İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)
Bursa Şube Başkanı
Necati Şahin,
kent içi
ulaşımda gelişmiş ülkelerin
demiryolunu
tercih ettiğini belirterek, "Bu oran Tokyo'da yüzde 60, New York'ta yüzde 35, Londra'da yüzde 25, Paris'te yüzde 30'lar seviyesinde. Ancak İstanbul'da bu oran yüzde 3 civarında." dedi.
İMO Bursa Şubesi ve Makina Mühendisleri Odası (MMO) Bursa Şubesi'nin
işbirliği, BAOB'un katkılarıyla 'Bursa Ulaşım Paneli' düzenlendi. Almira Otel'de gerçekleşen panele akademik oda başkanları ile çok sayıda mimar ve mühendis katıldı.
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren MMO Bursa Şubesi Başkanı İbrahim
Mart, Türkiye'nin ulaşımda AB ülkelerine oranla geride kaldığını açıkladı. Mart, "AB ülkelerinde dış ticarette yüzde 90
deniz yolu, iç ticarette ise yüzde 90 demiryolu kullanılırken, ülkemizde tam tersi şekilde yüzde 83 oranlarında
karayolu tercih edilmektedir." dedi.
İbrahim Mart, ulaşım hizmetlerinin çağdaş teknolojileri kullanan, tarihe, doğaya ve çevreye duyarlı, uluslararası kurallara uyum sağlayan, hızlı ve güvenli, insan merkezli ve çağdaş bir içerikte olması gerektiğini kaydetti.
Panelin
oturum başkanlığını yapan
Bursa Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı
Erdem Saker de dünyada hızlı ve kontrolsüz kentleşme sebebiyle köyden kente göçün sonucu olarak; kent içi nüfusun 2050 yılında 7 milyar olacağını belirtti.
ŞAHİN: EN BÜYÜK YATIRIM ULAŞIM HALKA YANSIMIYOR
İMO Bursa Şube Başkanı Necati Şahin, 'Ulaşım ve Bursa' konulu sunumunda; ulaşımdaki çarpıcı gerçekleri rakam ve örneklerle ortaya koydu.
Şahin, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin yıllık yüzde 60'lık oran ve 200 milyon TL'yi bulan rakamlarla en önemli yatırım payını ulaşıma ayırmasına rağmen, yapılan anketlerde yüzde 54'lük oranla ulaşımın en önemli sorunların başında geldiğine dikkat çekti. Yapılan ulaşım yatırımlarında stratejik planlamanın yapılmadığını belirten Şahin, "Yapılan yatırımlarda görülüyor ki etüd ve planlamaya yeterince zaman ayrılmıyor. Oysa; inceleme ve düşünmeye ayrılacak yüzde 5'lik çaba, projenin başarı oranını yüzde 65 arttırıyor." dedi.
"21. yüzyılın yaşamsal sorusunun kent mi; otomobil mi?" olduğunu kaydeden Şahin, AB ülkelerinin tramvayı kentle bütünleştirirken Türkiye'de ise '
Otomobilin önünü tıkıyor' diye kaldırıldığını dile getirdi. Sunumunda, bat-çık adı verilen
kavşak çalışmalarını da eleştiren Şahin, gelişmiş ülkelerde kaldırılan; bat-çık,
üst geçit, katlı kavşakların kentin topoğrafyasını bozduğuna ve geçici rahatlamayla kalıcı tahribatlar bıraktığına dikkat çekti.
"BURSARAY'IN KULLANIM KAPASİTESİ DÜŞÜYOR"
Kent içi ulaşımda gelişmiş ülkelerin demiryolunu tercih ettiğini belirten Şahin, Tokyo'da yüzde 60, New York'ta yüzde 35, Londra'da yüzde 25, Paris'te yüzde 30'lar seviyesinde olduğunu kaydederken, İstanbul'da ise bu oranın yüzde 3,
Marmaray Projesi ile bu oranın yüzde 12'lere çıkabildiğine dikkat çekti.
Bursa hafif raylı sistemin, ulaşımda ana omurgası olması gerekirken, halkın kullanım oranının yüzde 8'lerde kaldığına dikkat çeken Şahin, bunun sebeplerini şu şekilde yorumladı: "
Bursaray'ın aktarma istasyonlarının kaldırılması,
durak ve güzergahların yerlerinin değiştirilmesi, halkın kendi özel araçlarını,
otobüs,
minibüs,
dolmuş gibi
taşıma araçlarını daha fazla kullanması. Bursaray paralelinde otobüs, minibüs ve servislerin çalıştırılması, hızlı olması." şeklinde sıraladı.
Şahin, 2002 yılında faaliyete geçen Bursaray'ın, yüzde 76 doluluk oranıyla çalışırken, 2009 yılında bu oranın yüzde 45'lere, bugünlerde ise yüzde 40'lara kadar gerilediğini sözlerine ekledi.