Çanakkale Barosu Başkanı Tülay Ömercioğlu, ''Geldiğimiz noktada, artık hukuka uymak, tehdit ve tahrikleri bırakarak tüm toplumun işlevsel konularına katılmak gerektiği inancıyla hareket etmemiz temennimizdir'' ifadesini kullandı.
Ömercioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin gündeminde bulunan,
kaos ve tehditlerle karşı karşıya kalınan konuma hukuki yönde bilgilendirme konumu doğduğunu bildirdi.
Anayasa'nın 76. maddesi ile
Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11. maddesine göre, ''bir yıl ve daha fazla
hapis cezasına hüküm giymiş olanlar milletvekili seçilemezler'' dendiğine işaret eden Ömercioğlu, ''Hukuka saygısı olan hiç kimse, 'Hatip
Dicle için Anayasa'nın bu maddesi yok sayılsın' diyemez. Bir kimse hüküm giymiş değil de bu tür suçlardan
sanık ise elbette
aday olabilir ve seçilebilir. 2007'de Sebahat Tuncel'in, bu
seçimlerde KCK ve
Ergenekon sanıklarının hukuki durumu budur. Sadece sanık durumunda oldukları için adaylıklarında seçilmeleri de hukuka uygundur'' görüşünü dile getirdi.
Ömercioğlu, açıklamasında şunları kaydetti:
''
Hatip Dicle de sanık konumundayken aday olmuş, adaylığı YSK tarafından da kanunlara uygun bulunmuştu. Dicle'nin cezasının mahsup edilmiş olması, sırf ceza süresiyle ilgili bir olaydır. Sanık ya da hüküm giymiş olmakla ilgisi yoktur. Dicle hakkındaki 1 yıl 8 aylık mahkumiyet cezası
Yargıtay 9. Dairesi tarafından 22 Mart'ta onaylanmıştır. Bu tarihten itibaren Dicle sanık değil, hükümlüdür. Denilebilir ki, o zaman bu açıklansaydı Dicle yerine başka bir isim
bağımsız aday gösterilebilirdi. Ancak YSK evrak kendisine gelmeden işlem yapamaz. Yargıtay kararının yazılması,
Diyarbakır Ağır
Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi, orada yazışma yapılıp
Ankara Savcılığı'na yollanması, Ankara Savcılığı'ndan da YSK'ya gönderilmesi gerekmektedir. Bu yolla dolaşarak Dicle'nin hüküm giydiğini gösteren
dosya 8 Haziran'da YSK'ya ulaşmıştır. Artık seçim sürecine girilmiştir, listeler kesinleşmiştir, aday değiştirilemez. Fakat Dicle ve BDP'liler Yargıtay kararını 22 Mart'ta öğrendiklerine göre, YSK tarafından geçici aday listelerinin açıklandığı 19 Nisan'a kadar geçen 28 gün içinde Dicle'nin yanında yedek durumunda başka bir bağımsızı aday gösterebilirlerdi. Bu yapılmamıştır. Seçim sonuçlarının kesinleşmesiyle bu olayın çıkması, iptali hukuken engel değildir. Dicle'nin milletvekilliği daha sonra da iptal edilebilirdi. Çünkü seçilmeye engel haller ne zaman ortaya çıkarsa çıksın, yürürlüğe girer, seçilmişlik iptal edilir.
Meclis geçmişimizde bu olayın örneği mevcuttur. DYP'li
Bahattin Şeker'in milletvekilliği, Meclis'e girdikten üç yıl sonra fark edilen engel sebebiyle iptal edilmiştir. Geldiğimiz noktada, artık hukuka uymak, tehdit ve tahrikleri bırakarak tüm toplumun işlevsel konularına katılmak gerektiği inancıyla hareket etmemiz temennimizdir.''
(BYR-KAF)23.06.2011 17:07:59