Diyarbakır'da devam eden
faili meçhul cinayet ve kayıp olayları ile ilgili davanın öğleden sonraki bölümünde müdafi avukatlar,
sanık ve sanık avukatlarının talepleri alındı.
Diyarbakır 6. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki davanın duruşmasına
mahkeme başkanı
Menderes Yılmaz, daha önce kimliği deşifre olan gizli
tanık aynı zamanda sanık olan Hıdır Altuğ'un ifadesinin alındığını söyledi. 'Sokak Lambası' kod adı ile ifade veren Hıdır Altuğ, ifadelerini geri çektiğini ve
gizli tanıklıktan çekildiğini belirtti.
İfadelerinin hür iradesi ile alınmış ifadeler olmadığını savunan Altuğ, "Beni yurtdışına göndereceklerini söylediler, çeşitli vaatlerle kandırdılar. İfadelerdeki
imza bana ait ancak içeriklerini kabul etmiyorum. Ankara'da bir inşaat şirketinde çaycı olarak çalışırken Hanefi
Avcı ve Recep
Güven şirkete gelip gidiyorlardı. Onlar bu ifadeleri vermem için beni ikna ettiler. İfadeler hazır sen gidip imza vereceksin dediler." iddiasında bulundu.
Müdafi avukatlardan
Tahir Elçi ise gizli tanığın doğru söylemediğini iddia etti. Bunun bir oyun olduğunu ve bilinçli olarak
Hanefi Avcı'nın isminin söylendiğini belirterek,
emniyet ile jandarmanın karşı karşıya getirilmek istendiğini kaydetti. Elçi, emniyetin bugüne kadar hiç kimseye yurtdışına göndermek ya da iş karşılığında tanıklık yaptırmadığını kaydetti.
Söz alan sanıklardan
Cizre eski Belediye Başkanı
Kamil Atak da, 25 yıldır halkına düşman edildiğini söyledi. Babasından kendisine 200 nüfus kaldığını, bu yargılama nedeniyle 200 yıl boyunca bunların beladan kurtulamayacağını savunan Atak, "Korucu olmakla iki ateş arasında kaldık. Abdullah
Öcalan, '
korucu olursun seni öldürürüz' dedi. Devlet de bize 'korucu olun' dedi. Biz de korucu olduk Öcalan 'öldürürse öldürsün' dedik. Biz komandonun 500 metre önünde yürüyorduk. Mayın varsa korucu ölsün diyorlardı. Biz bunu hak ettik. Benim bu Kürdün içine girmeye bir daha yüzüm tutmaz. Beni bıraksanız da bir daha gitmem. Gidersem de ya beni affedecekler ya da bir birimizi mahvedeceğiz." diye konuştu.
Gözaltına alındığı tarihte evinden alınan iki bilgisayarı hatırlatan Atak, "İki öğrencinin dersini çalıştığı bilgisayarları alıp depoya atıyorsunuz. O bilgisayarlarda balyoz planı mı,
darbe sanıkları mı vardı. Elinizi ayağını öpeyim barışı getirin. Barış istiyorsan, barışa meraklıysan koruculuk sistemini kaldır. Barışa biz mi engel oluyoruz. Bu yargılama ailemi mahvetti. Devletin yanında yer alan suçlu, dağa giden
terörist,
siyaset yapan KCK'dır. Bu nasıl adalettir." dedi.
TEMİZÖZ: SİLAH VERİN BAŞIMIZA SİLAH DAYAYIP TETİĞİ ÇEKELİM
Emekli
Albay Cemal Temizöz ise mahkeme 16 sayfalık yazılı savunmasını verdi. Kızgın olduğu görülen Temizöz, "Bizi dinliyorsanız dinleyin, dinlemiyorsanız bize bir
silah verin, şakağımıza dayayıp tetiği çekelim." diye konuştu.