Yeşim Sert Karaaslan - Tüm dünyada her yıl 679 bin yeni tanı
prostat kanseri tanısı konuluyor. Kanser tanısı almış erkeklerin yüzde 24,1'inde
prostat kanseri teşhis ediliyor.
Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çağ Çal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, prostat kanserinin erkeklerde vücuttaki kötü huylu tümörler arasında sıklık olarak tüm dünyada ikinci sırada yer aldığını söyledi.
Dünya genelinde her yıl 679 bin yeni tanı konulduğunu, sadece Avrupa'da yılda 346 bin yeni prostat kanseri olgusu saptandığını belirten Çal, Türkiye'de ise prostat kanserinin akciğer kanserinden sonra 2. sıraya yerleştiğini ifade etti.
65 yaş ve üstü her 10 kişiden birinin
idrar kaçırdığını ve erkek cinsel organında sertleşme sorununun tüm dünyada erkeklerde görülen önemli problemlerin başında geldiğini belirten Çal, 2025 yılında sadece Avrupa'da 42,8 milyon erkeğin bu sorunu yaşamasının öngörüldüğünü bildirdi.
Çal, kanser tanısı almış erkeklerin yüzde 24,1'ine prostat kanseri teşhisi konulduğunu, prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen kanser türü olduğunu, ürolojik şikayetleri olan kişilerin tıbbi yardıma başvurmayı
ihmal etmelerinin en önemli nedenleri arasında utanma ve semptomların belirlenmemesinin yer aldığını dile getirdi.
-AİLE ÖYKÜSÜNE DİKKAT-
Prostat
hastalıklarında tanı için toplumdaki kişilerin prostat hastalıkları yönünden değerlendirilmesinde yıllık prostat muayenesinin yanı sıra kan PSA (Prostat Spesifik Antijen) düzeyinin belirlenmesi ve idrar tahlili yapılması gerektiğini ifade eden Çal, iyi ve kötü huylu prostat hastalıklarında kan PSA düzeyinde artış saptanabildiğini söyledi.
Çal, 40 yaşından sonra erkeklerin prostat hastalıkları yönünden değerlendirilmesinde kan PSA değeri değişimlerinin saptanmasının yaygın kullanılan bir yöntem olduğunu belirterek, birinci derece akrabalarında prostat kanseri teşhis konan erkeklerin bu hastalığa yakalanma riskinin yüksek olduğu uyarısında bulundu. Bunun için bu tür öyküsü bulananların mutlaka muayene ve kan PSA değerlerini takip ettirmesi gerektiğini vurguladı.
Parmakla prostat muayenesinde sertlik saptanan ya da kan PSA değerinde artış belirlenen erkeklere biyopsi yapılması gerektiğini anlatan Çal, prostat biyopsisinin, makatta kalın bağırsağın son bölümüne yerleştirilen bir ultrasonografi cihazı (transrektal ultrasonografi) ile yapıldığını ifade etti.
-''IMRT VE IGRT TEKNİKLERİ, TEDAVİYE BAĞLI YAN ETKİYİ AZALTIYOR''-
İyi huylu prostat büyümesinin farklı ilaçlarla ya da cerrahi olarak
tedavi edilebildiğini dile getiren Çal'ın verdiği bilgiye göre, hastaların yakınmalarının şiddeti, prostat bezinin boyutu, eşlik eden diğer sağlık sorunları uygun tedavinin seçilmesinde belirleyici oluyor.
İlaçla tedavide düz kasların kasılmasını önleyen (alfa-bloker) ilaçlar veya prostat bezini belirli bir oranda küçülten ilaçlar kullanılabiliyor.
Günümüzde iyi huylu prostat büyümesinin cerrahi tedavisinde sıklıkla kapalı cerrahi teknikler
tercih ediliyor. Cerrahi teknikler arasındaki farklılıklar
doku örneklemesi yapılması, enerji kaynağının tipine (
lazer uygulamaları) ya da yıkama sıvısına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Aşırı büyük prostat dokusu, mesanede iri taş varlığı gibi iyi huylu büyümede tıbbi gerekçelere bağlı olarak açık prostat ameliyatı da uygulanabiliyor.
Prostat dokusunda sınırlı kanserlerde öncelikli tedaviler cerrahi olarak tüm prostat dokusunun çıkarılması veya ışın (şua, radyoterapi) uygulamaları gerçekleştiriliyor. Her iki yöntemle de hastalığın kalıcı olarak tedavi edilmesi amaçlanıyor.
Öte yandan prostat kanseri cerrahisinde açık yöntemin yanı sıra laparoskopik ve robotik cerrahiler de kullanılıyor. Yayılım yapmamış prostat kanserinin ışın (radyoterapi) ile tedavisinde de son yıllarda önemli gelişmeler elde ediliyor. Özellikle
radyasyon dozunun
hedef dokuda en üst düzeye erişimini sağlayan (IMRT, IGRT) teknikler tedaviye bağlı yan etki oranlarında azalma ile beraber etkinlikte artış sağlıyor.
Prostat dışı dokulara yayılmış prostat kanserinin tedavisinde temel uygulama hormonal tedavi olup, burada vücuttaki erkeklik hormonlarını ortadan kaldırma amaçlanıyor.
Metastatik prostat kanserli olgularda hormonal tedaviye direnç gösteren hasta gruplarında ise son yıllarda uygulanan kemoterapi yöntemleri ile ciddi sağ kalımlar elde edilebiliyor.
(YŞM-ZVR)14.09.2011 11:21:08