Gümrük ve
Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı,
terör örgütünün her zaman
Kürt olan
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bir
takım kültürel, sosyal ve siyasal haklarının verilmediği şeklinde istismar yaptığını belirterek, ''Biz bu alanlara da, bugüne kadar konuşulmayan, konuşulması mümkün olmayan alanlara da ışık saçtık'' dedi.
Bakan Yazıcı, 24 TV'de katıldığı programda soruları yanıtladı. Yazıcı, hükümetin kurulduğu günden bu yana hem iç hem dış politikada çok aktif tutum sergilediğini söyledi. Ana muhalefet partisinin, bu tutumu anlamakta zorlandığını dile getiren Yazıcı, tepkilerin bu nedenden kaynaklandığını ifade etti. Yazıcı, Türkiye'nin dış politikada izlediği tutumun, tarihine ve kültürüne uygun olduğunu belirterek, ilişkilerin çok yalın bir şekilde sürdürüldüğünü bildirdi.
İsrail'le ilişkilere ve yaşanan gerginliğe değinen Yazıcı, ''Mavi Marmara'da, açık sularda Türkiye vatandaşlarının İsrail
silahlı kuvvetleri tarafından öldürülmüş olması çok vahim bir olaydır. Yani o olayı düşünün, uluslararası ilişkiler açısından ne denli ağır olduğunu takdir edeceksiniz. Dolayısıyla Türkiye İsrail'in özür dilemesini, tazminat ödemesini ve Gazze'deki ablukaya son vermesini talep etti.
Birleşmiş Milletler de (BM) devreye girdi. Keşke BM bu konuyla alakalı daha duyarlı, daha objektif davranabilseydi'' diye konuştu.
Türkiye'nin dış politikada çok samimi davrandığını anlatan Yazıcı, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin, ortaya koyduğu davranışıyla alakalı somut adımları var. Bu başlıklar çerçevesinde yapılması gerekenleri bekliyor. Onlarda biri işte bugün itibariyle uygulanıyor. Temsilcilikler ikinci katiplik düzeyine düşürülüyor. Sanırım bu uygulamanın sonuç vermesini Türkiye bekleyecek. İsrail'in bu konuda daha esnek bir tutum içerisine girmesi konusunda hem
Avrupa hem ABD hem de kendi içlerinden
tavsiye ve telkinler var. İsrail bunu ne kadar anlayacak, bunu zaman içerisinde göreceğiz. Bu böyle devam edecek diye bizim bir tarzımız olamaz ama belirttiğimiz bu başlıkların da yerine getirilmesi de mutlaka bizi vazgeçilmezlerimizdir. Biz umuyoruz ki bu başlıklar yerine getirilir ve ilişkiler düzelir.''
-TUTUKLULUK SÜRELERİ-
Tutukluluk sürelerinin uzun olmasıyla ilgili bir soru üzerine Yazıcı, Türkiye'nin yargı alanındaki sorunlarından birisinin de bu konu olduğunu söyledi. Yazıcı, bu sürelerinin uzun olmasının yeni olmadığını da belirterek, şu anda Türkiye'de ''hiç olmamışların'' yapıldığını, darbecilerin, faili meçhullerin sorgulandığını, bu nedenle de söz konusu davalardaki tutukluluk sürelerinin daha çok gündeme geldiğini ifade etti.
Durumu somutlaştırmak gerektiğini dile getiren Yazıcı, şöyle devam etti:
''Örneğin
Balyoz davasını ele alalım. Bir
belge, silah bulundu. İşte o zamanki
Genelkurmay Başkanı çıktı bunu '
boru' diye anlatabildi. Bir belge çıktı, işte
İrtica Eylem Planı Belgesi çıktı ortaya. 'Bu, kağıt parçası' diye salladı televizyon ekranlarında ama daha sonra bu belgenin orijinalı, görevli savcılara iletildi ve ıslak imzalı belge ortaya çıktı. Daha sonra ihbar üzerine Gölcük'te belgelere ulaşıldı.
Savcı gitti bu belgeleri buldu. Tüm bunların çok farklı zamanlarda elde edilmesi, incelenmesi bu davaları uzatan etkenlerden biri.
Yargıda esas olan, davalar
ucuz olacak, masraflı olmayacak. Davalar süratli olacak ve yargılama faaliyetinin sonuç dediği nokta
adalet olacak. Bu üç başlık önemli. Dolayısıyla bu davaların uzamış olması bir sıkıntı. Onun da sebepleri söylediğim gibi nedenler ama bunlar da anayasa ve yasalarımızda öngörülen makul süreler aşılmış değil. '10 yıl da uzun bir süre' diyeceksiniz ama işte
Hizbullah davasında bunlar görüldü ve bu
düzenleme dolayısıyla sanıklar ortadan kaybolunca
Yargıtay da töhmet altında kaldı. Elbette tutuklama bir önlemdir ama bunun bir hükme, cezaya dönüştürülmemesi gerekir. Ancak sonuçta bunları takdir edecek olan savcılardır, hakimlerdir. Ben onların da vicdanlarını rahatsız edecek kararlar almadıklarına eminim. Böyle bir şey de varsa bunun yaptırımına da muhatap olurlar.''
-TERÖR SALDIRILARI-
Bakan Yazıcı, terör saldırılarına ilişkin de Türkiye'nin bu sorundan bir an önce kurtulmak zorunda olduğunu söyledi.
Güvenlik güçlerinin terörle mücadelede ne ihtiyacı varsa bunu sağladıklarını anlatan Yazıcı, ''İnanıyorum ki bizden önceki hükümetler de bu konuda çok cömert davranmışlardır'' dedi.
Terör örgütünün istismar ettiği konular olduğunu belirten Yazıcı, şöyle konuştu:
''Terör örgütü, özellikle Kürt olan
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bir takım kültürel, sosyal ve siyasal haklarının verilmediği şeklinde hep istismar yapmıştır. Biz bu alanlara da bugüne kadar konuşulmayan, konuşulması mümkün olmayan alanlara da ışık saçtık. Bu alanlardaki engelleri ortadan kaldırdık ve
terör örgütünün istismar ettiği konuları elinden aldık. Biz terör örgütünün istismar ettiği bu argümanları elinden aldıkça, terörden beslenen kaynaklar ve unsurlar, terörün sona ereceği kaygısıyla terörü tırmandırır oldular. Dolayısıyla bizim son zamanlarda yaşadığımız bu. Bana göre bu alanda en fazla elini taşın altına koyması gereken, hepimizle birlikte TBMM'de kendilerini Kürt olarak niteleyen siyasi gruplardır veya gruptur. Ama o arkadaşlar da maalesef çok içtenlikli bir duruş sergileyemediler. İşte şimdi meclisi boykot ediyorlar. O boykotun hiç bir anlamı yoktur.''
-''GÜMRÜK KAPILARINDA BEKLEMELERİ ÖNLEYECEĞİZ''-
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının işleyişiyle ilgili de bilgi veren Bakan Yazıcı,
bakanlığın Türkiye'nin bütünüyle alakalı olduğunu söyledi.
Diğer bakanlıkların da Türkiye'nin bütünüyle alakalı olduğunu, ancak kendilerinin özel bir yeri olduğunu ifade eden Yazıcı, ''Hepimiz tüccarız, sanayiciyiz, işçiyiz, memuruz ama 74 milyon aynı zamanda
tüketici. Dolayısıyla tüketici hakları çok büyük önem arz ediyor ve bu da bizim bakanlığımızla alakalı'' dedi.
Okulların kısa zaman sonra açılacağına dikkati çeken Yazıcı, öğrencilerin kullanacağı
kalem, çanta, silgi gibi malzemelerle ilgili denetimler başlattıklarını ve bu denetimlerin daha da artacağını söyledi. Gümrüklerdeki
kontrollere de değinen Yazıcı, sadece gümrük kapısında değil, piyasada da ürünleri kontrol ettiklerini ifade etti.
(RDE-NİF)07.09.2011 16:11:14