Selçuk Yıldız - Yurt içinden ve dışında yaşayan
Alevi ve
Bektaşiler, 15-18
Ağustos tarihlerinde düzenlenecek 22. Uluslararası
Hacı Bektaş
Veli Anma
Kültür ve
Sanat Etkinlikleri nedeniyle, Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesine
akın ediyor.
Alevi ve Bektaşiler için bir tür hac görevi yerine getirdikleri bir
ibadet yeri olarak kabul edilen ilçeyi, etkinlikler döneminde
yurt içinden ve yurt dışından onbinlerce kişi ziyaret ediyor.
İlçeye gelen Alevi ve Bektaşiler,
Hacı Bektaş-ı Veli'nin türbesinin bulunduğu, 1964 yılında müzeye çevrilen Hacı Bektaş-ı Veli Dergahını ziyaret ediyor, bahçesindeki Arslanlı
Çeşme'den akan suyu içerek huzur buluyor.
İnanışa göre, 3 kurnalı
mermer aslan heykelinin ağzında akan su birçok hastalığa iyi geliyor ve içenlere huzur veriyor. Hacıbektaş'a gelenler,
şifa için bu çeşmenin suyunu yanlarında getirdikleri bidonlara doldurup evlerine de götürüyor.
-DELİKLİ TAŞ-
Anadolu'ya yolu düşen her Alevi ve Bektaşi'nin mutlaka ziyaret ettiği ilçeye gelenler, ilçe merkezinin yaklaşık üç kilometre doğusundaki Çilehane'yi de ziyaret etmeden dönmüyor.
Hacıbektaş'a gelenlerin en çok ziyaret ettiği Çilehane'de Hacı Bektaş-ı Veli ile aynı öğretinin ve düşüncenin temsilcisi olan ozanların heykelleri de bulunuyor. Çilehane'deki Delikli Taş'ın içinden geçenlerin de günahsız olduğuna inanılıyor. Ziyaretçiler, kutsal sayılan mekanda büyük bir saygı ve teslimiyet içinde geziyor.
Buradaki, Delikli Taş ise inananların kendini
test ettikleri bir yer olarak kabul ediliyor. İnanışa göre, günahı olan Delikli Taş'tan geçemiyor. Delikli Taş'tan geçmek için zayıf veya şişman farkı gözetilmiyor ve her ziyaretçi buradan geçmeyi deniyor. Eğer geçemez ise günahından arınmak için mutlaka bir adak adaması ve yoksullara dağıtması gerekiyor.
-HERKES BU MEZARIN ÜZERİNDE YÜRÜYOR-
Hacı Bektaş Veli Müzesi ve Külliyesi içindeki ikinci avluda, suyunun kutsal ve şifalı olduğuna inanılan Aslanlı Çeşme önünde bir sütunun dibinde yer alan ''Kahveci Baba'' mezarı, ilginç hikayesiyle dikkat çekiyor.
Hacı Bektaş Veli döneminde dergahta görev yapan 'Kahveci Baba'nın, ''Kahve döverken çıkardığım sesle herkesi rahatsız ettim, öldükten sonra da mezarıma basarak beni rahatsız etsinler'' diyerek, mezarının ayak altına yapılmasını istediği rivayet ediliyor.
Her gün yüzlerce kişinin mezarına bastığı Kahveci Baba'nın mezarı, vasiyeti üzerine ayak altına yapılıyor ve kendisinin isteği üzerine buraya gömülüyor.
Alevi ve Bektaşilik'te bu inanışın ''Turab Olma'' (Ayakaltı Olma) anlamına geldiği belirtiliyor. Hacı Bektaş Veli Müzesi ve Külliyesi'nin ikinci avlusundaki Kahveci Babanın mezarını ziyaretçilerin çoğunluğu fark edemeyip üzerine basıyor.
(SY-YCL-ORC-İÇR-OSM)13.08.2011 10:32:06