara yakalanma oranının düşeceğini hem de çocuklukta edilen çok şekerli, tuzlu yeme, sebze ve meyve yememe gibi kötü alışkanlıkların değiştirilmesinde zorlanılmayacağını dile getiren Özçırpıcı, iftar ve sahurda kişilerin özellikle sulu ve hafif şeyleri tercih etmesi gerektiğini kaydetti.
(GÖZ-SEÇ-MHD)05.08.2011 10:13:30