HAS Parti Genel Başkanı
Numan Kurtulmuş, TSK'nın İç Hizmet Yasasının 35. maddesinin derhal kaldırılması ya da hiçbir şekilde askeri ihtilal yapılmasına müsaade etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.
Kurtulmuş,
İzmir Adnan
Menderes Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında,
Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Seçimlerin geride kaldığını,
seçim kampanyasında Türkiye'nin seçimden sonraki en temel sorunun
ülkenin
demokratikleşme sürecinin tamamlanması olduğunu ısrarla vurguladığını hatırlatan Kurtulmuş, Türkiye'de önce
sivilleşmenin sağlanması, eş zamanlı olarak
demokrasinin tam manasıyla bütün kurum ve kuruluşlara yerleşmesini
teklif ettiklerini,
anayasa değişiklikleri sürecinde de bu görüşleri ifade ettiklerini kaydetti.
Kurtulmuş, bu anlamda Türkiye'de seçim sonrasında çok hızlı adımlar beklendiğini, parti olarak bu beklentilerin takipçisi olacaklarını söyledi.
Kurtulmuş, Türkiye'de asker-sivil ilişkilerinin normalleşmesini sadece protokolde kimin nerede, ne şekilde oturacağıyla ilgili olmadığı kanaatini dile getirerek, şöyle devam etti:
''Bu, önemli bir adımdır, doğru bir adımdır ama yeterli değildir. Bunun arkasında yıllardır söylediğimiz en azından üç temel adımın atılması mecburiyeti vardır. Bunlardan bir tanesi TSK'nın İç Hizmet Yasasının 35. maddesi derhal kaldırılmalı ya da hiçbir şekilde askeri ihtilal yapılmasına müsaade etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Sadece 12
Eylül ihtilaline karşı olmak yetmez.
12 Eylül ihtilalcileri, işte Kenan Paşa mahkemenin önüne geldi ve mahkemede dalgasını geçti. 'Ben zaten
kanuni görevimi yaptım. TSK'nın İç Hizmet Yasasının 35. maddesi bana bu ihtilali yapma hakkını verdi' dedi. Bu anlamda
vakit geçirmeden 35. maddenin kaldırılması ya da değiştirilmesi zorunludur. Türkiye'de bazı parlamento partilerinin de bu noktaya şimdi gelmiş olmasını sevindirici bir adım olarak görüyorum.''
Türkiye'de mutlaka
Genelkurmay Başkanlığının
Milli Savunma Bakanlığına bağlanması zorunluluğu olduğunu da ifade eden Kurtulmuş, ''Dünyanın hangi demokratik ülkesinde, hangi askeri personelin nereye, ne zaman
terfi edeceği, nasıl
tayin edileceğini kim merak eder? Ya da Türkiye'de, diyelim İçişleri Bakanlığındaki terfilerle ne kadar ilgileniyoruz? Ama bu şekliyle YAŞ durduğu sürece,
Genelkurmay Başkanlığı ile Milli
Savunma Bakanlığı sanki iki ayrı kurummuş gibi durduğu süre içinde, Türkiye'de her ağustos ayında YAŞ'taki tayin ve terfilerin nasıl olacağına ilişkin tartışmalar sürüp gidecektir'' diye konuştu.
Kurtulmuş, bunu önlemenin yolunun öncelikli olarak Genelkurmay Başkanlığının
Milli Savunma Bakanlığına bağlanması olduğunu dile getirerek, Milli
Savunma Bakanı başkanlığında terfilerin, yine ordu teamülleri içinde konuluşup kararlaştırılabileceğini kaydetti. Kurtulmuş, YAŞ'ın bir anayasal kuruluş olmaktan çıkarılması gerektiğini de söyledi.
Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde olmayan bir hususun Türkiye'de bulunduğunu ileri süren Kurtulmuş, şu görüşleri dile getirdi:
''
Asker ve sivil çift başlılığının ortadan kaldırılması ve Türkiye'de asker ve sivil yargı çokluğunun ortadan kaldırılarak bunların tek bir yargı sistemi haline dönüştürülmesi gerekir. Askeri suçlularla ilgili de
Yargıtay bünyesinde özel yetkilendirilmiş bir dairenin kurulması o zaman düşünülebilir. Bütün bunları Türkiye'de sivil asker ilişkilerinin normalleşmesi için önemli adımlar olarak görüyoruz. Biz Türkiye'de sistemin demokratikleşmesini, sivilleşmesini, Ahmet'in gidip Mehmet'in gelmesi şeklinde algılamıyoruz. Sistemin demokratikleşmesi insanlardan uzak bir şeydir.''
-''TÜRKİYE HİÇBİR ÜLKENİN GÖRÜŞLERİNİ TEKRAR EDECEK BİR ÜLKE DEĞİLDİR''-
Numan Kurtulmuş, gazetecilerin sorusu üzerine, Türk Dışişleri'nin
Mısır,
Libya ve
Suriye konusunda ağır kaldığını, zaman zaman ciddi tutarsızlıklar yaşandığını öne sürdü.
Bu konuda, Türkiye'nin güçlü bir tavır koyması gerektiğini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
''Bu
bölge emperyalistlerin oyun alanı değildir ve olmamalıdır. Ama aynı şekilde bu ülke haklarının
özgürlük ve demokrasi taleplerinde Türkiye sonuna kadar yanında durmalıdır. Türkiye hiçbir ülkenin, blokun görüşlerini tekrar edecek bir ülke değildir. Kusura bakmasınlar biz ABD kurulmadan evvel de bu topraklarda var olan bir ülkeydik. Ya da AB diye bir şey yokken de Türkiye bu topraklarda vardı ve bu toprakların en güçlü ülkesiydi. Dolayısıyla bizim, kendi dinamikleri içerisinde bölgenin daha fazla dağılması ya da bölgenin daha fazla dış baskılar altında kalması sağlanmadan, daha fazla derlenip toparlanmayı sağlayacak, bölgeye yol gösterecek, ama mutlaka ve mutlaka halkın özgürlük taleplerinin yanında olacak çok aktif, çok hızlı bir dış
politika atağının içerisinde olmamız lazım.''
Kurtulmuş, basın toplantısının ardından havayoluyla Ankara'ya hareket etti.
(AYT-MV-ECN)11.08.2011 12:09:00