Gazeteci yazar
Ahmet Turan Alkan,
Ergenekon terör örgütü kapsamında bazı kişilerin gözaltına alınmasının son derece normal olduğunu söyledi. Bugüne kadar açılan davalarda olmadığı kadar bilgi ve döküman toplanarak mahkemeye sunulduğunu vurgulayan Alkan, "Bu davalarda ortaya konulan deliller, Türkiye'de şimdiye kadar hiçbir davada ortaya konulmamıştır." dedi.
İzmir Düşünce ve
Aksiyon Derneği (İDEALDER)'nin düzenlediği "Demokrasi ve Bireylere Düşen Görevler" konulu panel, Tepekule
Kongre Merkezi'nde gerçekleşti.
Faruk Mercan'ın moderatörlüğündeki panel, yaklaşık 1,5 saat sürdü.
Panelde konuşan Alkan, "Ergenekon olsun,
Balyoz olsun, Postal olsun, şu olsun bu olsun, bu davalarda ortaya konulan deliller, Türkiye'de şimdiye kadar hiçbir davada ortaya konulmamıştır. Hâlâ utanmadan diyorlar ki Balyoz'un delilleri bir nüsha, bir tek kaynaktan geliyor, zayıf. Kardeşim, sen böyle bir şey gördün mü? Suç delilleri teşhir mi edilir? Teksir veya fotokopi makinesiyle çoğaltılıp da dağıtılır mı? Suç delili zaten bir tane olur. Nihayet suç bir bıçakla işlenir veya insanı öldüren bir tane tabanca kurşunudur. Tabii ellerindeki basın gücünü son raddnesine kadar kullanıyorlar. Günlerden beri Balyoz davasıyla ilgili yayın yapmayan gazeteler var." şeklinde konuştu.
"DARBECİSİN İŞTE"
Ahmet Turan Alkan ise BBP'nin
merhum Lideri
Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili sis perdesinin hala aralanamamasıyla ilgili bir soruya şöyle
cevap verdi: "Bu, devletin üzerine kalan bir ayıptır. Her kim bu işi savsakladıysa, bakana kadar, Jandarma Genel Komutanı'na kadar açığa çıkarılmalı ve hesabı sorulmalıdır.
Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye'de siyasetin üstünde olan, herkesin sevgi saygısını kazanmış bir insandı." dedi. "Davası başlamadan önce onu Ergenekon'u savunanlar çok demokrat geçiniyordu. Asıl amaçları nedir?" sorusu karşılık da şunları söyledi: "Eskiden
iktidar dediğimiz şeyin yüzde 70-80'ini seçimsiz kullanabiliyorlardı. Şimdi kullanamıyorlar, onun için mızıkçılık yapıyorlar. Aklı başında herkesin,
darbecileri bakışlarıyla ezmesi gerekir ama Türkiye'de ana muhalefet partisi çıkıyor, 'Bu adamları
milletvekili adayı yapalım.' diyor. Sen böyle yaparsan, toplumda bunun yansıması çok daha farklı olur. İnsanları birbirine düşürürsün, bunu yapma. Biz darbeciye 'darbeci' diyemiyoruz. Diyemeyecek miyiz? Darbecisin işte."
Panelde konuşan Gazeteci-
Yazar Faruk Mercan ise, Türkiye'nin hiçbir zaman normalleşmesinin istenmediğini belirterek, Fransa'daki öğrenci olaylarının iki yılda bittiğine, benzer durumların burada bir türlü bitirilmediğine dikkat çekti. Buna rağmen son 8 yılda sağlanan istikrarın
ülkenin gelişmesi adına önemli olduğuna değinen Mercan, dünya genelinde 16. ekonomi olunması ve
büyüme trendindeki ilk yedi ülke arasında bulunulması gibi gelişmelerin devamı için en az beş altı yıl daha istikrarlı büyüme gerektiğini söyledi.