Halkın Avukatları Platformu üyeleri,
Meclis Anayasa Komisyonu'ndan geçen,
Danıştay ve
Yargıtay'ın daire sayısını artıran düzenlemeyi
desteklediklerini açıkladı.
Halkın Avukatları Platformu üyeleri, Bera Otel'de
basın toplantısı düzenledi. Platform Sözcüsü Avukat Süleyman Küçüksucu, Türkiye'de yargı sisteminin çöktüğünü ifade etti.
Sistemin tıkanmasına
yüksek yargının neden olduğunu dile getiren Küçüksucu, "En büyük müsebbip,
dosyaları önünde biriktiren ve her dosyada hala münasip karar ihdas eden yüksek yargıdır." dedi.
Tıkanan sistemin tekrar işler hale gelmesi için yürütme organı tarafından yapılan bazı düzenlemelerin meclis komisyonunda kabul edildiğini belirten Küçüksucu, "Meclis komisyonunda görüşmeler sürerken, bir parti temsilcisi, yapılacak değişiklikler sebebiyle halkın direnme yani
isyan hakkı olduğunu söyledi. Birtakım üst yargı organı yetkilileri, yeni daire açılmasına gerek olmadığını, özverili bir çalışma ile dosyaların bitirilebileceğini söylemektedir. Aklımıza ister istemez, şimdiye kadar nasıl çalışıldığı sorusu geliyor.
Yargıtay eski başkanlarından birisinin yaptığı açıklama, nasıl çalıştıklarını ve bozulmanın nasıl oluştuğunu göstermektedir." diye konuştu.
Hakimlerin vicdanları ile cüzdanları arasında sıkıştığını ifade eden Küçüksucu, şunları söyledi: "Yargının siyasallaştığından bahsedenlerin öncelikle yargının
temizliğe, şeffaflığa, tarafsızlık ve bağımsızlığa ihtiyacı olduğunu görmeleri gerekir. Yeni oluşturulması düşünülen dairelere atanacak hakimler
yurt dışından
ithal edilmeyecektir. Yine bu vatanın evlatları olduğu gibi bu devletin hakimleridirler. Bu insanlar yerel mahkemelerde hakimlik yaparken güvenilir de yüksek
yargıç olunca mı güvenilmez hale gelecektir. Daha göreve gelmeden bu insanların onuru ve şerefi ile oynadıklarının farkındalar mı? Neden şimdiden yeni atanacaklar yaftalanmaya çalışılmaktadır. Davaların zaman aşımından düşmesine bu hakimler mi sebep oluyorlar. Bin 800 dosya bu hakimlerin önünde mi birikti?"
Küçüksucu, yüksek yargıda oluşturulan kast sisteminin yeni atanacak hakimler ve yeni açılacak dairelerle delinmesinden korkanların yeni daire fikrine karşı çıktığını belirtti. Küçüksucu, "Yoksa telaş, ahbap
çavuş ilişkisinde yolun sonunun görünmesi telaşı mıdır?" diye sordu.
Meclis Adalet Komisyonu'nda, direnme talebinde bulunan milletvekilinin ses kaydında, bir yüksek yargı mensubu ile bir
dava hakkında istedikleri gibi sonuçlanması için taktiksel konuşma yapıklarını hatırlatan Küçüksucu, şunları kaydetti: "Yine aynı partiden bir başka milletvekili de yargının siyasallaşmaya doğru gittiğini söylemişti. Bu milletvekilinin
Erzincan'da bir davanın tanığına para ile ifadesini değiştirmesi için telkinde bulunduğunu basından öğreniyoruz. Erzincan
Ergenekon davasında yargılanan ilhan
Cihaner için yüksek yargıda 'nasıl kurtarırız' operasyonu için yapılan planlara ilişkin
ses kayıtları basına yansımıştı. Aynen basına yansıyan ses kayıtlarında olduğu gibi kurtarıldı. Son günlerde yine yüksek yargı mensubu ile bir şahıs arasındaki görüşme basına yansımış ve kıymetli zevat 'bozmamı istiyorsun yoksa onama mı demişti' ve talep gibi bozmaya karar verilmişti."
Bu sıraladıklarının yaşananlara kıyasla okyanustaki damla kadar kaldığını dile getiren Küçüksucu, "Meslektaşlarımızın karşılaştığı haksızlıklar anlatılsa feryatlar göğe yükselir. Avukatlar olarak çok iyi biliyoruz ki yüksek yargı artık iddia ettikleri gibi temiz değiller." dedi.
Usul
Hukukçular Derneği Başkanı Avukat
Selçuk Acarözmen de yüksek yargı ve
Adalet Bakanlığı verilerine göre, yeni dosyalar gelmese bile birikmiş dosyaların karara bağlanmasının 5 yılı bulacağını ifade etti. Yeni dosyaların da artarak gelmeye devam ettiğini hatırlatan Acarözmen, "Eğer yeni daireler eklenmezse Yargıtay ve Danıştay'ı telafisi mümkün olmayan krizler bekliyor." değerlendirmesinde bulundu.