İstanbul üniversitesi
Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Bal,
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, kurulan Türk devletleri,
Azerbaycan,
Özbekistan,
Kırgızistan,
Türkmenistan ve
Kazakistan'ın latin alfabesine geçtiklerini belirtti.
Prof. Dr. Bal,
Tekirdağ Valiliği'nin Atatürk'ün Tekirdağ'ı ziyareti ve Harf İnkılabı'nın uygulanışının 83. yıl dönümü nedeniyle, Belediye
Kültür Merkezi'nde düzenlediği, ''Neden Harf
İnkılabı - Sebepleri - Gerekliliği'' konulu konferansa katıldı.
Bal, konferansta yaptığı konuşmada, Türkler'in yazı dilinde farklı alfabeler kullandığını ancak tümünün aynı derecede yaygınlık kazanmadığını belirten Bal, ilk olarak kendi buluşları olan Runik Türk Alfabesi'ni kullandığını ifade etti.
Türkiye'nin dışında da farklı alfabeler kullanıldığını belirten Bal,
Türkçe'nin günümüzde Arap, Latin ve Kiril alfabeleri olmak üzere 3 değişik alfabeyle yazılmaya devam ettiğini söyledi.
Türkler'in, İslamiyete geçtikten sonra Arap alfabesini kullanmaya başladığını anlatan Bal, şöyle konuştu:
''Yazı kullanımı kültürün çok önemli bir unsuru. Aynı zamanda inançlarla da ilgisi büyük. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, kurulan Türk devletleri, Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan latin alfabesine geçtiler. Türkler'in Arap alfabesi kullanma süreci başladığında, özellikle ilmi konularda Arapça'nın kullanılması çok yaygınlaştı. Edebi konularda ise Farsça'nın etkisi büyük. Dolayısıyla bu dillerden pek çok kelime de Türkçe'ye girdi.''
-''TÜRKÇE, HENÜZ BİR STANDARDA GELMEDİ''-
Arap alfabesinin, Türkçe'deki sesli
harfleri karşılamadığından bu dilde okunması ve yazılmasında büyük zorluklar çıkardığını belirten Bal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Süreli yayınların ortaya çıkması, artık bir sürat ve hız çağının başlaması anlamına geliyor. Kitabı geniş bir zamanda yazabilirsiniz. ama süreli yayını belirli bir zamanda mutlaka yetiştirmeniz lazım. Türkçe'nin Arap alfabesiyle yazılması, bu konuda büyük sıkıntılara neden olmuştur. Eldeki mevcut Arap alfabesi Türkçe'nin bütün seslerini tanımaya imkan vermediği gibi, basına da büyük zorluklar çıkardı. Arap alfabesi Türkçe'den çok farklı. Türkçe'nin sesli harfleri daha fazla. Buda okumayı öğretirken bir
takım güçlükler çıkartıyor. Günümüzdeki alfabe bu konuda büyük kolaylıklar sağlıyor. Fonetik bir alfabeye sahibiz. Yazamadığımız bir ses yok. Bugün en büyük sorunumuz, Türkçe'nin henüz standart bir hale getirilmemiş olması. Tabi bu bütün geçmiş yazılı mirasın tamamen incelenip, tam bir Türkçe sözlüğün yapılmasından sonra mümkün. Buna da adım adım gidildiğini görüyoruz.''
(CAM-MEK-MHD)23.08.2011 16:17:06