Şanlıurfa Barosu, Yüksek Seçim
Kurulunun (YSK) bağımsız milletvekili seçilen Hatip
Dicle hakkında verdiği kararı eleştirdi.
Şanlıurfa Barosu Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı açıklamada, YSK'nın görevinin ülkede
seçimlerin düzen içerisinde yapılması, seçimlerin genel
yönetim ve denetimini sağlamak olduğu ifade edildi.
YSK'nın ''
mahkeme sıfatı'' olmamakla birlikte seçimlerin yargısal denetimini de yaptığı belirtilen açıklamada, ''Ancak
12 Haziran 2011 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimi sürecinde YSK'nın siyasal sistemi dizayn etmeye çalıştığı intibasını veren tartışılmaya açık kimi kararlarına
tanık olduk'' denildi.
YSK'nın daha önce
yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanması ve bağımsız adayların adaylıklarının veto edilmesi gibi bazı kararları bulunduğu hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''YSK'nın son icraatı da Diyarbakır'dan bağımsız milletvekili seçilen
Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşüren, tartışmaya açık kararı oldu. Kararın hukukiliği bir yana, kurulun bu kararı alırken izlediği prosedür, kararı kendi başına tartışmalı hale getirmiştir. Medyadan alınan bilgilere göre kararın gerekçesi, Anayasanın 76. maddesinde düzenlenen milletvekili seçilme yeterliliği ile ilgilidir. Hatip Dicle ile ilgili
dosya 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan seçimlerden önce kurulun önüne geldiği halde kurul bu konuda karar vermemiştir. Hatip Dicle'nin seçimlere girerek yeterli oyu alıp milletvekili sıfatını kazandıktan sonra YSK kararıyla milletvekilliğinin düşürülmesi, YSK'nın öncelikli görevi olan düzeni sağlamaktan ziyade açıkça kaosa davetiye çıkarmaktır. Bu karar, muhtemel sonuçları ile değerlendirildiğinde siyaseti dizayn ederek sisteme müdahale etmeyi amaçlayan derin hesapların sonucu olduğu kuşkusunu beraberinde getirmektedir.''
YSK'nın halkın iradesini ve kamusal düzeni gözeterek, itirazı inceleyip kararını yeniden gözden geçirmesi çağrısında bulunulan açıklamada, ''Tüm siyasal kesimleri de sağduyu ile hareket ederek, barışa katkı sağlamalarını bekliyoruz. Sorunların köklü çözüm yerinin parlamento zemini olduğunu, yeni oluşacak meclisin öncelikle
sivil bir anayasayı gündemine alarak, anayasal sisteme bu türden hukuk dışı müdahaleleri önleyecek tedbirleri almasının tüm toplumun beklentisi olduğunu, başta
iktidar partisi olmak üzere tüm siyasal partilere hatırlatıyoruz'' denildi.
(EŞB-İSM-İU)23.06.2011 13:03:21