Balyoz davasının bugün görülen
duruşmasında, Halil İbrahim Fırtına'nın yarım kalan
sorgusu tamamlandı. Sanıklar
Nejat Bek,
Mustafa Korkut Özarslan ve
Engin Alan'ın sorgusunun da kısa sürelerde tamamlanması ve çapraz sorgularının da bir iki soruyla geçilmesinin ardından
emekli Or
general Şükrü
Sarıışık'ın
savunmasına geçildi.
İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz davasında eski Hava
Kuvvetleri Komutanı emekli
Orgeneral Halil İbrahim Fırtına'nın savunmasını tamamlamasının ardından Korgeneral
Nejat Bek'in savunmasına geçildi. Bek savunmasında sadece kendisi hakkında iddia edilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Bek'in
avukatı İlkay Sezer ise
iddianame ve eklerinde
delil olarak gösterilenlerin de hukuki delil niteliğinde olmadığını savundu. Savunmasını tamamlamasından sonra çapraz sorgusuna geçilen Bek'e üye hakim Ali Efendi Peksak, "İddianamede yer alan plan
seminerinde
imzanız var. Katılmadığınız plana imza atmak doğru mu?" diye sordu. Bu plan seminerinin bir süreç olduğunu,
hazırlık ve sonuç aşaması bulunduğunu belirten Bek ise kendi parafının olmasının,
kurmay başkanlığında görevli olmasından kaynaklandığını söyledi.
Karargahta emir verme yetkisinin olmadığını dile getiren Bek, plan seminerlerinde görevi gereği koordinasyonu sağladığını anlattı. Bek, seminerdeki ses kaydının ordu
komutanının emriyle alındığını ifade ederek, bunun arşivde bulunması konusunun da komutanın emrine bağlı olduğunu söyledi. Bunun üzerine söz alan emekli Orgeneral
Çetin Doğan, "Ben bunun kaydını aldım. Eğer bir
darbe planı olsaydı neden kaydedilsin. Ben 'Kayıt altına alınsın' dedim" açıklamasında bulundu. Söz konusu harp planının provasız olduğunu söyleyen Doğan, "Burada maksadını aşan ifadeler olmuş olabilir ama bu bir eğitim programıdır. Bu emri ben verdim." dedi. Nejat Bek,
Cumhuriyet Savcısı
Savaş Kırbaş'ın, "Söz konusu seminerin koordinesini siz yaptınız. Daha önce böyle bir şey yapıldı mı?" sorusuna seminerin sadece bir defa yapıldığı cevabını verdi.
Savcı Kırbaş'ın, "Bu seminer provasız yapıldı. Başka provasız yapılan seminer oldu mu?" sorusuna Bek, "
Hayır. Provasız yapılan da var yapılmayan da bu, komutana bağlı." cevabını verdi. Savcının, "Seminerde ses kaydı alınıyor da neden görüntü kaydı alınmadı?" sorusuna araya giren Çetin Doğan, "
Ordunun o zaman görüntü almasına imkan da yoktu, lüzum da yoktu. Ses almak için bir görevli bir
subay var. Hiçbir plan seminerinde görüntü kaydı alınmadı.
Ses kaydı yapılması emrini de ben verdim." diye
cevapladı.
MHP ADAYI ENGİN ALAN: KAHRAMANLARA 'CUNTACI' DİYENLER HESABINI ÖDEYECEK
Duruşmanın bu aşamasında ise eski Özel Kuvvetleri Komutanı emekli
korgeneral ve MHP 1. Bölge
Milletvekili adayı Engin Alan'a geldi. Engin Alan savunmasına, "Biz bu ömrü onurumuz, şerefimiz itibarımız için yaşadık." sözleriyle başlayarak, "Bu değerlerimizi
hedef olan, fırsat bilen alçaklarca hayasızca saldırmasına zemin yaratacak düzmecelerle dolu bu rezil iddianameyi baştan sonra şiddetle reddediyorum." diye konuştu.
Sanık Alan, önce "İmzasız dijital
belgeler delil kabul edilebilir mi?" ardından da "İddia sahipleri iddialarını ispatla
mükellef değil mi?" diye sordu. Alan bu sorularının hemen ardından da, "Bu
ülke bu devlet, bu millet için hayatlarını hiçe sayan kahramanlara 'Cuntacı,
darbeci' diyen densizler zamanı gelince yaptıklarının hukuki bedelini mutlaka ödeyecektir. Adaletten kaçanlar da tarihten kaçamayacaklardır." dedi.
Sanık Engin Alan, "Balyoz sahte planı ortaya atıldıktan sonra dönemin
Genelkurmay Başkanı
Hilmi Özkök,
Kara Kuvvetleri Komutanı
Aytaç Yalman 'zamanı gelince konuşuruz' gibi sözler söylediler. Zaman bu zaman. Bu iki general açıkça ne biliyorlarsa söylesinler. Balyoz diye bir şey var mı yok mu?" dedi.
Engin Alan, emekli orgeneraller Özkök ve
Aytaç Yalman'a hitaben, "Eğer Balyoz planı var diyorlarsa şu sorulara cevap versinler. Balyoz varsa neden bu konuda yetkili komutan olarak gereğini yapmadınız? Neden seminerden 5 ay sonra 2003 Ağustos'taki şurada Fırtına generali ve Örnek amirali çok yetkili kuvvet komutanlıklarına getirdiniz? Neden seminerden 5 ay sonra
Şükrü Sarıışık Milli
Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne getirildi. Korgeneral Metin
Yavuz Yalçın neden
Harekat Başkanlığı'na getirildi? Beni pasif bir göreve atamak yerine
Yunanistan sınırında 2.
Kolordu'ya komuta görevine devam ettirdiniz? Bu iki emekli komutan bu soruların cevabını vermedikçe yargılama yapılamaz. Biz de burada suçsuz diye debelenir dururuz. Bir yandan da tezgahlar sürer gider." ifadelerini kullandı. Tutuklu
sanık Alan, mahkemeden semineri gözlemci olarak izleyen 15 subayın da
tanık olarak çağrılmasını isteyerek, "Gözlemci raporu açıklanmalıdır" dedi.
Yeni belge bulunma sırasının İstanbul ve
Bursa Jandarma Komutanlıkları'na geldiğini söyleyen Alan "Hayırlı haberlerinizi,
ihbar mektubu düzmeceleri bekliyoruz" diye konuştu. Üye hakim Ali Efendi Peksak, sanık Alan'a, "Savcılık ifadenizde, Atatürk'ün Büyük Nutku'nda
Anadolu isyanları sırasında iç tehditler konusundaki sözlerini seminer konuşmasında söyleyip söylemediğiniz sorulmuş, siz ise söylemediğinizi iddia etmişsiniz. Biraz önce burada savunmanızda ise
savcılıkta hatırlamadığınızı söylediğinizi, tutanağa yanlış geçtiğini söylediniz. Bu konuyu aydınlatır mısınız?" diye sordu. Bu soru üzerine Engin Alan, "Bir tek bu sorunuzu cevaplayacağım. Sonrasında ise cevap vermeyeceğim. O zaman hatırlamamıştım. Şimdi hatırlıyorum. Evet söyledim." diye konuştu. Engin Alan'ın, "Başka soru soracaksanız neden cevaplamayacağımı söyleyeyim." sözünden sonra soru soran olmayınca Alan da bu açıklamayı yapmadı.
SANIK AVUKATI, MAHKEMEYİ TİYATROYA BENZETTİ
Tutuklu sanık 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Mustafa Korkut Özarslan, "Balyoz Darbe
Planı" yapıldığı iddia edilen 5-7
Mart 2003 tarihinde
1. Ordu Komutanlığı'nda gerçekleştirilen seminere ilişkin şunları söyledi: "Söz konusu seminer Kuvvet Komutanı'nın emirlerine uygun, hiçbir konu gizlenmeden icra edilmiştir. Asla farklı emir yayınlanmamıştır. Seminer sekreteri görevini yönetmeliklere genelgelere uygun olarak gerçekleştirdim Hiçbir delile dayanmayan kanaatlara dayalı suçlamaları reddediyorum. Bu aşamada ifade edeceğim."
Korgeneral Özarslan'ın avukatı
Tolga Akalın ise Gölcük'ten sonra Eskişehir'den de dosyaya yeni deliller gönderildiğine dikkat çekti. Akalın devam eden yargılamaya yeni deliller gönderilmesinin CMK'ya ve temel yargı ilkelerine aykırı olduğunu savunarak 'yeni sahte deliller üretilmeye başlandı. Burada bir yargılamadan bahsetmek mümkün değil. Bu yargılama tiyatro olur. Biz bu tiyatroda sorgu aşamasında rol almak istemiyoruz. Biz savunma yaptıkça tertip makamları yeni deliler ve tertipler üreteceği için bu aşamada susma hakkını değil 'gülme hakkını' kullanıyoruz. Müvekkilim sorulara
yanıt vermeyecek." diye konuştu.
Başkan Ali Alçık, mahkemeyi tiyatroya benzetmesinin savunma sınırlarını zorladığını belirterek avukat Akalın'ı uyardı. Özaslan'ın da soruları cevaplamayacağını söylemesi üzerine soru sorulmadı.
Duruşmaya 15 dakika ara verildikten sonra da
tutuklu sanıklardan eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık'ın savunmasına geçildi. Sarıışık, "Aslında ben de Engin Alan gibi kısa bir savunma yapacaktım ama kolordu komutanlıklarından kimse konuşmadığı için uzun bir savunma yapacağım." dedi. Suçlamalarla dolaylı ya da dolaysız bir ilgisi bulunmadığını iddia eden Sarıışık, "Üzerime atılı suçu işlemedim." dedi.
Televizyon kanallarında kendisi ile alakalı ses
kayıtlarının yayınlandığı gün, geç saatlerde eve gittiğini belirten Sarıışık, eşi ve kızı tarafından "Ooo, sen gez toz, televizyonlarda seslerin yayınlansın" diye karşılandığını söyledi. Bunun nereden çıktığını söyleyerek ağır laf söylediğini ifade eden Sarıışık, "Kendimden emin olduğum ve sözünün arkasında olan bir kişi olduğum için çok önemsemedim. İlerleyen süreçte iki kuvvet Komutanı ile iki Ordu Komutanı tutuklandı, İki Kolordu Komutanı da adliyeye çıkarıldı. Eşim, 'Gel bir avukat tutalım. Olay ciddiye benziyor.' dedi. Hiç umursamadım, taa ki 5
Nisan günü kapıma 10 polis dikilene kadar. O zaman
sınıf arkadaşım olan ve şu an duruşma salonunda bulunan avukat Yakup Akyüz'ü aradım." diye konuştu.
Görevli olduğu 2. Kolordu Komutanlığının hudut görevi yürüttüğü gibi bazı detayları anlatan sanık Şükrü Sarıışık, "Hakkımdaki suçlamalar tamamen subjektif değerlendirme, yorum ve kanaatlerdir. Hayatımın hiçbir aşamasında yasalara aykırı hiçbir oluşum içerisinde bulunmadım." ifadesini kullandı.