Adıyaman'ın
Kahta ilçesi Narince köyünde bir ailenin başı
yangınlarla dertte. 9 kişilik Çelik ailesi, 45 günden beri gittikleri her yerde yangın çıkmasından dolayı şaşkın.
Psikolojilerinin bozulduğunu belirten Çelik ailesi, sebebini anlayamadıkları yangınlar yüzünden çocuklarının okulu bıraktığını söyledi.
Bulundukları ortamlarda çıkan yangınlardan bezdiklerini belirten
baba Ahmet Çelik, "Yaşanan bu olaylar bizi canımızdan bezdirdi. Ben bu evi yapalı 5 yıl oldu. 5 yıldan beri bir olumsuzluğun yaşanmadığı evde son 45 gündür acayip şeyler oluyor. Kendiliğinden yangınlar çıkıyor. Evimizde hiçbir şey kalmadı. Her şeyimiz yandı. Dün çocuğun üstünde montu yandı. Son anda çocuğu yanmaktan kurtardık. Bunu söndürdükten sonra kızımın başında ki eşarp tutuştu. Onu da son anda söndürdük. Hocaların yanına gittim, onlar dediler ki sen cinlere zarar vermişsin. Onlar senden intikam alıyorlar. Size musallat olmuşlar." dedi.
Bu yangınlardan dolayı Kahta'ya taşındıklarını belirten Ahmet Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yaşanan bu olaylardan sonra belki mekan değişikliği yaparsak sorun ortadan kalkar dedim. Taşındım, ama olmadı. 2 gün bir şey olmadı. Daha sonra eve taşlar gelmeye başladı. Sonra yine kendiliğinden çıkan yangınlar başladı. Tekrar eve geldik. Misafirliğe gidiyoruz, orası yanıyor. Çocuklar amcalarına gidiyor, oralar yanıyor. Gittiğimiz her taraf yanıyor. 24 saat hem biz hem akrabalarımız, hem de köylüler çıkan yangınları söndürmek için
nöbet tutuyor. Ben buradan sesleniyorum lütfen Türkiye'de bu problemi çözecek birisi varsa
Allah rızası için
yardım etsin. Perişan olduk. Çocuklarımın psikolojisi bozuldu."
Ahmet Çelik'in kardeşi Mehmet Çelik de olayın vahametinin büyük olduğuna işaret ederek, "Ağabeylerimin ve yeğenlerimin durumları içler acısı. Bu olay onların psikolojisini bozduğu gibi köyün de psikolojisini bozdu. 24 saat nöbet tutuyoruz. Çıkan yangınları söndürüyoruz. Yangının nerede çıkacağı bellisiz. Her an her yerde çıkabiliyor. Bize misafirliğe geldiler. Ahırda yangın çıktı. İneklerimizi zor kurtardık. İçeride oturuyoruz, birden perdeler tutuştu. Bizlerde psikoloji falan kalmadı. Kimse çalışmıyor artık. Bittik yani. Ne olur bu problem çözülsün dayanamıyoruz artık." diye konuştu.
Aileye yardımcı olmak için İstanbul'dan gelen Ahmet Çelik'in amcaoğlu
Hüseyin Çelik, tüm kamu kurumlarına gittiğini, ama bu olay için ellerinden gelen bir şeyin olmadığını söyledi. Bir başka amcaoğulu
Yunus Emre Çelik bir olayı anlatırken şöyle konuştu:
"Birisinde yangın çok büyük olmuştu. Karakol komutanı da geldi. Yangını söndürdük. Biz olanları anlattık. Ama böyle olacağına inanmadılar. Her pencerenin önüne bir askeri nöbete koydu.
Askerin yanında perde yanmaya başladı. Ondan sonra hepsi şoke oldu. Ayrıca o asker 1 hafta hastanede
psikolojik tedavi gördü." ifadelerini kullandı.
Bu tılsımlı aileyi haberleştirmek için eve giden basın mensupları da şoke oldu. Yaptıkları haberden sonra beklemeye başlayan basın mensupları kendiliğinden çıkan yangınları görünce gördüklerine onlar da inanamadı. Evde yanmayan hiçbir şey olmazken, duvarda bulunan dini içerikli takvim ile Kuran'ı Kerim'in yanmaması dikkat çekti.